Pazar, Aralık 16, 2012

TÜRK GÜZEL DE, TÖRE'Lİ TÜRK ÇOK DAHA GÜZEL...

Dün akşam; "Çölde serap mı görüyorum?" yoksa uzun ramazan günlerinde yattığımız ikindi uykusunda, rüyamda "Kana-kana su mu içiyorum?", rüyada mıyım diye defalarca kendimi çimdikledim!
Bilgi ve bilgelikle desteklenmiş tenkîdin, ne kadar yapıcı olduğunu izlerken ayrıca bu müthîş güzellikteki manzarayı seyredenleri seyrederken yaşadığımız huzûr ortamını ne kadar özlediğimizi de gözlemledim.
Töre Dergi'sinin, Türk Töresi'ni yeniden unutanlara hatırlatmak gayretleriyle başlattığı "Töre Sohbetleri"nin İzmir'deki kaynamasını ve kaynarken sessizce kaynaştırmasını, yüreğim ağzımda atarak izledim, dinledim!
Toplantının, sohbetin çağrısının adı; "Töre Sohbetleri", konu başlığı; "21. yy. Türk Milliyetçiliği, açmazlar ve çözüm yolları" idi ama Zekeriya Doğan Kültür Evi'nde; saat 19.00'da başlayıp benim ayrıldığım 22.30'a kadarki sürede ikrâm edilen, paylaşılan; bilgi ve bilgelikle sarılıp sarmalanmış Türk Yüreklerdi!...
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dünyası Sosyal, Ekonomik ve Siyasal İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Nadim MACİT Hoca; bir Müslüman-Türk Münevveri tevâzu ve muhabbetiyle yüreğini ikrâm ediyordu!
Tarihin gözüyle bugünü, bugünün gözüyle tarihi sorgulayıp buluştururken ilâhiyatçılığının verdiği müktesebât cesâretiyle din tacirlerine, Allah ile aldatıcılara, diyalogculara, medeniyetler arası ittifakçılara karşı Türkçe seslenirken tek kelime ile muhteşemdi!...
Hacmi küçük ama kapasitesi çok geniş bir mekânda Türk Dünyasına yürekliğe soyunulmuştu veya ben öyle algıladım...
Nadim MACİT Hoca'nın konferansı için seçilmiş yer, tevâfuken Türk Dünyası'na seslenilebilecek ender sayıdaki yerlerden biri belki de tek olanıydı. Çünkü Zekeriya Doğan Kültür Evi; yine bir Türk Akademisyen Kenan DOĞAN Hoca'nın rahmetli Babaları Zekeriye DOĞAN'ın anısına yapılmış, bütün giderleri Kenan Hoca tarafından karşılanan ve Türk Cumhuriyetlerinden tahsil için Türkiye'de olan Türk Gençliğinin orada buluşarak Türkeli'nde gurbet yaşamamalarını sağlayan Türk Sinesi sıfatlı bir adresti...
Çok etkileyici, kalıcı izler bırakacağı kesin olan bir sohbetti!
İlahiyatçılık müktesebâtıyla cesûr Nadim MACİT Hoca'nın Kur'ân temelli, Hâdis destekli örneklemeleriyle "insanın din eliyle nasıl eşekleştirileceği"ni anlatması, şahsen iz bırakan ânlardandı!...
Toplumların ahlâksızlıktan, milletlerin töresizlikten çözülerek çöktüğünü bir daha hatırlatan bu muhteşem toplantının bir de hasretlere vuslatlık özelliği vardı ki bunu anlatmaya söz ustası destancılar gerek!
Sohbete Aydın'dan hasta bedenine kafa tutan Türk Yüreği ile koşarak gelen "Türk Beğim" dediğim Gültekin Öztürk; Türkiye'nin dört yanından yüreklerinin rehberliğinde koşarak gelen; Karadeniz yüreklim Ömer Faruk BEYCEOĞLU, tanıştığımız günden beri öz bacımlarımla muhabbet yarışına girmeği başaran Hayriye Nurcan YAZICI, avuçlarına efelerin-seğmenlerin ruhunu sığdırabilecek bir yürekle koşarak gelen Firdevs IŞIK ve Türk yüreğinin gümbürtüsünü duymaya alışkın olduğumuz Ahmet Kutluğ GAYRETLİ; Türk Dünyasının yüreğinin attığı hacmi küçük, kapasitesi çok geniş mekâna ayrı bir güzellik akttılar sağ olsunlar... 
Nevzat Kavun, Prof. Dr. Metin Ekici, Do. Dr. Osman Karatay, Yrd. Doç. Dr. Abdullah Temizkan, Yrd. Doç. Dr. Yahya Kemal Taştan, Yrd. Doç. Dr. İbrahim Şahin, Dr. Bahadır Bumin Özarslan, Arş. Gör. Mustafa DUman, Arş. Gör. Ahmet Keskin, MHP İzmir İl Yönetiminden Ali Peynirci, Türk Eğitim Sen İzmir temsilcileri İrfan Toksoy, Adnan Sarısayın, Yeşim Yelgar Ünlü, Ercan Arık; ayrıca Türk yüreklerle buluşmak heyecan ve iştiyakıyla koşup gelen önce hayâl edip sonra hayata geçirmek üzere teşebbüs sahipleri Türk Milletinin istikballerinden, Ege Üniversitesi Ülkü Ocakları temsilcisi Türk Milliyetçisi Gençlerimiz; Şair raif Aras, Hüseyin Kuyucu, Caner turan, Durmuş Ali Tekin, Glseren Yaşbey, Fatma Özge Özdemir ve Sevgili Ozan Ünsal gibi, Türk Milliyetçisi duruşları adlarına sıfatlaşmış Türk Yürekler, Dünya Türklüğünün kalbine ev sahipliği yapan mekândan taşıyordu!...
Gözledim, izledim, duydum, duygulandım ve coştum tabi... 
Bu duygu ve coşkumun verdiği ukalalığımla ve ağabeylik hakkımı kullanarak; bu muhteşem geceyi katılımlarıyla güzelleştiren bütün Türk Yüreklilerden, hemen hiç ertelemeden TÖRE Dergisi'ne abone olmalarını ve kendilerinden başka en az üç arkadaşlarını daha abone etmelerini rica ediyorum. Bu közün alevlenmesi, alevin Türk Meş'alesine dönüşebilmesi için TÖRE'nin Türkçe esmesi, estirilmesi şart dedikten sonra;
Bize bu güzel geceyi yaşatan Karadeniz Yüreklim Ömer Faruk BEYCEOĞLU'na çok özel alkışlarım, teşekkürlerim var!
Hz. İsa kerâmetiyle ölüye can verircesine, NATO Generalleri ve ABD'nin Netekim Generalinin gadrine uğramış TÖRE Dergimizi yeniden canlandıran ve TÖRE'nin adına yakışır bir cesâmetle yollara düşüp uzakları yakın eden, Türk yürekleri buluşturan Karadeniz Yüreklim'e ne kadar alkış vursam az gelecek ama O, benim azımı çok sayar bilirim!...
Tekrar başa dönerek; Türk Münevverinin bilge cesâretiyle bizi bir daha buluşturan Prof. Dr. Nadim MACİT ve O'nun şahsında bize bir muhteşem geceyi yaşatan herkese ve katılımcıların tamâmına çok teşekkür ediyorum. 
Şahsen râzıyım, Allah da râzı olsun...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ vesselâm... 
Selâm, sevgi, duâ...
Tokkalı Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: