Cuma, Aralık 07, 2012

TÜRK'ÜM, HAYATTAYIM!...

Küffâr, dünyanın heryerinden Haçlı gözü ve siyonist gözlüğüyle Türk'e veTürkiye'ye bakarken ben de Türkiye'den dünyaya Türk'çe bakacak, kaşlarımı çatarak Türkçe sesleneceğim!
Ben, Türk'üm Heeey!
Dünyanın neresinde ararsanız, oradayım! 

Her yerde açık adresli, her yerde göz önündeyim! 
Nerede medeniyet varsa tamgalarımla, hanlarım-hanaylarımla, köprülerimle oradayım! 
Atı ilk ehlileştiren, demire ilk şekil veren, bütün dünyaya tuvaleti, hamamı, temizliği, tehâreti öğreten, yazıyı taşlara yazan, geçtiğim yerden tekrar geçeceğim için kervansaraylar kuran benim!
Geçtiğim yere kurduğum köprüler, konakladığım yere yaptığım hanlar, kaldığım her yerde yükselttiğim minareler-kubbeler, açık adreslerimdir benim!...
Ben Türk'üm!
Dünyanın neresindeki mazlûmdan sorarsanız, beni yanında gösterir! 

Dünyanın neresinde işgal varsa, zalim ve zûlüm varsa sorarsanız, adıma; ya Mete derler, ya Attila, ya Emir Timur, ya Sultan Alparslan der, ya Osman Beğ, ya Fatih, ya Yavuz, ya Atatürk derler! 
Dünyanın neresinde olursa olsun, müslüman veya gayr-ı müslîm mazlûma sorarsan; "Ey inananlar! içinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah yakında kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir! Bunlar Allah yolunda tüm gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar." (Mâide-54) âyetinde tarif edilenin Türk olduğunu söyler ve kurtarıcı olarak adresimi gösterir!...
Ben Türk'üm!
Sığmam zamana ve tarihe, taşarım kitaplardan! Destanlar beni anlatır, mütevâzı kıssaların hisse alınacak yerlerinde hep ben bulunurum ben! 

Firdevsi'nin Şehnâme'sinde, şuûraltına bile nüfûzumla Zal Oğlu Rüstem'i, bir yumrukla beline kadar toprağa çakan, İranlılar'ın Efrâsiyap dediği Tûranlıların yenilmez Başbuğu Alper Tunga benim!
Tarihin bilinen ilk siyâsi ihtilâlini yapan, Çin İmparatorluk sarayını basan, ölümü öldürerek yüz yıllardır öldürülemeyen, kırk yiğidi ile  ölen ama yenilmeyen ölümsüz Kürşad, benim!
Dünyayı iki kişiye az, bir kişiye çok bulan Emîr Timur benim! 

Dünya benim, ben nizâm-ı âlemi kendine iş edinmiş Türk'üm!...
Mertçe savaşmayı bilmeyen Avrupa ortaçağ yobazlarının; "Türk geliyor!" diye kalplerine terbiye malzemesi; savaş meydanlarında başları yerden kalkmayanların "Tanrı'nın Kırbacı" diye yüreklerine hükmeden Attila benim!
Dünya bana dar, kabîr bana çok geniş! Hayattayken kendinin hazırlattığı mezar taşına;
"Ey Alparslan'ın göklere yükselmiş şan ve şerefini görenler! Şimdi Merv'e gelin de onun nasıl toztoprak olduğunu görün." diye, zamana imza atan Alparslan benim! Savaş bana toy-bayram, şehâdet sonsuzluğa doğuş bende! Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türk benim!...
Dünyaya, hakimiyetin işgalle değil fetihle mümkün olduğunu, gönüller fethederek öğreten benim! 

Benim olduğum yerde hakkâniyet olur, adâlet olur. 
Mazlûm, zâlime karşı cesûrdur benim olduğum yerde! 
Hâin en büyük korkusunu, bana ihânet ederken yaşar! İhânete karşı şerbetliyim! Tanığım tarihtir. Çünkü tarihi yapan benim!
Dost övünsün, düşman hasetinden çatlasın diye Deli İbrahim'e sekiz yıl imparatorluk yönettiren, bir başka sekiz yıllık yönetimle Yavuz'laşıp tarihe imza atan benim!
Girdiğim uğraşlarda öldüremeyen yaralar, güçlendirmiştir beni! Binlerce yılda yüzlerce ölümcül yara aldım! Zayıf düştüm, zorlandığım oldu ama en bitik zannedildiğim anda yeri yerinden oynatarak kalkan Türk benim!
Kendini güçlü zanneden zâlimler, işgalci saldırgan korkak psikopatlar, yüz yıldır dinlendiğimin farkındalar ki dünyanın heryerinden saldırıyorlar! Onlar saldırdıkça silkinip kendime dönüyorum ben!
Tarihte bütün zâlimlerin, bütün psikopat işgalcilerin kelleleri benim kılıcımla mazlûmun ayakları önüne düşmüştür!
Başlıya baş eğdirip dizliye diz çöktürerek halkları milletleştiren tek erk benim; ben, Türk'üm! Dört yanda düşman kalmayıncaya kadar her yöne sefer edip âsâyişi sağlamak geleneğimdir! Önümde, arkamda, sağımda, solumda kendini bana düşman gören, geçmişte tokatımı yemişlerin acıları geçmiş olmalı ki bir haltlar karıştırıyorlar!
Türk'ün kıyâmını, Türk'e kefen biçenin sonunu, dünya bir daha izleyecek demek ki!
Zâlim güçlüden korkarak diplomatlık, diplomatik baskılarla demokratlık bana göre değil!  Benim kurultaylarım, benim şûralarım var!

Ben Türk'üm! Benim işim hâkimiyet, benim san'atım savaş! 
Tarih yapmak için benim muhteşem sanatım gerekir! Yüz bin çeri ile, bir buçuk milyarlık Çin'i, beşyüz sene Çin Seddi arkasına mahkûm eden ben; azgın Haçlı'ya da haddini bildiririm evel-Allah!
"Ölmek, ölmek; hırlamaya ne gerek?" diye binlerce yıldır ölüme meydan okuyan benim! 

Ben Türk'üm heeeeey! 
Ben Türk'üm ve hayattayım dünya! ...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Oloooo Bende TÜRKÜM!!!!