Cuma, Aralık 28, 2007

BURASI MECLİS...

Burası; Türkiye Büyük Millet Meclisi...
Muhteşem Türk Atatürk'ün, hakimiyeti kayıtsız-şartsız millete teslim edebilmek için, milletle elele vererek açtığı Meclis...
Sırtlarında yorganlarıyla gelerek, canhıraş bir mücadelenin verildiği yıllarda; geceler konaklayacak yerleri olmadığı için meclis bahçesine yorganlarına bürünerek uyuyan vekillerin temelini attığı Meclis...
30 yaşında, cebinde Ankara'ya dönecek yol parası olmadan, Atatürk'ün yüzüne karşı rahatsızlığını söyleyebilecek kadar heyecanlı, Atatürk'ün; "Soframdan kalkınız!" uyarısına, "Bu sofra bir padişah sofrası değil milletimin sofrasıdır. Milletin sofrasından da siz istiyorsunuz diye kalkmam." diye kafa tutabilecek kadar inkılaplara inanmış, bu tavır üzerine Atatürk ve arkadaşları sofradan kalkınca sabaha kadar odada bekleyip sabah Özel kalem Müdüründen 25 lira borç, yol parası alarak Ankara'ya dönmüş ve Atatürk tarafından; "Cebinde yol parası yok ama Atatürk'e kafa tutacak yüreği var." diye tarif edilerek bakanlıkla taltif edilmiş Dr. Reşit Galip'lerin görev yaptığı Meclis...
Burası; 75 milyon nüfuslu, dünyanın sayılı güçlü ekonomilerinden birine sahip, dünyanın en güçlü ordusuna sahip birkaç devletten biri olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Meclisi...
Burası; tarih yazılan, tarihler yapılan, dünya devlerinin hep birlikte dize getirildiği Meclis...
Bu Meclis'te; en kahramanların, en fedakârların, en komitecilerin, en kabadayıların, en sadık fedailerin, en güzel tarifli, en adam gibi adamların varlıklarını hep bilerek kanıksadık. Bu adam gibi adamların hangi etnik kökene dahil olurlarsa olsunlar 'Türk oğlu Türk' karakterleriyle varlıklarıyla hep övündük, gururlandık.
Çok partili dönemden sonra; beğenmediğimiz vekilleri çok acımasızca, çok insafsızca tenkit ettik yıllarca. Ama meclisimizden millet olarak asla vaz geçmedik. Meclisimizden vaz geçmeyi asla düşünmedik.
İktidar partileri olsun, muhalefet partileri olsun aynı titizlik ve hassasiyetle en karakterli, en yetişmiş, en sadık elemanlarını listelere koyarak meclise taşıdılar.
Her on yılda bir, ihtilâller yaşadık. Muhtıralar gördük. Ama; ne darbelerle yıkılanlar içinden, ne de darbecilerin destekledikleri ve darbecileri destekleyenler içinden hain çıktığını duymadık!...
Demokrasiye ters olmasına, demokrasimizi kesintiye uğratmalarına rağmen darbe taraftarları da, darbe karşıtları da kahraman fıtratlı adamlardı!...
Bu kahraman fıtratlılar sayesinde, millet yekvücûd kaldı. En solcusu Türkeş'e, en sağcısı-milliyetçisi Ecevit'e samimice rahmetler okudu. Rahmet okumayacak kadar kızgın olanlardan bile saygı görüldü.
Atatürk taraftarları İnönü'yü; İnönü taraftarları Atatürk'ü hiç reddetmedi. Ne Mareşal Fevzi çakmak, ne Kâzım Karabekir, ne Celal Bayar taraftarları Atatürk ve İnönü'yü; ne de Atatürk ve İnönü taraftarları diğerlerine saygıda kusur etmediler.
Çünkü idealleri tekti. İdeallerine varış için planladıkları programları farklı olsa da hedefleri tekti. Devletleri tek, milletleri tek, dilleri tek, bayrakları tek, vatanları tek, hayalleri tekti...
Hükûmet edenler de, muhalefet edenler de devlet-i ebed-müddet inancındaydılar. Vatanperverdiler. Milliyetperverdiler. Terakkiperverdiler...
Şimdiki meclisimiz galiba farklı görümde!
Demokrasinin, cumhuriyetin kendilerine bahşettiği haklarla meclise girenler; meclisi kurarak miras bırakanlara dil uzatır oldular!
Muhalefeti iktidara, iktidarı muhalefete çok ağır ithamlarda bulunmaya başladılar!... Muhalefet, iktidara "Hain!", iktidar, muhalefete "Alçak!" demeğe başladılar!...
Hükûmet eden partinin bir bakanının yeğeni, Mehmetçik şanıyla şehit olurken; bir başka bakanın yeğeni Mehmetçikler tarafından itlaf ediliyor!
Kocası terörist olan kadın vekil var! PKK'lı alçaklara ve İmralı Mahkûmuna terörist demeyen vekiller var! Millet vekilliği ünvanını, milletin verdiği vergilerden aldıkları maaşlara ve mecliste ettikleri yeminlerine rağmen kirletenler var!...
Millet olarak, milletvekillerimizin tamına; "TBMM'mize sahip çıkın. Meclisimizin Türk kimliğine sahip olun. Yoksa millet, Meclisine sahip çıkar ve sizlere de o çatı altında asla yer vermez." diye seslenmek isterim.
Milletin anasını ağlatanların, analarının ağlatıldığı bu keyifli günlerde; milletin sizi takipten vazgeçtiğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz!...
Burası Meclis ve milletin bütün dikkati Meclis'in üzerinde...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: