Pazar, Aralık 30, 2007

DAHA CANIMIZ ÇOOOK SIKILIR !...

Canım sıkılıyor!
Kendim gibi davrandığım için yabancı sayılıyorum! Oysa yıllarca tek sermayem, kendim gibi davranmamdı. Kendim gibi davrandıkça hür; hür kaldıkça kimlikli, kimlikliliğimi fark ettikçe Türklüğümü hissettim ve Türklüğümle övündüm yıllarca.
Kal-u belâ'dan beri İslam yaratılıp, Türklük kimliğimle de yer yüzüne indirildiğim için kendimi hep özel yaratılmış hissettim. Hala kendimi özel yaratılmış Türk Milleti'nin mensubu olarak hissetmenin heyecanı var içimde.
Hem bu kadar özel yaratılmış bir millet mensubu olup, hem İslâm dini ile şereflenmiş bir kul olarak neden canım sıkılır değil mi?
Evet; "Canım sıkılıyor!"
Yıllar öncesine gittim böyle düşününce. Erzurum'da eksi bilmem kaç derece soğuğuna rağmen hiç üşümediğim, çok sıcak olan dost dünyamda, bir yerel gazetede günlük olarak "Meydan"ımı açmıştım. Gazetemizin dağıtıcısı Mahmut, her sabah hem gazetemi getirir, hem de yeni yazımı alır giderdi. Yazımı kalemle kâğıda yazardım. Yazımın güzel olduğunu söylerler ama yine de el yazımı gazetede Mehmet'im okurdu. Bir hızlı yazan kardeşimiz de bilgisayara yazardı. Bir kaç gün, peşpeşe "Canım Sıkılıyor" başlığı ile yazı yazmıştım.
Mahmut, yazımı gazeteye götürür. Mehmet, yazdırmak için okumak üzere kâğıdı açar. Başlığı görünce;
- Ey vah! Hoca'nın gene canı sıkılıyor!... Diye sesli düşünür. Yazıyı bilgisayara yazacak olan kardeşimiz, gayet ciddi olarak;
- Hoca'nın canı sıkılmasın ne etsin? Her gün, her gün bu kadar yazı!... Elbette canı sıkılır!...
Ve günlerce gazetede söylenip gülünecek bir can sıkıntısı icat edilir.
Yine canım sıkılıyor!...
Memleketin; sağcısı-solcusu, laiki-antilaiki, ümmetçisi-cumhuriyetçisi, ülkücüsü-devrimcisi, aydını-cahili birebir sohbetlerde AKP'den rahatsız! Birebir sohbetlerde AKP karşıtı ama sandıktan %47 AKP çıkıyor!...
Ya sayı saymak bilmiyoruz, ya da çok kolay kandırılıyoruz!...
Ben hala AKP'liyim diyen bir fanatik AKP'liyle karşılaşmadım. Ama fanatik AKP'lilik yapmamasına rağmen AKP'ye oy vermeyen AKP'liye de rastlamadım.
Bu tarif ve bakışı diğer kulvarlara çevirdiğimizde; fanatik MHP'lilerin, ömürlerini MHP'ye hasretmiş ülkücülerin, yüzde kaçının MHP'ye oy verdiğini tesbit edemeyiz!
Sosyal demokratların, yüzde kaçının CHP'ye; demokratik solcuların yüzde kaçının DSP'ye; milli görüşçülerin yüzde kaçının RP'ye, liberallerin yüzde kaçının ANAP'a, sağcıların yüzde kaçının DYP'ye oy verdiğini söyleyebilecek var mıdır?
Bu kulvarların en ateşli, taraftarlarının dahi AKP'ye oy vermiş olabileceğini, hatta AKP'den siyaset yaptığını göre göre, hala AKP'lilerle mi, yoksa kendi vehimlerimizle mi münakaşa ederiz anlayabilmiş değilim!...
Ülkücü AKP'ye saldırmaya niyetlendiğinde AKP'deki ülküdaşından dolayı; sosyal demokrat, AKP'deki yoldaşından dolayı; demokratik solcu, AKP'deki bakan arkadaşından dolayı; milli görüşçü, AKP'deki bakan fikirdaşından dolayı susmuyor mu?
Ve hala neden bu kadar çok oy aldı diye, veya neden bu kadar çok oy verdiler diye millete sitem ederken kendi vehimlerimizle kavgalı değil miyiz?
Ve benim canım sıkılmasın mı?
Herkes kendi partisinde olmazsa, herkes kendi kulvarından yürümezse, herkes kendi kulvarında ıslahata gitmezse; siyaset yapmaya hakkı mı vardır? Siyaseten başarılı kıldıkları adresi tenkit etmenin aklı ve insafı var mıdır?
Partileri işgal etmiş siyaset korsanları, durumun farkında değiller midir? Yoksa görevleri mi budur?!...
Başta kendime olmak kaydıyla çok öfkeliyim ve çok canım sıkılıyor!...
Bu gidişle de canım çok sıkılacak ve canımız çooook sıkılacak!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: