Perşembe, Ocak 17, 2008

BAŞ ÖRTÜSÜ MES'ELESİ...

Şu türban meselesine bir de biz müdahil olalım.
"Türkiye'nin baş örtüsü değil türban meselesi vardır. Çoğumuzun anamız, bacımız ve köylerdeki kadınlarımızın başı örtülü ve onların baş örtüsü ile kimsenin bir mes'elesi yok." diyerek veya; "Bizim aklımız karışık değil. Türban sözlüklerde eşarp, tülbent anlamına geliyor. Bir sembol değildir. Sembol olsa ne fark eder?" yaklaşımı da samimi değildir.
Her iki yaklaşımda; iktidar ve muhalefet partilerince üretilmiş olan korkakça, gayr-ı samimi söylemlerdir ve sadece siyasî rant söylemleridir.
Şimdi hiç bir siyasi endişesi olmayan bir Türk olarak, Allah(c.c.)'ın emirlerine uymayı cüz'i iradesiyle kabullenmiş bir Müslüman olarak ben de türbanı, tülbenti, yemeniyi, eşarpı, baş örtüsünü konu etmek istiyorum.
Evet doğrudur.
Köylerimizde kadınlarımızın başı örtülüdür. Dün de örtülüydü. Bu gün ise köylerimizdeki kadınlarımızın yüzde sekseni, şehirlerimizdedir. Çünkü yanlış politikalar yüzünden toprağından soğutulan-kopartılan rençber, ameleliği tercih ederek şehirlere göçmüştür. Yani Türkiye 'nin şehirli nüfusu da, köylü nüfusu da köylüleştirilmiştir. Köylü de milletin efendilinden çıkarılmıştır böylece. Bu göçlerin sebebi de baş örtüsü değildir, şehre geldiği için başını açmayan aile de asla suçlu değildir.
Suçlu sizsiniz yetersiz politikacılar!
Suçlu sizsiniz korkaklığınız yüzünden doğruları söyleyemeyerek kadınlarımızın eşarbının arkasına saklanan siyasiler. Ayağa kalkın!...
Sağcınız, solcunuz; AB'ciniz, AB muhalifiniz; ABD'ciniz, ABD muhalifiniz; ülkücünüz, ümmetçiniz hanginiz mes'eleye doğru, cesur ve samimi olarak yaklaştınız?
Hanginiz, baş örtüsünü siyasi malzeme olarak kullanmadınız ve hanginiz baş örtüsünün ağırlığı altında ezilmediniz? Ayağa kalkın!...
Hanginiz, bir tarafı dincilikle, islâmcılıkla suçlarken camilerde görülebilmek için zamanla yarışa girmediniz? Hanginiz, eşinizi baş örtüleriyle teşhir ederek siyasi malzeme olarak kullanmadınız? Hanginiz, köylerinden şehirlere göçe mecbur ettiğiniz köylü vatandaşlarımızın adına varoş demediniz? Ayağa kalkın!...
Sıkıştığınızda hanginiz mazlum rolüne yatarak topu ve baş örtüsünü yasaklama suçunu, Ordu'ya atmadınız? Hanginiz samimiyetsizliğinizi saklayabilmek için mazlum rolleriyle Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırmadınız?
Bu milletin; türban meselesi de var, baş örtüsü meselesi de var. Örtünmek Allah emridir. Örtünmeyi siyasi rant sağlayabilmek için reddedenle, siyasi malzeme olarak kullanıp yasağı kaldıramıyorum diyenler de sizlersiniz. Hiç biriniz iktidar olduğunuzda bu meseleyi -çözemez değil- çözmezsiniz. Çünkü en fazla rant getiren malzemenizdir. Vatandaşı perişan eden sizsiniz. Suçlusunuz. Ayağa kalkın!...
Eğer mes'elelere sözlük anlamlarıyla bakarsak aklımız karışmıştır veya milletin aklını karıştırmaya çalışıyoruzdur!
Bu memlekette sözlük anlamının tersine kullanılan sayısız kelime vardır. Meselâ mahrem-namahrem kelimelerinin tamamen ters kullanıldığı gibi. Mesel'a uçak'ın hava alanı değil tayyare anlamında kullanıldığı gibi.
Meselelere doğru bakmak zorundasınız. Veya doğru baktığınızı ama vehmettiğiniz korkularınız yüzünden söyleyemediğinizi söyleme yürekliliğini göstermelisiniz. Yoksa yalanı en iyi becereniniz, en fazla bir dönem daha millete mazlum numarası yapabilirsiniz.
Suçlu aramayın. Suçlu tarif etmeyin.
Millet suçluyu biliyor ve suçlunun siz başarısız, yalancı siyasiler olduğunuzu biliyor. Ayağa kalkın!...
Eskiden yüz hane olan köylülerimizin; köyde kalan 10-15 hanesinin kadınları da, şehirlere göçen 80-85 hanesinin kadınları da örtülüdür. Baş örtülerinin adını ne koyarsanız koyun. Meseleyi, hangi kimlikle saklamaya çalışırsanız çalışın, bu memlekette inançları gereği örtünen ciddi çoğunlukta kadınlarımız vardır ve Allah emrine uymak için kapanmaktadırlar.
Ölümcül kavgaları durduracak kadar "töresel güç" olan kadınlarımızın baş örtüleri, korkarım ki sizin siyasi sonunuz olacaktır bilesiniz.
Allah emri gereği olan bu kıyafetimizi lütfen eşcinsellerin, cinsi sapıkların ağzına sakız etmeyin!..
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: