Pazar, Ocak 06, 2008

DOĞU VE GÜNEYDOĞU KÖKENLİ, SİZSİNİZ!...

"Doğu Kökenli" sizsiniz, sensin Bahçeli!...
Eğer bu sıfat iltifatsa, milyonlarca kere sizin olsun. Yok iltifat değilse -nezâketen- aynen size iade ederim.
Bahçeli MHP'nin Bahçevanı'nın Başbakanı, yanlış kavram kullanmakla suçlarken sarfettiği sözleri okuduğumda çarpıldım, ne yapacağımı şaşırdım!...
"Başbakan yanlış kavramlar kullanıyor. ‘75 Kürt milletvekilim var’ demek yerine ‘75 Doğu ve Güneydoğu kökenli milletvekilim var’ demek gerekir. Bu tür kavramları kullanırken dikkatli olmak gerekir. Kritik bir noktadayız." diyerek Başbakanı uyarmış güya!...
"Farklılıkların farkında olarak ülke yönetimi"nin, "Toplumsal dayanışmanın siyasal iz düşümü" programlarının mucidi, "Çiçek Bahçesi" tanımını "Ne mozaiği ulaaan!" söylemine alternatif üreten; DTP adındaki pkk'nın siyasal temsilcileriyle mecliste tokalaşarak mecliste olmalarını demokrasi adına kazanım olarak yorumlayan, milliyetçi Bahçeli; Başbakan'ı yanlış kavram kullanmakla suçlarken ne yaptığının ya farkında değil, ya da Başbakanın yaptığı ile yetinmemektedir.
"Ben Kürdüm." diyen birisini, Kürt olarak kabullenmek başka bir şey. Yani farklılıkların farkında olmak sayılabilir. "Doğu ve Güneydoğu kökenli" derken sanki başka bir ülkeden, başka bir coğrafyadan ve başka bir ülkenin insanlarından bahsediliyormuş gibi olduğunun, öyle anlaşılacağının ve öyle kullanılacağının nasıl farkında olunmaz?!...
"Onlar ne kadar Kürtse ben de o kadar Kürdüm, ben ne kadar Türksem onlar da o kadar Türk'tür." söylemi ile bu söylem arasındaki uçurum kadar farkın farkında değil midir?
Adam; üç-dört kuşaktır batıda bir vilâyetimizde yaşamakta ama ısrarla "Kürdüm" demektedir. Bunlara nasıl "Doğu ve Güneydoğu kökenli" diyeceksiniz? "Doğu ve Güneydoğu kökenli" sizsiniz!... Bu sıfat, iltifatsa da sizin olsun, hakaretse de aynen!...
Doğu Anadolu'nun en doğusundanım. 13 göbek ceddimde Türk olmayan, islâm olmayan tek kişi yok ve Türk oğlu Türk'üm elhamdülillah. Anadoluluyum. Anadolu'yu Türkleştiren ceddin ahfadıyım. Karslı olmama rağmen, Galiçya'da, Çanakkale'de, Yemen'de yatan şühedanın torunlarındanım. Turanlı'yım. Bu coğrafyayı; kendine ve hayallerine yetmez gören, Muhteşem Türk Atatürk ve Başbuğ Alparslan Türkeş'in ısrarla savundukları Misak-ı Milli sınırlarıyla hayâl eden bir fikrin mensubuyum. Hangi etnik kökenden olursa olsun vatandaşımı, vatandaş olarak kabullenen; "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyen herkesi baştacı edebilecek kadar kendinden emin bir milletin mensubuyum.
Türkiyeli de sizsiniz, doğu kökenli de, çiçek bahçesi'nin nebatları da...
Milletçiliğin farkında olamayan bir milliyetçinin, Milliyetçi Hareket Partisi adındaki milliyetçi bir siyasi kuruluşun başında oluşunu; hazmedemedim, hazmedemiyorum, hazmedemeyeceğim...
Kim, kimi takip ederse etsin; kim, kimin kimle beraber görüntülendiğini bildiğini söyleyerek tehditler savurursa savursun; gerçek manada ülkücü iradenin mutlaka tecelli edeceğine ve bu günlerin de gittikçe yaklaştığına inananlardanım.
"Tek Millet" tarifinin içini boşaltmaya çalışan alt-üst kimlik söylemcilerine destek veren "Çiçek Bahçesi" söylemciliğinden; "Tek vatan" söylemini parçalamak istercesine "Doğu ve Güneydoğu" diye hayali adresler üretmeğe çalışanlardan, kurtulma günümüzün yaklaştığını hissetmekteyim.
Sadece o günün muhteşem coşkusunu görebilmek hevesi ile yaşamaktayım. Çünkü ben ÜLKÜCÜYÜM...
"Şehitler ölmez, vatan bölünmez."
"Doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle, sünnîsiyle-alevîsiyle bu vatan bölünmez bir bütündür."
"Doğu ve Güneydoğu Kökenli" sizsiniz! İltifatsa da, hakaretse de aynen sizin olsun bu sıfat!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: