Cumartesi, Ocak 12, 2008

KİMLİKSİZLİK BENZEŞMESİ

"Lâhavle..." çekerek başlamak lâzım.
Başka kucakta oturup, ülkücünün sakalını yolmaya niyetlenen, terk etmeyi bile beceremeyen davranış özürlü birisi; bir yerleri üstüne vazife olmamasına rağmen sınava soyunmuş!
Adamın "Amed'i" değil kafası bombalanmış zannedersem!
"Dinime küfreden bari müslüman olsa!..." darb-ı meselinin, niye söylendiğini artık anlayabiliyorum.
Mümtaz Türköne adındaki, adından başka hiçbir şeyini bilmediğim; bilmediğim için de asla üzülmediğim zevattan, yaşadıklarından hareketle öğrendiğim 9 Işık'ı sayacağım. Saydıktan sonra da; "Hööööst! Geriiii!" diye anladığı dilden talimat vereceğim.
Mümtazer adındaki; erliği, emirerliği'nden öteye götürememiş, emirberlikten başka bir duruş öğrenememiş, argo racondaki anlamıyla asker kişiliğin, hayatı boyunca ezberlediği ve öğretmeğe çalıştığı ışıkları sayıyorum:
1- Sağ elini kaldırıp hristiyan öğretisine göre yemin ederek gördüğünü söylediği; "bacı'nın gözünde parlayan ihtiras" ışığı.
2- ABD'nin siyasal temsilciliğinden şüphelendiğimiz, çocuklarının istikbalini ABD'de garanti altına almayı amaç edinmiş, ideal "anne"nin çocuğunun askerken, eğlence yerlerinde sıktığı silahın namlusundan çıkan, "torpilli asker evlât silahı"nın ışığı.
3- Geçmişine ve tarihine hakaret etmeyi entellik sayan zihniyetle yarışırken, nobel ödülünü alabilmek için kurulan hayallerdeki Orhan Pamuk kıskançlığını'ın, zihninde çaktırdığı şeytanî ışık.
4- "Siyaset adamı değilim." derken "İsyemem yan cebime koy." mantığıyla; eşinin dağda oluşunu kullanarak siyasete ve meclise giren bölücü uzantılarına rekabeten; bağda siyaset yaparak eşini meclise soktuktan sonra, yerli işbirlikçilik tavrıyla, meclise girebilmenin hasret, heyecan ve destekli yol ışığı.
5- Kimin atına binerse onun düdüğünü çalarak, akıllılıkla kurnazlığa yer değiştirmenin başarılı sevinç ışığı.
6- Recep Tayyip Erdoğan'ın gözlerinde gördüğü; "Sen Teksaslıysan ben de Kasımpaşalı'yım." edalarıyla süslü despotizme biat ışığı.
7- Demokrasiyi amaç değil araç kullanarak, birilerine isim vermeden hakaret ederek mesafe alınabildiğini görmenin verdiği sevinç ışığı.
8- İstikbalinin parlaklığını yansıtan, gözlerindeki heves ışığı.
9- Yalakalık, yalamalık, inkârcılık, değişim-gelişim ve takıyyecilik ışığı...
Öfke insanın aklını başından alabiliyormuş!
Ülkücü olmayanların, ülkücü olmayanlarca ülkücüymüşçesine savunulmasının doğurduğu ortamda sarfedilmiş hezeyanlara muhatap olduk.
Gelin ağız birliği ile bu adama küfretmeyelim!
Bu adama yapılan hakaretler, yaygın basınca ve dolmakalemlerce reklam aracı olarak kullanılacaktır. Karısını yalakalıkla millet vekili listesine sokmayı başarmış bu kimliksiz adama; önümüzdeki yerel seçimlerde bir yerden aday olma şansı vererek, milletin başına belâ etmeyelim.
Milletin başında yeterince büyük ve kurtulması da epeyce zor bir belâ var zaten.
Yalaka bir zihniyetle, Atatürk'ü "13.İmam" olarak dillendiren "mezhebî kimliksizler"le; yalakaca AKP'yi bir yerlerde tarif ederek "10. Işık" olarak "Tayyipçilik"i lanse eden kimliksizlik arasında ne fark var?
Bu, sadece bir "kimliksizlik benzeşmesidir." vesselam...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: