Pazartesi, Ocak 21, 2008

KİMSE YOK MUUUU?

İsteyenin istediği gibi gündem oluşturduğu, sahipsiz bir memlekette olunca insan ne yapacağını şaşırıyor!
Artık PKK'lı olduklarını saklamayacak kadar şirretleşen DTP adıyla siyâset yapmalarına göz yumulan hainlerle mi uğraşalım?! "MHP'siz Bahçeli"nin, - haber sitelerinde yazılanlara göre- Recep Tayyip Erdoğan'dan daha ileri giden Milli Görüşçülüğüne mi bakalım?! Devlet kurumları arasındaki insicâmı bozmak için özel gayret içinde olan Başbakan'ın ne yapmaya çalıştığını anlamaya mı çalışalım şaşırdık!...
Buyurun; Mehmet Tezkan'ın köşesinden bir bölümü, aynen alıyorum:
" MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 18 Ocak Cuma günkü Hürriyet’te Enis Berberoğlu’na verdiği demeci okuyunca tüylerim diken diken oldu.. Konu, türban.. Diyor ki; aşama aşama gitmek lazım.. Soru şu: Liselerde olmasına karşı mısınız? Yanıt: Hayır efendim. Bir bütün olarak ele alındığı vakit (...) Birbirini tamamlar.. Bahçeli’nin söylediği, Başbakan Erdoğan’ın söylediğinin ötesinde.. Diyor ki.. Önce üniversitelerde.. Sonra lisede.. Ardından ilköğretimde türban serbest olsun.. Peki çalışma hayatında? O zaten olacak.. Avukat, doktor, öğretmen, hakim, teğmen, binbaşı, polis, memur türban takacak..Başka yolu yok!"
Bana kızan, küsen, sitem eden ülkücüler, Ülküdaşlarım neredesiniz? Hâlâ, bu sessizliğinize devam mı edeceksiniz?
Bu memleket bu kadar sahipsizliği hak edecek ne kabahat işledi?
Bu millet, bu kadar hakarete muhatap olabilecek ne gibi bir günâh işledi? Bu millet, dünyanın en eski devletçilik tecrübelerine sahip olmasına rağmen nasıl böyle basiretsiz ellere teslim oldu anlamam mümkün değil!
Bu memleketteki sistem bu kadar mı kokuşmuş ta haberimiz olmamış!
Ne edilen yemine sadakat var, ne millete verilen söze sadakat var, ne de tutulmayan yeminlerin, tutulmayan sözlerin hesabını sormak için bir teşebbüs var!
Neler oluyor?
Allah aşkına birileri söyleyebilir mi?
Asker savaşta. Hukuk siyasilere yenilmemek için can çekişiyor. Devletin kurumları birbiriyle kavgalı. Ekonominin iflas eşiğinde olduğu apaçık. Açlık artık utanılır olmaktan çıktı.
Hükûmet, sayısal çoğunluğunun verdiği pervasızlıkta. Muhalefetin bir ayağı, AKP'ye elinden geldiğinden daha fazla yardımcı olmak gayretinde. Ana Muhalefet, il kogrelerinde iç kavgalarla meşgul. Millet, siyâseten çaresiz!...
Çaresizlik kader mi oldu?
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini" sorusunu tekraren soruyorum.
Sorumu duyacak, soruma cevap verecek bir babayiğit var mııııı?
Allah aşkına kimse yok muuuuu?
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: