Perşembe, Haziran 05, 2008

HAYALİM GERÇEKLEŞSE VALLAHİ TURAN GERÇEK...

Hayal kurmak istiyorum!
İnsanın, hayal ettiği kadar var olduğunu ve hayale güç yetmeyeceğini de biliyorum! Hayal kurmak ve hayallerimi duyan-okuyan bütün gönül dostlarımla paylaşmak istiyorum! Hayallerim; en az benim kadar duyanlara da heyecan verirse hep beraber gerçekleşsin diye duaya davet etmek istiyorum!
Tabi en güçlü ve etkili duanın çalışmak olduğunu hemen hatırlatarak!...
Siyâseten çaresizliğe mahkûm edilmiş Türk Milleti'nin, artık çareyi kendisinin ürettiğini hayal ediyorum. MHP'deki, Büyük Birlik Partisi'ndeki, Aydınlık Türkiye Partisi'ndeki ve ocaktan-teşkilattan uzaklaşmış-uzaklaştırılmış diğer siyaset kurumlarındaki veya kendilerini hapsettikleri evlerindeki bütün ülkücülerin, silkinerek ayağa kalktıklarını hayal ediyorum.
Hangi "Ülkü Devi", hangi adreste ülkücü kimlik ve karakteriyle ayağa kalkmışsa en yakınındaki genel başkana gidip, lisân-ı münâsiple ülküdaşlarını özlediğini söylediğini hayal ediyorum! Ülkücüye, ülküdaşını özleme işkencesini yapmaya kimsenin hakkının olmadığını söylediğini, söylemesini hayal ediyorum.
Sn. Devlet Bahçeli'nin, Sn. Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Sn. Oktay Öztürk'ün; bu seslenişleri duyarak ve bu hasret çeken yüreklerin samimiyetini anlayarak sür'atle bir araya geldiklerini hayal ediyorum!
Tamamının, kendi aralarında; Allah'ı, vicdanlarını ve tarihi tanık tutarak rütbelerini soyunduklarını, "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için." inanç ve heyecanıyla altı kollu, üç yürekli, üç kucaklı hale gelmiş kucakları tekleştirdiklerini hayal ediyorum! Yeniden Üç Hilal'li parti sancağını, bozkurtlu teşkilat sancağını dalgalandırdıklarını hayal ediyorum!
Allah ile aldatanlardan Allahçılığı, Atatürkçülük ile satanlardan Atatürk'ü, şucu-bucu sıfatlı cemaatçilerden dini, ülkücülükten geçinenlerden Başbuğ Türkeş'i; liberalllerden, kapitalistlerden, sosyal demokrat veya demokratik solculardan Milliyetçi Toplumculuğu çekip alarak millete hür aklını iade ettiklerini hayal ediyorum!
Bu sıcak dünya atmosferinde, dünyanın en güçlü ve donanımlı ordusunu kışlasına ve sınırlardaki tarihi görevlerine; Allah'ın güzel ahlâkı tamamlamak için indirdiği dini anlatmaktan başka işi olmayan İmam Efendileri, camilere aslî görevlerine dönderdiklerini hayal ediyorum! Ordu mensuplarının kahramanlaşmaktan, din adamlarının Allah'ın rızasını kazanmaktan başka işlerinin olmadığı günleri hayal ediyorum!
Muhteşem Türk Atatürk ve Cumhuriyetin kazanımlarından olan millî bayramlarımızı, ve tarihten mirasımız olan özel günlerimizi, Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti ayırım ve kıyaslaması yapmadan, yaparsak insaftan sapmadan, millî coşkularla kutladığımızı; kandilleri, kutsal ve dinî günleri hep birlikte hûşû içinde yaşadığımızı hayal ediyorum!
Yakın hedefi "Yüz Milyonluk Milliyetçi Türkiye", uzak ve nihaî hedefi "Turan" olan inanmış kadroların, yeniden dağlara taşlara düşerek propoganda yaptıklarını hayal ediyorum! Camilerde 'Müslüman Türk'çe, düşman karşısında îmanlı Alparslanca, öfkeli ama âdil Yavuzca, Kimsesizler Kimsesi'ne sığınabilecek kadar ulu Fatihçe, dinle milleti barıştırdıktan sonra bu barışı hukuka-cumhura emanet eden Atatürkçe duracağını söyleyebilen yiğit Türk Siyâset adamlarının millete sunulduğunu hayal ediyorum!
Türkçe konuşan, Türkçe düşünen, Türkçe uygulayan, dostunun ve düşmanının karşısına Türkçe çıkan yiğit devlet adamlarının propogandasını yaptığımızı hayal ediyorum!
İlk olarak daha fazla ezilmemenin, sonrasında siyâseten-ticareten kazanmanın başka yolunun kalmadığının ehil ağızlardan açıkça söylendiğini hayal ediyorum!
AB'ye "Hadi güle güle!"; IMF, Dünya Bankası ve benzerlerine "Hadi defoool!", yabancı sermayeye "Yatırım yapacaksan gel." diyebilecek yiğitlerin konuştuklarını hayal ediyorum!
Hayal ettiğim sadece milletçilik! Bilge Kağanca, Timurca, Atatürkçe, Türkeşçe...
Hayal ettiğim sadece Türkleri türkçülükten geçinenlerden, Kürtleri kürtçülükten geçinenlerden, Dinimizi dincilikten geçinen iman tâcirlerinden, sokak hakimiyetini mafya bozuntularından, akıllılığı kurnazların tahakkümünden, demokrasiyi demokrat maskeli çıkarcılardan veeee, ve bütün partileri genel başkanların diktatoryasından kurtarmak!
Oluru olmazı eş değerde ama keşke olsa değil mi?
Hayale güç yetmiyor ve hayalim bir türlü karamsarlaşmıyor! Türklüğümden değilde neyimden dersiniz?
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: