Cumartesi, Haziran 28, 2008

ÖTEKİLER, ÖTEKİLEŞMİŞLER! GÜNAYDIN!...

"Türk toplumuna travma yaşatıldı. Bir gece içinde kıyafetlerini ve dillerini değiştirmeleri istendi. Dini yaşama yolları değiştirildi."
Söze bak, hizaya gel!
Adamlar, resmen öteki! Resmen ve âlenen ötekileşmişler, ötekileşiyorlar ve arada bir "birlik-beraberlik, demokrasi" falan söylemleriyle akıl karıştırmaya devam ediyorlar!
Adamlar; kendilerini ötekileştirdiklerini söylemekten çekinmiyorlar ama bizler, yani %47'nin karşısındaki 53 parçalık %53'ler, adamlara "öteki" demekten imtina ediyoruz!
Allah ile aldatanların hesabının görülmesini, mutlaka ilâhi adâletten bekleyeceğim ama eşref-i mahlûkattan olan, eşref-i mahlûkatın en çok övülenlerinden olan Türk Milleti'nin 10.000 yıllık devlet teamüllerinden hareketle, mer'i kanunlarıyla bu adamları yargılamalarını daha bir sabırsızlıkla bekliyorum! Hukuk olmazsa devlet mi olur?
Ceza yasalarımıza göre, sıradan bir vatandaşa dahi hakaret etmenin yasal ceza olarak karşılığı varken devletin kendisini, kurucusunu, yasalarını ve sistemini korumasının adına "hukuk darbesi" diyecek kadar pervasızlaşan, hukuk tanımayan ötekilerin, hadlerinin bildirilmesini beklemeyelim mi?
"Kötüden, yanlıştan örnek olmaz." diye ahlâki öğretilerimiz vardır. Ama son 40 yılımızda maalesef bütün örnekler; kötülerden, yanlışlardan, kurnazlardan, hortumculardan, aile fotoğraflarından, papatyalardan, prenslerden, yol arkadaşlarından, imanlı(!) kadrolaşmalardan, dönenlerden-gelişenlerden, sık sık gömlek değiştirenlerden oluşuyor!
Yıllardır kendimizi yırttık! Haykırarak parçalandık!
İmam Hatip Liselerinin "arka bahçe" olarak tarif edildiği günden beri, kendilerinden olmayanların "pataten dinliler" olarak tarif edildiği günden beri, "rektörlerden türbana esas duruş alınacağı"nın açıklandığı günden beri, "Sen ne mutlu Türk'üm diyene dersen birileri de ne mutlu bilmem neyim der." denildiği günden beri; "Geliyorlaaar, biz getirmesek te gelmelerini kolaylaştırıyoruz." diye feverân ettik durduk!
Dini, dinci geçinenlere; Atatürk'ü Atatürkçü geçinenlere, milleti milliyetçi geçinenlere, sosyal demokrasiyi sosyal demokrat veya demokratik solcu geçinenlere tahrip ettirdiler seyrettik! Adam hem demokratik solcuyum dedi, hem Atatürkçüyüm dedi, hem laikim dedi ve hem de Fetullah Gülen'e kimsenin vermediği desteği açıkça verdi görmezden geldik! Hatta vefalılığını ve sadakatini alkışlayanlarımız bile oldu!
Sol'un en uç yerlerinden, dincilik siyaseti yapanların yanına transferler yapılabildi! Seyretmekten öte bir şey yapmadık! Çünkü düşünme yeteneğimize taraftarlık adına ipotekler koyulmuştu! Hırsızın, arsızın, uğursuzun hatta hainlerin bile artık "Bizimki" tariflilerini oluşturmuştuk! Akıllarımız işgâlde, vicdanlarımız ipotek altındaydı!
Biliyorduk ama aklımızı ve vicdanımızı kişisel çıkarlarımız uğruna akıllılık-kurnazlık tarifiyle kendimiz kiraya verdiğimiz için sadece seyretmekle de kalmıyor, alkışlar da vuruyorduk!
Milletin içindeyim. Ha bire dolaşıyorum! Çareyi milletin üreteceğine, çarenin çarıklı erkân-ı harpten çıkacağına o kadar inanıyorum ki!...
İzmir'de cami cemaatinden bir amcayla sohbetimde; "Hoca! Hoca! Av köpeği, her zaman eli tüfeklinin yanına koşar!" şeklindeki muhteşem, bir o kadar da ürkütücü tarifi duyunca, bütün edebime, toplumun kararlarında hep mâzur olduğuna inancıma rağmen %47' yi anlar gibi oldum! Sözü söyleyen de %47' nin içindendi!
Çarıklı erkân-ı harbin söyledikleriyle çok muhterem Ağabeyim Nihat Çetinkaya'nın, canlı tv yayınında; "AKP, güvenlik güçlerinden alternatif bir güç oluşturdu ve 1 mayıs'ta İstanbul'da güç gösterisi yaptı!" tarifini örtüştürdüm ve milletin neden AKP'de olduğunu anlamaya başladım!
Toplum, genellikle güçe teslim oluyormuş demek ki! Biz; duyarlı, kanaat önderi geçinenlerin, milyon dolarlara tarnsferler yaşayan, akıllı "taraf" taraftarlarının pazarlarını seyretmekten başka iş yapamadığımızı da keşfederek kahroluyorum!
Kardeşim! Adamlar ötekiler! Ötekileşmişler! Kendilerini tariften başka bir şey de yapmıyorlar! İmparatorluk başkentini, payitahtı Haçlı işgâlinden kurtararak, yeniden minarelerden Ezan-ı Muhammedi'nin inlemesini sağlayan, dansöz oynatılan, at bağlanan camileri yeniden ibadete açan, Diyânet İşleri başkanlığı diye bir kurum kurarak iki bakanlık bütçesinden fazla bütçe verecek kadar Müslüman olan bir Devlet Kurucusu'na, Atatürk'e karşı nankörlüklerini açıkça yapacak kadar Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olduklarını tevilsiz söyleyebiliyorlar!
Biz ise hâlâ; insan hakları, demokrasi, demokratlık adına bu adamların ötekiliklerine yumuşatarak kılıf hazırlanmasına, seyrederek yardımcı oluyoruz!
Beğler! Vallahi devlet te tehlikede, sistem de, vatan da hatta din de elden gidiyor!
Adamlar, hâlâ "Allah İle Aldatanlar" tarifini mükemmel hak ediyorlar!... Zor iş ama beceriyorlar işte!... Günaydın adamlar ÖTEKİLEŞTİLER!
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: