Çarşamba, Haziran 25, 2008

YERİM DEMOKRATLIĞINIZI !...

AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bindirilmiş Kıtalar"dan oluşan, "Darbeye Karşı 70 Milyon Adım" adlı sokak işgaliyle ilgili haberleri öylesine okuyordum! İlgimi çekti dersem yalan söylerim!
Ama "doldurulmuş haber"in bir yerine gelince, ayağımın altından yer kaçtı zannettim! "Doldurulmuş Haber"e göre, gûya bir provokatör(!), elindeki Türk Bayrağını sallayarak ve "Ne mutlu Türk'üm diyene." diye bağırarak, mitinge gölge düşürmeye çalışmışmış!....
Höööösssst be!...
Geri bas, geriiiiii!...
Bu memlekette; şimdi sizlerle beraber "doldurulmuş kıtalar"a dahil olarak sokaklarımızı kirletenler, kongre yapıyoruz diyerek Bayrağımızı ayaklar altına almışlardı ve biz provoke diye bunu biliriz!
Bu memlekette; kendi çocuğuna çürük raporu alarak askere göndermeyenlerin; "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!" demelerini; alçak terörist başına "sayın", şehitlerimize "kelle" denilmesini provoke olarak algılarız!
Bu memlekette; başka partilerin kapatılma davasını işlerine geldiği için sessizce izleyen ama hukuk kendilerine karşı işletilince mazlumlaşarak Soros'un kirli-kanlı paralarıyla sokaklarımızı kirletenlerin arkasına saklanmaları provoke olarak yorumlarız!
Ezanı dinlerken yüreği güm-güm atan Hristiyan Vatandaşımız, göz bebeğimiz Stefo Seyisoğlu'nun vatanperverliğinin aksine; Avrupa'ya ülkesini şikâyet eden Dışişleri bakanı ünvanlı kişinin davranışını, provoke sayarız!
İstiklâl mahkemelerince vatana ihanet suçu sabit görülerek idam edilmiş şeyh ünvanlı hainlerin torunlarının, Atatürk miraslarından sinsice istifade ederek Meclis'e girdikten sonra, Atatürk ve silâh arkadaşlarından intikama soyunmalarını ve söylemlerini, provoke olarak algılarız!
Bu memlekette; siyasi partiler yasalarını değiştirmeden, seçim sistemini değiştirmeden, kendi genel başkanlık sultalarını iyice sağlamlaştırdıktan sonra, Anayasayı hedef alarak demokrasi ve cumhuriyete karşı savaş açanların gayr-ı samimi davranışlarını, provoke olarak algılarız!
1924 Anayasası'ndan sonraki en demokratik anayasamız olarak tarif edilen 1962 Anayasası'nı hoyratça kullanarak sağcı-solcu, ülkücü-devrimci, ümmetçi-laik her kesimi incitmiş 1982 Anayasası'na milleti mecbûr edenlerin davranışlarını; bizi sadece tepki vermek mantıksızlığı ile 1982 Anayasası'nı savunmaya mecbûr edenlerin davranışlarını, provoke olarak tanımlarız!
Alt kimlik kompleksi ile millî bütünlüğümüzü hedef alanları, bölücülüğü Soros'un kirli-kanlı paralarıyla sokaklara taşıyanları, "Müstemleke valisi"ni yeniden davet ederek siyâset yapıyorlarmış görüntüsü vermeye çalışan işbirlikçileri, kahramanlarımızın haklarını inkâr edenleri; köylüye, çiftçiye, memura, işçiye, emekliye, esnafa, sanayiciye hakaretler ederek kendilerinden başkasına "Allah yarattı." demeyenleri, provokatör diye tanımlarız!
Allah(c.c.) ile aldatanları, din tacirlerini, iman bezirgânlarını, kendilerinden başkalarını "patates dinli" sayanları, müslümanlığı bile siyâsi malzeme ederek "Dinler Arası Diyalog" safsatası ile, yüzlerce yıllık düşmanımız Haçlı'ya sığınanları, provokatör olarak görürüz!
Demokrasi ve cumhuriyeti asıl amaçlarına ulaşmak için araç gördüklerini söylemekten çekinmeyen ve sıkışınca demokrat rolüne soyunanların davranışlarını, provoke olarak tanımlarız!
Bütün gayr-ı millî ve gayr-ı vicdani hareketlerini; "türban"adını koydukları ve "velev ki üniforma olsa!" diye pervasızca meşrûlaştırmaya çalıştıkları yahudi örtüsü ile kapatmaya çalışmaları, provoke olarak görürüz!
"Ananı da al git!" hakaretinden sonra panzerlerle kış günü sulanarak yerlerde sürüklenen işçilere kapalı meydanları, "Bindirilmiş Kıtalar"la doldurmaları, Soros'un kirli-kanlı paralarıyla bölücülerle kolkola meydanları kirletmeleri, provoke olarak algılarız!
Demokrasiyi hoyratça kullanarak sıkışınca demokrat rollerine soyunmaları, provoke olarak anlarız!
Hukukun işleyişini; bir başka particilik oynayan bölücülere karşı nizami sayarak sessizce izleyen ama kendilerine yönelince darbecilikle suçlamaları, provoke olarak anlarız!
Hukuk işleyecek. Şeriatın (kanunun) kestiği parmak acımayacak! Başka yolu yok bunun! Yoksa birilerini mecbur edenlerin, "Kendi düşen ağlamaz." gerçeğinden hareketle ağlamasına kimse inanmaz!
Yerim sizin demokratlığınızı!
"TÜRK'ÜN HER ŞEYİ GÜZELDİR VE HER ŞEYDEN GÜZELDİR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: