Cuma, Ekim 16, 2009

KORKUMUN KORKUSU...

Kırıldıklarıma hakkımı helâl ederek ve nefsimin tahrîkiyle kırdıklarımdan helâllik dileyerek başlamak istiyorum!...
Saat, gecenin yarısını iki saatten fazla geçmiş. Yaratan'ımla,vicdânımla, kendimle başbaşayım. Kimseye bir şey anlatabilecek ve kimseden bir şey dinleyebilecek halde değilim! Beynimde fırtınalar var! Canım sıkkın. Ruhum izlediği dünyevî işlerin basitliği karşısında isyankar!...
Düşünce mensûbu her kes bir yerlerle kavgalı! Kavga edenler de, saldırılan kavga edilen yerlerde görev yapanlar da insan! İnsan içindeki insan, insanla kavgalı! Sürek avında insan, hayvanla kavgalı! Orman yakarken insan, nebatla kavgalı! Dere yatağına yerleşirken insan, ekolojik dengeye kafa tutarak tabiatla kavgalı! Ateistse, inkârcıysa insan veya tarikatçıysa, cemaatçiyse, bir yere ve şeyhe bağlıysa şirke düşen insan, Yaratan'la kavgalı!
Bu kavga, yeni değil!
Kur'an-ı Kerim'den; "Hatırla ki, Rabbin meleklere; Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbîh ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara; Sizin bilemeyeceğinizi her halde ben bilirim, dedi."-Bakara 30-
" Biz: Ey Adem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin, orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yiyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik" -Bakara 35-
" Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (cennetten) onları çıkardı. Bunun üzerine; bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yer yüzünde barınak ve belli zamana dek yaşamak vardır dedik." -Bakara 36- Derken Adem, Rabbinden bir kısım kelimeler öğrendi. Rabbi de bu yüzden Adem'in tevbesini kabul buyurdu. Şüphesiz ki O , tevbeleri çok kabul eden ve rahmeti bol olandır." O kelimeler: "Rabbimiz biz nefislerimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen muhakkak hüsrana uğrayanlardan olacağız." -Araf 23- Kelimeleridir.
Âyetlerden okuduklarımıza göre Hz. Adem ve Hz.Havva ile insanlığın yeryüzüne indirilmesiyle başlayan; çok zâlimce, çok nankörce, çok zayıfça, çok insanca bir çekişme var...
Bizler de o insanların devamı olarak aynı çekişmeleri devamla meşgulüz! Yani bizler de; nefislerimize zulmedenlerdeniz. Eğer bizi de bağışlamaz ve esirgemezse muhakkak ki hüsrana uğrayanlardan olacağız !...
Korkuyu hepimiz biliriz ama neden, nereden, kimden korkacağımızı bilmeyiz! Kimimiz ölümden, kimimiz hastalıktan, kimimiz yoksulluktan, kimimiz yasalardan, kimimiz kuvvetliden korkarız!
Asıl korkulması gerekeni, korkuyu da Yaratan'ı, korkuyu Yaratan'dan korkmayı unuturuz!...
Allah Korkusu'nun mükemmel bir tarifi olduğu için bir kıssayı, bir daha hatırlatacağım...
Yavuz Sultan Selim Han devri... Sadâret, sadrâzamlık makamı yani günümüz başbakanlık makamı, boştur. Yavuz; fısıltıyla ilk divanda sadrazam atayacağını, duyurur. Paşaların, tamamı Enderun'lu yani tahsilli, diplomalı kimselerdir. Sadece Pîrî Mehmet Paşa, alaylıdır. Serhadden serhadde, savaştan savaşa koşarak yetişmiş bir gâzi, iman ve bileğinin gücüyle paşadır...
Divan günü; paşalar, saatinden çok önceden koşarak Padişah'a yakın bir yer kapar otururlar. Hepsinin hayâlinde sadrazamlık vardır. Pîrî Mehmet Paşa ise divana bir kaç dakika kala salona gelir çıkışa yakın, Pâdişâha uzak bir sandalye bularak oturur...
Yavuz, salona gelir. Selam sabahtan sonra Dîvan'ı açar.
- Paşalar! Bir karara vardım. Ne dersüz?... Diyerek kararını açıklar. Açıkladığı karar, yüzde yüz devletin aleyhinedir! Sonra, meşveret gereği;
- Falan paşa! ne dersün? diye sırayla paşalara sorar. Aldığı cevaplar;
- Muvafıktır Hünkarım! Çok doğrudur Hünkarım! Siz yeryüzünde Allah'ın sâyesisiniz, yanlış yapmazsınız Hünkarım! Ve benzeri şekildedir.
Sıra, en sona kalan Pîrî Mehmet Paşa'ya gelir;
- Bre Pîrî! Sen ne dersün?
- Külliyen yanlıştır Hünkarım!
Şeklindeki cevapla, dîvana bomba düşer! Her kes Koca Yavuz'un gazabını düşünerek titremeye başlar.
Yavuz;
- Bre Paşa! Bizden korkmaz mısın? Bilmez misin biz kelle alırız? Diye kükrer! Cevap ta saygılı, aynı erkek tonlamadadır;
- Haşa Hünkarım! Yüreğimizi Allah korkusu öylesine kaplamıştır ki başka korkuya asla yer yoktur! Ve Pîrî Mehmet Paşa, sadrazamdır...
Sıra hissede; korkularımızı, Allah Korkusu ile yok etmediğimiz, asıl korkmamız gerekeni unutup beşerî korkularla vakit geçirdiğimiz sürece, eğer bizi bağışlamaz ve esirgemezse -korkarım- hüsrâna uğrayanlardanız!
Allah, hiç birimizi hüsrâna uğrayanlardan etmesin inşallah...
"VE TEVEKKEL A'LALLAH"
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: