Çarşamba, Ekim 14, 2009

KUVÂ-Y-I SEYYÂRELER İŞ BAŞINA...

MHP Kongresine günler kaldı. Koray Aydın'ın, Tüzükte istenenden fazlasını topladığı imzaları geçersiz sayarak yasa ve tüzük tanımazlığını bir daha gösteren Devlet Bahçeli'ye kızarak, ülkücülükten, "9 Işık"çılıktan uzaklaştırdığı, sıradanlaştırdığı MHP'me yanarak Koray Aydın'ın sürdürdüğü hukûki süreci bekleyecek, kongreyle ilgilenmeyecektim.
Ama Başbuğ Alparslan Türkeş'in, 1980 öncesinde var olanlar içinden "Eğitimci" olarak seçtiği otuz ehîl ülkücüden biri olan Hakkı Şafak Ses'in adaylığını açıklaması üzerine, ilgisiz kalamadım.
Sadece kongrelerde ve Gençlere -12 yılda- Başbuğ unutturularak telaffuz edilen; "Lider, Teşkilât, Doktrin" formülü, Bahçeli yandaşı sitelerde yine gündemde! Bu formülden hareketle, Bahçeli'ye muhalif ve genel başkanlığa aday olanlar, gûya formüle uymadığı için ânında hâin!...
Yapmayın Türk Milletinin istikbâli, Başbuğ'un vârisleri Bozkurtlar!
Üçlü formül vardır ve ülkücüyüm diyen hiç kimse de itiraz etmez ama bu hareketin lideri tektir o da Başbuğ Alparslan Türkeş'tir. Lidere sadâkat, Başbuğa sadâkattir. Partinin kuruluş yıldönümünde hatıra pullarına, Başbuğ'un değil kendinin resmini koyan kişi mi Lidere sâdık? Her genel başkan da lider olmaz. Eğer öyleyse A.Kerim Doğru ve Ali Koç neden lider değil? Tuğrul Türkeş te hem de Başbuğ'un oğlu olarak genel başkanlık yaptı. Ona niye lider denmez? Yapmayın!
Teşkilatlar Başbuğumuzun ülkücülere miraslarıdır. Şu anda söz konusu olan teşkilatları yeniden diriltmek mücâdelesi yâni olağan nöbet devir teslîmi talebidir.
Doktrine gelince; MHP'nin ve Ülkücü Hareketin doktrini "9 Işık"tır. On iki yılda Devlet Bahçeli'den kaç kere "9 Işık" duydunuz? Doktrini, 9 Işık'ı hiç telaffuz etmeyip yerine; Farklılıkların farkındalıkla ülke yönetimi, Toplumsal dayanışmanın siyasal iz düşümü, siyasallaşmış PeKaKa'lılarla Gâzi Meclis'in rengini tamamlayarak demokratlık, Diyarbakır'da ülküdaşımızın canları, ikbâlleri, istikbâlleri pahasına kurulan partiyi kapatmak, millet tarifinde "Ne mozaiği ulan?" itirâzına "Çiçek Bahçesi" ile muhalefet etmek, muhalif il-ilçe yönetimlerini feshederek ele geçirdiği Genel Başkanlık sultasında ısrarcılık mı doktrine sadâkat?
Etmeyin Bozkurtlar!
Bahçeli'nin sırayla teşkilatlardan ihraç ettiği ve uzaklaştırdığı Ülkü Devleri, meşrû zeminlerde haklarını, emânetlerini sormasınlar mı?
Açılımla, saçılımla milletliğimiz, devletliğimiz târ u mâr ediliyor! Daldan dala, konudan konuya hür aklın-vicdânın cesâretiyle gezerken; Allah'ın hikmetlerinden sözün kudretiyle, söz; taraftarlığa, yol arkadaşlığına, yoldaşlığa, ülküdaşlığa, MHP Kongresi'ne gelince susalım mı?
Gezen-dolaşan, hiç bir yere ve kişiye bağlı olmayan, hür-seyyâr kuvvet anlamında ve coşkulu-öfkeli bir ânımda söyleyerek üzerime aldığım, Başbuğ'dan sonra hep öyle kaldığım "Kuvâ-y-ı Seyyâre"liği yapmayalım mı? Yeri gelmişken Kuvâ-y-ı Seyyârelikten biraz bahsedelim.
Kuvâ-y-ı Seyyâre, durağan değildir. Hürdür, hür akıllıdır. Kula kulluğu esâret, Allah'a kulluğu hürriyetin imparatorluğu kabûl eder. Kuvâ-y-ı Seyyâre; lâzım olduğu yerde çağrılmadan ve gerektiği şekilde olur. Savaşsa savaşa, mücâdeleyse mücâdeleye katılır, işi bittikten sonra da sessizce dünyâsına döner. Allah'tan gayrı hiç bir desteğe ihtiyâcı yoktur. Kuvâ-y-ı Seyyâre tek yaşar, Allah'a teslîmiyetle hür aklının yardımıyla; doğru zamanda, doğru zemînde, doğru gördüğü safta yer tutar. Tuttuğu safta, can verip düşmedikçe gedik vermez! Hayâtının ve tekliğinin tek ödülü Allah rızası ve semeresi Kuvâ-y-ı Seyyâreliğidir!...
Hür akıl ve vicdânımızın yaptığı bu târife sâdık kalabilmek için nelere tahammül ettik? Hele ülküdaşlıkla taraftarlık arasındaki farkın farkında olamayan amigo akıllı, kirâlık vicdânlı, torpil ve referansla kulvarımıza girmiş "Yol Arkadaşları"nca isnât edilen "hâin" târifinde nasıl isyânlar ettik?!...
Oysa defalarca; "Ahmedin, Mehmedin genel başkanlık yarışından bize ne?"demiştik. Defâlarca; "Türk Milleti'nin terk edildiği sahipsizliğe, MHP'nin, emânet edilen ellerce hüviyetinden uzaklaştırıldığına itirâzımız var!" demiştik. Küsmeğe tenezzül etmediğimiz için taraftarlar dışında kimseyi de küstürmedik! Tek taraflı küsmeleri de önemsemedik!
Yeni bir yasal Genel Başkanlık yarışı ve yeni bir meşrû saflaşma dönemi... Kim, ne kadar sıkı saflar oluşturursa o kadar başarılı olacak ve o kadar meselelere sahip çıkma yetkisi alacaktır. Allah(c.c.), MHP'li delegelere emâneti ehline vermek ferâsetini, idrâkini nasip etsin.
Biz de Kuvâ-y-ı Seyyâre olarak lâzım olduğumuz yerde, gereken şekilde olur, işimiz bittiğinde de yine hür adresimize döneriz inşallah.
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: