Salı, Ekim 20, 2009

TESLÎM AÇILIMI...

Devlete çok açık dille verilen bir muhtıra, bir de nota var! Ve vallahi müzik notası değil!
Bebek katilinin, cezaevinden tâlimâtıyla teröristlikten tekaüt edilenler, barış elçileri olarak gönderildiler! Gâlip olduklarına, gerçekten elçi olduklarına o kadar eminler ki! Elçi olarak geldikleri yerin isteklerini de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'na nota(!) olarak getirmişler! Elçilik ettikleri yerin, 9 maddelik isteklerini sıralıyorlar Güvenlik Güçlerinin muhteşem koruması altında, törenlerle karşılanırken!
TCK 221. maddeden istifâde etmek düşüncesiyle gelmediklerini, "... bu fedakarlığı göstererek ödenmesi gereken bedel ne ise ödemeye hazır" olduklarını belirterek ve zorbaca tavırlarla okuyorlar 9 maddelik notayı!
Hükümet ve siyasallaşmış teröristlerin ağzından, haftalardır dinlediğimiz "Demokratik Teslîm Olma Açılımı" maddelerini, İmralı mahkûmunun yol haritasının açıklanarak itirazsız uyulması taleplerini, hazmettiğimiz(!) için geçelim!...
Önemsenmezse suç sayılabilecek, demokratik iki maddeyi görelim "açılım" uğruna!
* Askeri ve siyasi alana dönük operasyonların durdurulmasını ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümünün önünün açılmasını ... bağlı olarak Kürt halkının özgür iradesini esas alma temelinde diyalog ve müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmesi...
* Kürdistan'ın köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekatçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkanlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşamanın temini ...
Notasını veriyorlar! Adamlar galipler ve elçiler ya!...
Hadi bunları hazmede-hazmettire önümüze getirdikleri için Nasrettin Hoca'nın çok bilinen fıkrasındaki; "Kıçımdan uzak!" mantığıyla; entelce, demokratça, diplomatça geçelim!
İlgili her kurumun ve kişinin bir konuya dikkatini çekmeye çalışalım biz de -eğer varsa- Türk'ün demokratik hakkını kullanarak!...
Bir de muhtıra var! Kimliği bende mahfûz, bir Eski Uzman Çavuş'un, yüreğimi parçalayan, onurumu kıran uzun iletisinden bölümler aktarayım. Askerî görevi suçu sayılan bu Uzmanımız der ki: " ... Gençliğini terörle mücadele ederek geçiren bu insanlar toplum dışına itiliyor! Bunlar toplum dışına itilirken pkk teröristlerine, iş imkanı sağlanıyor. Bu durum kanımıza dokunuyor! ... 12 yıl terörle mücadele ettim birçok arkadaşımı şehit verdim, birçoğunu gazi... Benden daha fazla mücadele veren arkadaşlarımı biliyorum. 7 yıl terörle mücadele ettikten sonra böbreklerinde sorun var diye ilişiği kesilmiş veya rahatsızlığından dolayı 3 aydan fazla hava değişimi aldığı için ilişiği kesilmiş bir çok arkadaşımız bunalım yaşayarak cinnet geçiriyorken pkk teröristlerine iş imkanı sağlanıyor! Bilindiği gibi eski hükümlüleri kurumlarda çalıştırma zorunluluğu var ve bu daha kapsamlı bir hale getirilerek daha 20-25 gün önce, teslim olmaktan başka çaresi kalmayarak Şırnak silopi karakoluna teslim olan teröristler, yasadan faydalandırılmak üzere aynı gün serbest bırakılıyorlar! ... Şimdi de bakıyoruz ki anlaşmalı olarak Kandil'den teröristler gönderiliyor, gelenler törenle karşılanıyor! ... Bizlerin ise; iş talebi için kurumlara gönderdiğimiz dilekçelere; "Durumunuza uygun kadro yok." ya da "Değerlendirilmeye alınmamıştır." cevapları veriliyor! Bir yanım; bu yalan ve olumsuz dilekçelere, içinden geldiği gibi küfret geç diyor fakat ailemin verdiği terbiyem müsade etmiyor! Öbür yanım ise; Mağdur olan uzman çavuş arkadaşlarını da topla ve meclis önünde; "BİZ TERÖRİSTİZ VE TESLİM OLMAYA GELDİK! Bizim de kanunen memuriyete atanma iznimiz var bizede iş ver!" diye bağır diyor! Bu durumda da düşmanı sevindirmek istemiyoruz! Ama kanımıza dokunuyor!..."
Benim de kanıma dokunan, sonuna kadar hak verdiğim Uzman Çavuşları temsîlen, kahramanlıkları başına belâ sayılan bir Yiğidimizin iletisini becerebildiğimce -kısaltarak- dikkatlere sunuyorum...
Aklı olan her kesin aklını uçurması gereken tehlîkenin, ayak seslerini duyan var mı?
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: