Cuma, Ekim 02, 2009

HÂİN, SEVGİDEN ANLAMAZ...

Hâini korkaklığından tanır, duruşundan anlarız! Sapının bizden olduğunu bildiğimiz balta, ne kadar canımızı acıtsa da sapının hatırına demire kızmaya tenezzül etmeyiz!
Kızgın bir ânımda, bizimkilerden birine; "Korkakların en büyük rakîbi karanlıkta tek başına yürürken, kendi ayak sesleridir." demiştim.
Bu gün Osmanoğulları, şehzâdeler, beyzâdelerle ilgili yazacaktım. Ama duruşuyla korkaklığını bağıran bir "dolma kalem"in paniği, bu yazıma neden oldu!
Beyzâde Orhan Osmanoğlu'nun, bir tv programında söyledikleri ile çok duygulandım. "Biz aile olarak Cumhuriyetin aleyhinde bir hareket yapmayı düşünsek, Avrupa'da her hangi bir ülkeden yapardık. Zâten onlar da hemen kucak açarlardı. Aileden her hangi biri böyle bir şeye tevessül etse ilk önce ben sorgularım. Bizim Türkiye'den sadece bir ricâmız var; Bizi sevin! Çünkü biz, Türkiye'yi çok seviyoruz. Siyâsiler de lütfen bizim üzerimizden siyâset yapmasınlar." diyordu!
Türkçe tonlamayla, çok samîmi ve vakûr bir eda ile rica ediyordu!
Yazık ki Osmanoğlu bilmiyordu ki bizim siyâsilerimiz, bizim "Osmanlıcılar"ımız, bizim 2. Cumhuriyetçilerimiz, bizim demokrasiyi gereken durakta inilecek tramvay olarak gören demokrat maskelilerimiz başka şeyleri, başkalarını severler!
Bilmiyordu ki bizimkiler; devlete kafa tutan, karakollarımızı basan, Mehmetçiğimize kurşun sıkan, şehirlerde bombalarla suçsuz günahsız sivillere katleden, demokratik açılım hakkı iddiasıyla sokaklarımızı cehenneme çeviren, yasalara-mahkemelere dokunulmazlık zırhıyla baş kaldıran, ülkeyi bölmeğe niyetli devlet-millet hâinlerine, biraz daha hak vermek için "açılım"la meşgûller!
Bilmiyordu ki; demokrat maskeli değişen milli görüşçülere açılım konusunda destek ve akıl veren aydın(!)ların, kendi ayak seslerinden korkanların, aldıklarını söyledikleri uyduruk bir tehdit mektubu ile korkudan patlayan ödlerine çâre bulmakla meşgûl olanların sevgi, akıllarına gelmez!
Ermenistan'a karşı, "Özürcü"; Haçlı AB'ye karşı, liberal; ABD'ye karşı, işbirlikçi olan bu hâin fıtratlılar, elbette bütün hainler kadar korkak olacaklar! Hain, korkusundan dolayı teslîmiyetçi/ işbirlikçi, korkusundan dolayı hâindir! Ve bütün hâinler, inlerinde titreyerek ölürler!
Düşman, düşmandır! Onunla karşı karşıya, ölünür veya öldürülür! Bu mertçe savaşlarda ölen de, öldüren de kazanır çünkü şanlanır her ikisi de! İki tarafın da mensûb oldukları millet nazârında adı, kahramandır.
Ama hâin! Ama hâin! Kime, nerede, niye ihânet etmiş olursa olsun hâindir! Her yerde sinsidir! Her zaman korkaktır!
Son günlerde elektronik posta ile kimliksiz tehdîtler epey moda! Bana gelenlere, adres verirse istediği yere gideceğimi cevâben yazdım ama benim iletim gitmiyor! Bu vesîle ile bana gelen, refiklerimin tamamına da sayısız kere yazılmış bu tehdît iletilerinin etkisi, duruşumuzdan bellidir diye cevap vermiş olayım!
Korkuları özellikleri olan bu aydın(!)larımızı, korkularıyla başbaşa bırakırken son günlerde internette dolaşan bir ses kaydından da bahsetmek isterim. Gûya bir Kürt'ün ağzından Türkleri tehdît eden ve ayrı devlet kurmak istediklerini söyleyen, küfür yüklü bir kayıt!
Korkudan ödü kopan aydınımız(!)a gönderildiği söylenen tehdît mektubu ile bahsettiğim ses kaydını servis eden yerin, aynı olduğundan zerre şüphem yok!
Bilvesîle Türklüklüğü gereği korkuyu bilmeyen gençliğimizden özellikle bir ricam olsun. Bölücü hâinlerin, teröristlerin peşinde ve onları itlâfla görevli Kahraman Ordumuz ve Güvenlik Güçlerimiz görevlerinin başındadır. Bize düşen sadece Türkçe sevgimizle, komşuluk ahlâkımızla, Türk töremizle, en yakınımızdaki Kürdümüze sahip çıkmaktır.
Hainlerin zâten kendi ayak seslerinden ürkerek ödleri patlar ve korkarak can verirler! Korkak, hâin sevgiden ne anlar?!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: