Pazartesi, Ekim 18, 2010

BU YURT Kİ DAYANDI ONLARA!...

"Hep bir hallı Turhallıyız, biz bize benzeriz."
Vatanımı düşünüyorum! Her karışında onlarca şühedâ olan, her karışındaki onlarca şühedânın bize emânet ettiği vatanımı... !
Etraf, vatanseverden-yurtseverden geçilmiyor! 68 Kuşağını mı dersiniz, ihânet-i vataniyye'den yargılanıp suçlu bulunarak îdam edilmişlerin torunlarını mı dersiniz, kurt taklidinde çakalları mı, "çığlık maskesi"yle ekranlara çıkıp gûya türbanlı gibi davranan "baaayan"ları mı dersiniz; vatanı bir çift kadın memesine değişebileceğini hiç çekinmeden, ensest ilişkileri insâni saydığını hiç utanmadan söyleyebilen "Altan oğlu Altan"ları mı, hangi taşı kaldırsanız altından çıkan "D/p/erinçek" çileri mi dersiniz; hipokrat yeminine ihânet eden doktorları, millet vekili yeminine ihânet eden yemînli yalancıları mı, Allah ile aldatan din tacirlerini mi dersiniz, milliyetçilikle milletçilik arasındaki farkı fark edemeyen umumhâne kapısında korumalık yapan iffet savunucularını mı dersiniz, "Kelime-i Tevhid'de birliğimiz var Muhammedün Resulullah denmese de olur." diyen Haçlı Müslümanları mı dersiniz, "Gereken durakta inilecek bir tramvaydır." diye tarif edilen demokrasi sayesinde demokratlık eden maskelileri mi dersiniz, "24 saat aralıksız demokrasi" diyerek Efsâne Genel Başkanları'nın canlı yayında ölümüne seyirci kalanlara destek verenleri mi dersiniz, hâlâ devrimci edâlarıyla salınan evrimleşmiş, değişmiş-gelişmiş ve kendinde fetvâ yetkisi gören yeni dinci bakanı mı dersiniz, "Genel başkan uçuruma atlamışsa peşinden atlamak töre gereğidir." diyen koyun zihniyetlileri mi dersiniz, magazin basınının en verimli haber kaynağı, tanıdığım yıllarda kaç erkek eskiterek değiştirdiğini sayamadığım, kargalığa terfi etmiş rehber serçeleri mi dersiniz, kendini canlandırdığı karakter zanneden artistleri mi dersiniz, kimi sorarsanız vatansever-yurtsever!...
Bu kadar yurtseverin-vatanseverin olduğu Vatanda; satılmadık KİT, teslîm edilmemiş tersane, yabancılaşmamış banka, tarlalarda ithâl olmayan tohum, -şükür kasaplar kapandı- et reyonlarında ithâl et satılmayan süpermarketler, kredi kartları sâyesinde işgalci emperyalizme teslîm olmamış vatandaşın kalmadığı bir ülkede; herkes vatansever-yurtsever!...
Bu kadar bozulmuşluğu, tek mermi patlatılmadan teslîmiyeti, bu kadar korkak-alçak vatansever-yurtseverin yaptığı tahribatı tamir edebilecek tek gurupta Türk Milliyetçileri- Ülkücüler!...
Sevişip gusül sularını Ülkücülerin üzerine serpmeyi mahâret sayan, Haçlı'ya destekten, Haçlı Müslümanlık'tan gocunmayan milliyetsiz, vatansız ümmet(!)çilerin yıktıkları îman kalelerini yeniden fethetmek te Ülkücülerin işi!...
Çünkü Ülkücü; hem vatansever, hem milliyetperver, hem de Allah rızasını tek ödül kabul eden, emânete sadık, gereksiz yemîni küfr bilen, îmanlı mücâhittir...
Göstermeğe çalıştığım bu fotoğrafın rötuşları, siyâsetçiler tarafından yapılacak! Demokraside başka yol yok! Yani demokrat maskesiyle ülkeyi bu hâle getirenlerden kurtulmanın ve onlardan hesap sormanın demokrasiden başka yolu ve bunu yapacak partilerden başka yetkili yok!
Türk Milliyetçiliğinin-Ülkücülüğün MHP'den başka partisi, MHP'den başka çâresi de yok ta; Ahmet Hakan'ın Tayyip Bey'e sorduğu; "... Artık iyi kötü bir medyanız var... Bunca oy alabilen bir liderin medyasının neden bu kadar az tiraj ve reyting aldığı konusunda biraz kafa yormaya ne dersiniz?" sorusunu; bozgunculuk sayılmasın diye adres vermeden, sadece bir kişiye, bir kere de ben sorsam mı? Başlangıçtaki türküyü niye hatırladığımı hatırlatsam mı?
"YA RAB! BU UĞURSUZ GECENİN YOK MU SABAHI?"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: