Cuma, Ekim 15, 2010

TÜRKÇE HAYÂLLERİM...

Kendime verdiğim izinle kendimde tatildeyken hayâl kuruyorum Türkçe...
Bir tepe hayâl ediyorum, eteğinde binlerce çadır... Çadırların çevrelediği yerlerde yakılmış dev ateşleri, etrafında hayâl kuran, arada bir ve sırayla merkez bellenmiş bir çadıra göz atan, merkez çadırdan verilecek bir işâreti pür-dikkat bekleyen Ülkücüleri hayâl ediyorum.
Türk Milleti ve Devleti'ne sadık yüreklerin sevinerek; art niyetlilerin, işbirlikçilerin, BOP Eş Başkanı yandaşlarının korkarak-ürkerek görevlendirdikleri tv kameramanlarını, gazete muhabirlerini hayâl ediyorum nerede duracaklarına karar veremeyerek dolaşan...
Kırgınlık yok, dargınlık yok, kızgınlıklar iptâl edilmiş; kimse "Dün ne yapmıştın? Niye yapmıştın?" sorusunu sormuyor! Herkes önce kendiyle hesaplaşmış, herkes önce kendi yaptıklarını tek tek vicdanında sorgulamış, yüzdeyüz haklı bile olsa hakkını helâl ederek susmuş!
Ülkü Ocakları Genel Başkanı; tek başına, çadır-çadır dolaşıyor! Bir sessiz davete kellelerini koltuklarına alarak koşmuş Ülkü Devleri ile tek tek kucaklaşıyor hasret gidererek! Yaşı kaç olursa olsun "Ülkücüyüm." diyen herkes; "Başkomutan"ı bellediği Ülkü Ocakları Genel Başkanı ile kucaklaşmanın verdiği hazz ile biraz daha ülkücüleşip biraz daha devleşiyor!
Hayâle güç yetmez biliyorum! İnsanın hayâl ettiği kadar yapabileceğini de biliyorum! Hayal Türkçe, düşünce Türkçe, lisan Türkçe olunca çârelerin Türkçe olacağını da biliyorum! Bu binlerce Türk çadırında tefekkür edildiğini ve adına istişâre denilen bilgi alış-verişinin Türk Töresi'nce yapıldığını hayâl ediyorum!
Anadolu'nun bir daha yeniden fethine karar verildiğini; her Ülkücünün unutmaya yüz tutan Türk gönüllere yeniden girebilmek için sabırsızlıkla, doğduğu ve bütün şer güçlerin inâdına doyduğu yere dönüş sabırsızlığını hayâl ediyorum!
Şu kadar yatmışlığın, şu kadar kaçmışlığın, bu kadar çekmişliğin bir nasip işi olduğuna, kim ne kadar çekmişse o kadar olduğuna-olgunlaştığına îman ederek kendisinin çektiklerini başka hiç bir Türk çekmesin diye "Son Akın"a hazırlandığını hayâl ediyorum!
Herkesin doğduğu-doyduğu yere dönerek kapı kapı dolaşmaya, bütün milleti Devleti'ne-Vatanına sahip çıkmaya davete hazırlandıklarını hayâl ediyorum! Devletin darda, milletin zorda olduğunun kesin bilinmesi ve çârenin de millette olduğunu anlatarak milleti, başımıza belâ ettiğimiz BOP Eş Başkanı'ndan kurtulmaya ikna için sabırsızlandıklarını hayâl ediyorum!
Ülkücülerin, Türk Milliyetçilerinin, Milliyetçi Vatanseverlerin ve hatta Milletin; bu harekete, bu hareketlenmeye hazır olduğunu biliyorum! Beklenen işâretin, o binlerce çadırın toplandığı tepeden verildiğini hayâl ediyorum!
Bizzat birinci ağızdan; bütün Ülkü Devleri'nden helâllik istenerek, kendi hakkının helâl edildiğini hayâl ediyorum! Başbuğ'un davranışlarını taklit ederek, herkese Başbuğ'a sadâkati dolayısıyla taklit ettiğini açıklayarak birliğe-berâberliğe davetini hayâl ediyorum!
Öfkelerinin saman alevi hükmünde olduğunu, ne kadar kırgın-kızgın olursa olsun hiç bir zaman, hiç bir ülküdaşından vazgeçemediğini bildiğim ülkücülerin bu samimi davetle; yeniden gusl abdesti aldığını, tövbe ettiğini, bütün bilgi ve birikimi ile bugün ülkücüleşmişçesine safa koştuğunu, safta yerini aldığını hayâl ediyorum!
Küskünlüklerin kaldırılarak, kızgınlıkların sonlandırılarak, tenkitlerin istişârî toplantılara ertelendiğini bilerek Ülkücülerin, Yüz Milyonluk Milliyetçi Türkiye'yi kurmak üzere yeniden sefere başladıklarını hayâl ediyorum!
Ve bu hayâlimden gerçekleşmeden vazgeçmek, bu rüyâmdan gerçekleşmeden uyanmak istemiyorum!... Türk'üm, türkü söyleyerek bütün Türkleri birliğe davet ediyorum...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: