Cuma, Ekim 08, 2010

SEN; MİLLİYETÇİLİK NEDİR, BİLİR MİSİN?

Evlâd-ı Fâtihan bildiğimiz; tarihte Anadolu'nun en has Türkmenlerinden seçilerek Balkanlar'a götürüldüklerini ve tamamının "Akıncı" olduğunu bildiğimiz, yüzlerce yıl sonra kök saldıkları Balkanlar'dan sökülerek Anayurda dönmek zorunda bırakılan Kardeşlerimizin günlerdir kulak patlatan feryâtları var!
Bugünlerini Haçlı ABD'ye teslîm etmiş, dünlerini de nankörce Haçlı'ya terk etmiş zihnen teslîmiyeti kabullenmiş, Pensilvanya'dan Ilımlı İslâm diye yeni bir din va'zeden Dinlerarası Diyalogcuyu temsîl eden "zaman" adlı utanç pravdasında, Ali Bulaç diye bir 'dolma kalem'; "Resmi anayasal Atatürk milliyetçiliğini benimseyenlerin önemli bir bölümünün etnik köken olarak Türk olmayıp, balkan göçmeni, mübadili veya kafkas muhaciri olması anlamlıdır." diyerek ağzından yellenmiş!
"Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu" başta olmak kaydıyla bütün Evlâd-ı Fâtihan'ı incitmek cür'et ve nankörlüğünü göstermiş!
Okyanus ötesinden saatbaşı değiştirilen gündem kirliliğinden fırsat bulamadığımız için bu haklı itirazlara destekte geç kaldık! Umarım ihmalden olmayan bu gecikmemizi affederler! Azerbaycan kökenli bir Kafkas Türkmeni olarak; bu ağzından yellenen ucuz dolma kaleme, onun şahsında temsil ettiği gruba, cemaate veya görevli oldukların yazılan-çizilen şer odağına, bir kaç söz söylemeğe tenezzül edeceğim!
Bre, Müslümanım diyerek Irak'lı Müslümanları BOP Eş Başkanı Bush'a satan ehl-i Taif!
Bre, hayatında bir kere "Türk'üm" dememiş, "Önemli olan takvâdır." doğrusu arkasına saklanarak soyuna-boyuna ihâneti meslek edinmiş, korkak-kaçak Adam! Sana ne kimin, ne olduğundan? Sen; millet nedir, milliyetçilik nedir bilir misin ki başkalarının soyunu irdelemek gibi bir ırkçılığa soyunursun?
Sen; dostluğun veya düşmanlığın belli olmayan AKP'nin, devâmı olmakla övündüğü Özal ANAP'ıyla da tezâta düştüğünün farkında mısın? Özal ANAP'ının Meclis Başkanı Mustafa Kalemli'nin Bosna-Hersek'teki soykırım zamanı yaptığı resmî ziyârette, kendilerine tercümanlık eden Evlâd-ı Fâtihan bir Kızımızın; "Biz burada ölürken, İstanbul'u korumak için öldüğümüzün farkında mısınız?" sorusunu hatırlar mısın?
Yoksa bu tarihe şerh düşülen müthîş Türk-Müslümanca sözleri de "Unut!" diye talimat mı aldın?
Sen; Filistinli mazlûm müslümanlara yardıma giderken İsrail'e vahşîce katlettirilen Şehît kardeşlerimize yapılanları; "İsrail haklıdır!" diye savunan Pensilvanya mûkimi, Haçlı Müslüman Vaiz'in, buradaki temsilcilerinden değil misin? Sana ne veya size ne gerektiğinde milletin-devletin-vatanın bölünmez bütünlüğü için ölebilecek yürekteki Türk evlâtlarından?
Haddinize mi düşmüş Evlâd-ı Fâtihan'a dil uzatmak?
Haddinize mi düşmüş yüzlerce yıl Haçlı Avrupa'da Türk denince müslümanı, Müslüman denince Türk'ü hafızalara kazımış Akıncı Beylerin çocuklarına dil uzatmak? Allah'tan korkmazsınız belli de hiç kuldanda mı utanmazsınız? Neyin peşindesiniz? Kimden, isteyip alamadığınız veya istemeğe cesaret edemediğiniz melânet ne? Îmanla Türklüğü, Türklükle İslâmı birleştirerek devleşmiş, i'lâ-y-ı Kelimet'ullah'a sayısız hizmetler etmiş bir milletin gâzi evlâtlarına dil uzatmanızı lânetle kınıyorum!
Millete-Devlete-Dînim'e sadâkatimle ve Türkçe; "Akıllı olun! Günü geldiğinde size de Irak'lı Müslümanlara yaptıkları demokratlığı yapmaktan çekinmeyecek olan Haçlı ABD'ye karşı, bütün mel'ânetlerinize, nâmertliklerinize rağmen sizi, gene biz koruyacağız!" diyorum.
Ya sözümüzü dinler, kendinize sür'atle çeki-düzen verirsiniz ya da gününden önce sözlerimize kulak vermenizi sağlarız!
Anlaştık mı dolarla, euroyla "Türkçül"leştirilen ucuz adam? Haçlı'dan korkuyorsanız, Haçlı'nın ölesiye korktuğu Türk'ten iki kere korkun ki akıllı olduğunuzu anlayalım!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: