Çarşamba, Ekim 06, 2010

KURTÇUL İTLER VE TÜRKÇÜLLER!...

Normalinde yaratılışı gereği kurttan korkan it, ayıplanmaz. Bir de hayvancılık yapanlar tarafından çok sevilen kurtçul itler vardır! Bu itler, kurttan korkmaz saldırırlar! Bir kaçının bir arada kurdu alt ettikleri de olur ve bu itlere özel bakılır!
Hayvanlar âleminden gereken dersi almak ferâset gerektirir! Kurttan korunmak için bazı it cinslerini karıştırıp kurttan korkmayan it türleri elde edilebilir ve bu kırmalara özel bakılırken düşünür, feylesof, aydın, entel denen bazıları, milletler tarihine bakarak düşünürler!
Tarihte güç yetirilememiş milletlerle başa çıkabilmek için çâreler ararlar. Bir bakarız ki ortaya "Haçlı" denilen birliktelikler çıkar! Ayrı milletlerden, ayrı dillerden, aynı dinin ayrı mezheplerinden olan milletler, ordularını birleştirir ve Müslümanlığı yok etmek için saldırırlar! Allah rızası kazanmak, Müslümanlığı korumak için tek bir millet, defalarca bu Haçlı Birliği'ne karşı çıkar! Her seferinde bu derme-çatma Haçlı Birliği'ni târ ü mâr eder!
Her seferinde geldikleri gibi gitmelerine rağmen, gelip perişan olmalarına rağmen Türk'ten korkan ama saldırmakta ısrarcı bu Türkçüllere de Haçlı dünyâsı aşırı ihtirâm gösterir!
Haçlı Birliği kurarak Türk'e saldırmayı dindarlık, Türkçüllük sayanları anlayabilirim ama her gelişlerinde perişan olmalarına, târ ü mâr olmalarına rağmen yeni bir Haçlı Seferi'ne hazırlanmak için kaçarak geri çekilen Haçlı'ya yağ çeken, ev köpekliğine hevesli kapı zağarlarını anlayamam! Ellerinden; "İt korktuğu yere ürür!" gerçeğinden hareketle gelip geçene ürümekten başka bir şey gelmez ama susmamacasına ürümeleriyle de ortalığı velveleye verir, ürümesini beceremedikleri için de yürümelerine kurt çağırırlar!
Bütün menfaatleri maddî düşünüp maddî hesapladıkları ve kim fazla para verirse onun yanında yalakalaşmayı akıllılık ve mahâret sayan; dışardan destekli siyâsi oluşumlarda, yenilemeyecek güç vehmeden ve av köpeği misâli hep tüfeklinin yanında duran bu adamların renkleri de belli değildir! Hangi patron, ne renk mürekkep doldurursa o renk yazarlar! Bu aralar patronları yeşili seviyor belli! Haznelerine yeşil mürekkep doldurulmuş ama daha önceki kırmızı mürekkep kalıntısı yıkanmadığı-yıkanamadığı için ne renk olduğu belli olmayan çürük bir renkle yazıyorlar!
Renkleri belli değil, dilleri belli değil, üçer-beşer yıllık periyotlarla değişip geliştikleri için fikirleri de belli değil!
Daha dün; "Devlet için kurşun atan da, kurşun yiyen de şereflidir." diyenler bugün, "Bu özgüven yoksunu dar milliyetçilik 'Küçük Türkiye milliyetçiliği'. Bilinçsiz öfkeleri, dar düşünceleri ve hesapsız eylemleri ile Sevres'le sınırlı daracık bir Türkiye'nin duvarlarını yükseltiyorlar." diyerek bir yerlere, birilerine şirinlik taklaları atıyorlar!
Türkçe'yi çok iyi kullanan Kürtçü(!)lerden bahsediyorlar! Adam Kürtçü olarak ülkenin gelişmesine müthîş katkılar sağlıyormuş ama dili Türkçeymiş! Bir başkaları; "Bağımsızlık karakterimdir." düşünceli bir Türk Lider'in kurduğu Türk Devleti'nin, "Ya istiklâl, ya ölüm!" sloganını gerçekleştirmiş Türk Milleti'ne rağmen Devlet yönetimini ayrıştırmaya, Vatan'ı parçalamaya çalışıyorlarken Türkçe'yi iyi kullanıyorlarmış!
Adamlar Türkçe düşünüp, Türkçe hayâl kurup, Türkçe konuşup, Türkçe yazıyor ve çok faydalı bir Kürtçülük yapıyorlarmış! Bu iddiayı hiç utanmadan yapan, tüfeklinin yanında durmayı mahâret sayan yaratığın adının önünde Profesör diye de bir kariyer ünvanı var!
Toprağın bol olsun Sakallı Celâl! "Bu kadar cehâlet, ancak tahsîl ile mümklündür." diye öfkelendiğinde, senin de yakınlarında kurtçul değil ama tüfekli avcının yanında duran, kuyruk dikleyip ön patisini kaldıranlar mı vardı?
Boşa mı demişler; "İte vurma sinsidir, bu it te o itin cinsidir."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: