Cumartesi, Ocak 07, 2012

FAZLA AÇILMADILAR MI?

Sayın Başbakan'ım; Size oy vermedim, vermeyeceğim de! Ama sizin "Kasımpaşalı" edânızı beğenmediğimi söyleyemem! Ve sizin "Kasımpaşalı" karakterinize sesleneceğim!
Sayın Kasımpaşalı Başbakanım;
Vallahi de, Billahi de, Tallahi de şu anda içinde yaşadığımız ortamın adı, huzûr ve istikrâr değil! Hiç ama hiç kimsenin evinde bile huzûru yok! En ateşli AKP'li bile, çelik kapısını defalarca kilitledikten sonra evinde huzûrlu değil! Yarın kimi, neyin beklediğinden kimse emîn değil! Türkiye'de elli yıldır polisten bu kadar korkulduğunu, hatırlamıyorum! Üstüste yığılmış, dairelerde, kimse kimseyle tanışmaya cesâret edemiyor! Herkes birbirinden ürker durumda!
Artık biliniyor ki herkese dokunulur! Cumhuriyet Savcıları, Madalyalı görev adamları, Nato Generalleri, Millî vicdân Paşaları, Genelkurmay Başkanları, Avukatlar, Gazeteciler, yazarlar, herkes ama herkes; bugün zâlimleşmiş dünün mazlûm Kasımpaşalı'sının gözüne batarsa derdest edilir, yıllarca tutuklulukla cezalandırılır, diye fısıldaşılıyor!
Bir şey de biliniyor ki bu ülkede sadece, AB ve ABD tarafından şımartılan, milletin kazancından milyar-milyar maaş alan BDP'li "yalancı yeminciler"e asla dokunulamıyor!
Sokakta komser tokatlayabiliyor, asker taşlayabiliyor, polis araçlarını tekmeleyebiliyor, kanun kaçaklarını araçlarında taşıyabiliyor, saklayabiliyorlar! Meclis'te kristal bardak kırıp kafanıza fırlatabiliyor, AKP'li Kürt milletvekillerinin üzerine saldırabiliyorlar! Ve hiçbirşey yapılamıyor!
Kasımpaşalı Başbakan'ım Vallâhi huzursuzuz!
Hadi bunların asla "dokunulamazlıkları" var! Peki Belediye Başkanı'na da mı dokunulamıyor? "Meşenin dalları nerenize girdi? Has..tirin! Has..tirin!" diye AKP'li Hükümet üyelerine iltifât eden o değil mi? Biliyoruz ki anayasaları, devlet kuran erk yapar! Bizim Anayasamızı da Yedi Düvel'e haddini bildiren Kahraman Gâzilerden oluşan Kurucu Meclis yapmıştı. Savaş mı kaybettik? PKK savaş mı kazandı ki aynı Belediye Başkanı, Anayasa hazırlayıp ayrı bayrak talep ediyor!
O bölgede yapılan bir toplantıda, "asla dokunulamaz"ların eş başkanı; "Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın! Senin kıymetin o kadardır. Bizim nazârımızda zerre kadar değerin, kıymetin yok! ... Biz Başbakan'ın bu inkâr politikasını tanımıyoruz! Başbakanı tanımıyoruz, Genelkurmay Başkanını hiç tanımayız." diye hem size, hem de sizin Genelkurmay Başkanınıza alenen hakâretler ediyor!
Kasımpaşalı'm! Allah aşkına hâlâ bu ortama, huzur ve istikrâr diyebiliyor musunuz?
Bu emperyalizm maşaları yüzünden, her geçen gün Türk Milleti'nin bütün Kürtlere güvensizliği artıyor! Bu güvensizlik ötelemeler oluşturuyor! Bu ötelemeler, herhangi bir fişeklemeyle öfke seli olarak ateşlenirse olabilecekleri hayâl edebiliyor musunuz?
Bu ortamın adı, eğer istikrârsa terörün, anarşinin istikrârı! Huzûrsa teröristin, PKK'nın, bölücü taşeron baronların huzûru!
BOP Eş Başkanlığı görevinizi bihakkın yaptınız! Sizden ziyâdesiyle memnûndurlar! Bu memnûniyet dolayısıyla ve ABD'nin başkanlık seçimlerine yoğunlaştığı süreçte; Allah aşkına bu şımarıklara, Kasımpaşalı tavrınızla hadlerini bildirin! Bildirin ki milletin PKK'lılarla berâber size de olan öfkesi, daha fazla büyümesin! Millet; kendinden saydığı Kasımpaşalı'yı dışlarsa, verdiği itibârı geri alırsa kaybeden siz, sizinle berâber millet olur!
Tekrâren; size oy vermedim! Vermeyeceğim ama ülkenin halini arzedecek, bu kuduruk şımarıkları şikâyet edebileceğimiz başka yer ve makam da yok!
Mes'eleye Millet el koyarsa ne olacağını bu şapşal şımarıklar unutmuşlarsa Allah aşkına hatırlatın! Açılım sürecinde bunların şımarmalarında en büyük pay sizin! Şımarttığınız gibi "ileri demokrat" ve -kitabına uydurduğunuz- yasal yollardan kulaklarını çeksenize! Size dur diyebilecek kimse veya makam mı var?
Madem artık Devlet sizsiniz, madem artık Devlet Baba'sınız, Genelkurmay Başkanınızın "Artık terörist demek istemiyoruz." dediği, şımarttığınız hâin vatandaşların cezasını vermek te size düşmez mi? Karizmatik Kasımpaşalılığınız, irtifa kaybediyor haber veririm! Saygılarımla...
"TÜRK'E BAŞ OLMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: