Salı, Ocak 24, 2012

VAKUMLAŞAN TÜRKEŞÇİLİK!...

MHP Genel Merkezi önünde, mevcût Genel Başkan ve yönetimi aleyhinde, basın bildirisi okunmak üzere bir toplantı dâveti var! Cesûr bir dâvet! Davet sahibi hakkındaki önyargılar olmasa, duyulmaması mümkün değil! Duyulup bigâne kalınması da mümkün değil!
On beş senedir, çok şey yazıldı. Seven sevmeyen herkes, Başbuğ Türkeş'in net duruşunu, Türk Milliyetçiliği fikrini siyâset sahnesine taşıyışını, Ülkücülüğü bir fikrî marka, mensuplarına rütbe-ûnvan şekline dönüştürüşünü takdîr ettiler.
Tenkît edenler de bu hakkını teslîm ederek O'nun net duruşundan ve markalaştırdığı Ülkücü Hareket'ten korktular. Vatan-Millet-Devlet hâinleri, korkmakta haklıydılar!
Çünkü Ülkücü Hareketin; Birinci 12 Eylül Kıyâmeti öncesi, Emperyalist Haçlı ABD'nin ve Komunist Emperyal SSCB'nin bütün saldırılarına, Türk Milleti adına direnişlerini gözlemlediler!
Komunist ve kapitalist emperyalizmin, Beşinci Kol Faaliyetleri şeklindeki son Haçlı saldırılarını; canları, kanları pahasına Ülkücüler durdurdular! Ülkücülerin bu dirâyetini görüp bilenler, korkmalıydılar!
Ölümlerle durmamışlardı! Hapisle yıldırılamamış, îdamlarla susturulamamışlardı! ABD'nin "Bizim çocuklar"ı Netekim General ve şürekasının, "Haçlı Şövalyesi" zûlmüne teslîm olmamışlardı! Hareketin bânisi ve hâmisi Başbuğ Türkeş te kendine gönül veren Ülkücü Türk Gençliği ile birlikte yıllarca hapsedilmiş, îdamla tehdît edilmiş ama yıldırılamamış aksine daha heybetli bir halde yeniden Türk Milletiyle buluşmuştu!
Bu arada, SSCB'nin temsîl ettiği komunist blok dağılmış, Türk Milliyetçileri için muhayyel güzellikler gerçekleşirken Haçlı'nın Türk Birliği korkusu, yeniden depreşmişti!
1985'te Sovyetlerde başlatılan Glasnost ve Perestroyka Açılımı, altı yılda Sovyetlerin çöküşüyle sonlanmış; Asya'da altı Bağımsız Türk Devleti'nin daha sahneye çıkışı, yayılmacı Haçlı'nın hesaplarını alt-üst etmişti!
Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birleşik Devletleri arasındaki "Petrol Birim Fiyatı"nın dolar mı, euro mu olması çekişmesi sürerken ABD'nin Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi, Ortadoğu'da, Türkiye de dahil 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi ve petrol paylaşımı planı uygulamaya koyuldu!
Türkiye de, Meclis dışında olmasına rağmen Devletle siyâset arasında mükemmel bir katalizörlük yapan Alparslan Türkeş gibi bir siyâset dehâsı vardı. Türkeş adlı müthîş zekânın; içerdeki politik, -yakın komşularımız ve Türk Dünyasıyla- dışardaki kimlikli diplomatik ataklarıyla ilmek ilmek örülmeye başlanan Dünya Türk Birliği Projesi, Büyük Ortadoğu Projesi'ni yutmak üzereydi! Türkeş'in; "DYP ile bir seçim ittifâkıyla en az 20 yıl iktidâra tâlibiz." söylemini hatırlıyorum! Duyan herkesi, heyecenlandırmıştı! Nasip olmadı!
4 Nisan 1997'de Türkeş gibi bir millî duayenini kaybeden Türk Siyâseti, bocaladı! Sorosçuların, Karen Fogg Çocuklarının, Dolma Kalemlerin ve -güya- karşı davranışlı NATO ve BM güdümlü Generallerin gayretleri sonucu, AKP adlı ehven-i şerre mecbûr kaldık! Başbakan, BOP Eş Başkanı oldu!
Türkeş'in ardından herkes bir şeyler söyledi demiştik. Bir tesbît vardı ki yazıldığı günden beri, beynimi kemirdi durdu!
Merhûm Durmuş HOCAOĞLU, 10 Nisan 1997'de; "Türk Milliyetçiliği, efsane liderini, Başbuğ'unu, mit'ini kaybetmiştir! Bu kayıp, eğer dikkat edilmeyecek olursa, bir 'kayıp' olmaktan çıkar ve bir vakum'a dönüşür ki bu dehşetli vakum'un yutacağı şey, -başka bir şey değil- doğrudan doğruya Türk Milliyetçiliği'nin kendisidir." demişti!
On beş sene önceki yoruma ve günümüz Türk Milliyetçiliğinin tek adres ve markası MHP'nin oluşturduğu manzaraya bakar mısınız? Korkulan gerçekleşiyor mu?...
TÜRK, TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Selam Olsun;
Muhalif seslere bir itirazım olamaz. Lazımdır. Gereklidir. Sesin sahibine bakalım. Neler söylemiş bugüne kadar. Sadece şahısların yetersizliği, ülkücü olmayışı, ulusalcı oluşu, yeteri kadar Müslüman olmayışı.. gibi basit, fikirden uzak, sıradan eleştiriler.
Birde şöyle bakalım. MHP iktidarında, Bahçeli’nin Başbakan Yardımcılığı döneminde ne gibi bir eleştirileri oldu? Cevap koca bir sıfır.
Ne zaman muhalefete başladılar? MHP’nin ve Bahçeli’nin zayıf zamanlarında.
Bu ahlaki midir?
Cevabı akıl sahiplerine bırakıyorum.
Saygılarımla