"Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına." (Kalem-1-)
Allah'ın Kur'an'da üzerine and içtiği kaleme, kalemin önemine ve elinde kalem olanların nasıl bir sorumluluk taşıdıklarına, dikkatinizi çekerim...
Sonra, kimden veya hangi fikirden olursa o renk yazan, eyyamcı, dönen-değişen-gelişen, renksiz "dolma kalem"lerden bahsedeceğim...
Altan oğlu Altan'lardan biri; "28 Şubat'ta bile işsiz kalmamıştım!" diye feverân ediyor! Tabi "işsizlik"ten ne anladığı da çok önemli! 28 Şubat'ta bile işsiz kalmamış ama on yıl akıldânelik ettiği, hatta "2. Cumhuriyet"çilikte fikir babalığı ettiği AKP döneminde, yirmi yıl yazdığı gazeteden milyon dolarlarla transfer edildiği yandaş gazetedeki köşesi kapatılınca, işsiz kalmış dolma kalem!
Bu işsiz dolma kalem; bir üniversitede öğretim görevlisi, profesör! Buradan 4000-4200 TL maaş alır! Bu işsiz dolma kalem; "Paranın dini olmaz" realitesiyle trilyonları kontrol eden Gülen A.Ş. Cemaati televizyonlarında, program yapar! Kendi söylemiyle 35 kitabı varmış, -bunun için tebrikler ve alkışlar- kitapları da herhalde bedava dağıtılmıyordur ama kocaman Prof. ünvanlı, televizyoncu ve 35 kitabından -helal olsun- para kazanan Altan oğlu Altan, mürekkepsiz değil işsiz kalmışmış!
Bir gazetedeki başyazarlığı bitirilince düne kadar alkışlarıyla vuvuzelaları bile bastıran Dolma Kalem, AKP Hükümeti'ne feryâd-figân verip veriştirmeye başladı!
Eeee! Boşuna hem de markalı "dolma kalem" değiller! En marka dolma kalem bile mürekkebi bittiğinde kâğıdı yırtar bilmez miyiz? Olan bu! Mürekkebi karalamalarla bitirilen Dolma kalem, az önce yazdığı kâğıdı yırtıyor!
Başbakan'ın Gülen A.Ş. Cemaati Gazetesinin kuruluş yıldönümündeki; "Kalemini satmayan, kiralamayan, doğruyu mertçe savunup yanlışın karşısında dik duran herkesi yürekten selamlıyorum!" sözünü ve Yandaş bir gazetede işine son verilen Dolma Kalem'in, aynı cemaatin televizyonunda program yapmaya devam ettiğini hatırlayınca; "Yok artık!" diye söyleniverdim!
Dönen-değişen-gelişen, 68 Kuşağı eskisi bir başka Dolma kalem; "Peki bizim protestocu hanımlar niçin soyunmazlar acaba? Hem solcu olup hem de örf ve adetlerimize saygılı oldukları için mi yoksa güzelliklerine güvenmedikleri için mi? Hanım, hanım! .... gerektiğinde kıçını açmaktır marifet! Aç ki muhalif basın, sana da haber değeri versin." diye yazıyor!
Bu yazı üzerine de Başbakan'ın; "Hakârete karşı çıktık, ama eleştiriye asla!" sözlerini hatırladım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder