Pazartesi, Ocak 30, 2012

PSİKOPAT ÖZERKLİĞİ!...

Ölüden şeytan da el çeker ama meselâ; Kaddafi'ye çok yürekten rahmet diliyorum. Saddam'a, dilindeki tamamlayamadığı ikinci Kelime-i Şehâdeti'ni hatırlayınca rahmet okuyorum ama Yaser Arafat'a rahmet okumayı vicdânım hiç onamıyor!
Yıllarca çocukları, ellerine taş vererek kuduz İsrail askerlerinin önüne sürmesini, hep öfkeyle, yüreğim yanarak ve Arafat'a küfrederek izledim! Şükür Arafat öldü de Filistinli çocukların ziyân edilmesi de bitti!
Arafat vâri bir psikopat veya karaktersiz psikopatlar bizde de var! Bizde bir tane olsaydı, ayıp olurdu zâten! Aptal İvan'ın bile, Rusya'da bir tane ama biz de ne çok olduğunu, Gorbaçov'dan öğrenmemiş miydik? Zihnimizden hatırladıklarımız, ne kadar can incitici, ne kadar utandırıcı!
Bizdeki psikopatların veya sehpa artığı bir sapığın talimatlarını uygulayan, psikopat bile olamayacak pitbullar, önce çocukları beş-on lira vererek oyun diye kandırıp güvenlik güçlerinin üzerine saldılar! Allah'tan Türk Güvenlik Güçleri mensûpları insandır, insan evlâdıdır. Oyun diye kendilerine taş atan, araçlara molotof attırılan çocuklara karşılık olarak Güvenlik Güçleri, çikolata verdi, top verdi, sokak aralarında beraber top oynadılar!
Sonra bizim pitbullar; kandırabildikleri kadar zavallı, kimsesiz kadınları topladılar! Ucuz tele kadınları da aralarına kattıkları kadınlara, bilmem ne günleri anneleri adını verdiler! Sokaklarda yürüttüler! Ankara'da Karanfil Sokak'ta, 50-60 kadar, kadına benzer yaratığın; "Kimsenin namusu olmayacağız!" cırlamasıyla yürütüldüğü gün, yüzlerce polisin onlara, kortej görevi yaptıklarını, hele bir kadın polisimizin öfkeden ağladığını, gözlerimle gördüm! Kadın polisimizin, ilgilendiğimi görünce; "Bunlar ne diyor Abi?" diyerek dişlerini gıcırdatıp ağladığını, tüylerim dikenlenerek hatırlıyorum!
Özetleyerek hatırladığım ve hatırlattığım, sadece yandaş televizyonları izleyenlerin bile yüzlercesini hatırlayabileceği bu utanç sahnelerinin tamamı; "Açılım", "Milli Birlik Projesi", "İleri Demokrasi" diye adı değiştirilen dikte uygulamaların sahibi AKP İktidarında oldu!
Ve sonunda "Açılım", ve sonunda "İleri Demokrasi", meyvesini verdi!
Siyasallaştırılmış ve asla dokunulamaz edilmiş bölücülerden bir kadın, Cizre'de; "Şırnaklılar olarak diyoruz ki, topumuzu da alsanız başaramayacaksınız! Çünkü Şırnak özerk Cumhuriyettir ve bu cumhuriyeti ele geçiremeyecekler." diye car-car carladı!
Yedikleri kaba pislemeyi, domuzca dışkılarını bile yemeyi mahâretten sayan bu zihniyeti temsîlen aynı kadına benzer yaratık; "... bu bahar çok kötü geçecek, çok çatışmalı geçecek. Ölen yaşamını yitiren sadece Kürt gençleri olmayacak, Türkiye gençleri, Türkiye halklarının emekçi çocukları da bu baharda bu çatışmalarda yaşamını yitirecek." diye, "it baharı"nın işâret fişeğini çaktı!
Şimdi; üç üstün hizmet madalyalı Kahraman Millet Evlâtları'nın yıllardır terörist muamelesine tabi tutulduğuna mı öfkeleneyim? Paralı askerliğe mi küferedeyim? Vicdâni redciliğe mi söveyim? AKP'ye mi kahredeyim? Recep Tayyip Erdoğan'a bedduâ mı edeyim?
Yoksa daha kolay diye, onlara hakâret serbest diye, onlara küfredene birşey olmaz diye; "Bu aşamada AKP çatlar, dağılırsa kaos olur!" endîşesiyle AKP'ye ve hükümetine sahiplenen "Yavru Muhalefet"e mi kızayım? "Solcu sosyalist" Gandi Kemâl'e kızmanın ise AKP'yi memnûn edeceğini biliyorum!
İki yok'tan bir var edip hediye ettim kendime
Bir yok'a AKP dedim, yok dedim bir de partime!
Yok'lar Ülkesi'ne varıp yokları saymak istedim,
Yokları da yok etmişler! Öfke ekilmiş Ülkem'e!
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: