Salı, Ocak 24, 2012

MAHALLEMİZİN ÇOCUĞU...

İnsanız! Eşref-i mahlûkattanız! Yaratılmışların en şereflisindeniz!
Bu yüzden hatâdan münezzeh, çirkinlikten nasipsiziz! Sözün gelişine göre çoğul yaptığımız bu tarifte, aslında hepimiz aynadaki tekili, kendimizi târif ederiz! "Varsa, yoksa ben!"lerdeyiz! Benlikte, bencillikte kendimizle bile yarışta ve yenileceğimizi hissettiğimiz anda şirretleşir, cığızlık ederiz!
Çünkü biz, yenilemeyiz! Yenilirsek kıyâmet kopar! Bizsiz dünya mı olur? Hemen hepimiz aynı iddiâda ısrarcı ama bizden başka, aynı iddiâyı yapanı tenkîtte de yarıştayız! Doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin her ne yapsak bize mübâhtır ama bizden başkasına doğruyu, iyiyi, güzeli yapmak yasaktır! Yasak ne kelime: Harâmdır! Bu tenkîtlerdeki insafsızlığımız, kendimizden olanlara karşı insâfsızlığı bile insâfa getirir!
"Ev danası öküz olmaz!" der, kenâra çıkarız! Ama iyi öküzleri merâkımızda, adamların; "Koçluk kuzu, küzde seçilir." tesbîtiyle beslenip büyütüldüğünü öğrenir, şaşırmayız bile!
Şarkıcılar, türkücüler, artistler, topçular, müteahhitler, beceriksiz doktorlar, iki-üç dikişli kaşar öğrenci icâzetli mühendisler, başka partilerden milletvekili, genel başkan yardımcısı, genel başkan olabilirler! Başbakanlık, bakanlık yapabilirler ama eğer bizdenseee!...
Biz mücâdele ederken o, şarkı-türkü söyleyip kıç sallıyordur! Biz savaşırken o, kısa şortla top oynuyordur! Biz ölüp öldürürken o, hakedişlerde sahte evraklarla devlete kazık atıyordur!
Ama hiç birimizin sesi, şarkı-türkü söyleyecek güzellikte değildir! Hepimiz seçer, elbise giyeriz ama hiçbirimiz terzi değilizdir! Hepimiz bir takımın fanatik taraftarıyız ama çoğumuz topa elimize almadan tekme atamayız! Çoğumuz kendimizden başkasına yaramayız!
Bunları niye mi söylüyorum? Canımı, benim kadar sıkmaya kimsenin gücü yetmiyor da ondan!
Bizden saymadığımızı; bizim sevdiğimizi sevmeyen, bizim sövdüğümüze sövmeyen asla, kat'a bizden değildir ve eğer bizden değilse; iyi olma, doğru olma, güzel olma şansı, yoktur! Bizden olanlara gelince de; "Ev danası öküz olmaz!"
Ne diyoruz? Ne diyorsunuz kardeşim?
Allah'tan belâ mı istiyoruz? Bizi; Allah ile, dîn ile, mezhep ile, tarikât-cemaat ile, millet-milliyet ile kandıranlar illa ötekilerden mi olmalı?
Duymuyor muyuz? Duymuyor musunuz?
Bir delikanlı çıkmış; "Mahallenin çocuğuyum!" diyor!
Duyuyor musunuz, bir Mahalle Çocuğu çıkmış; "Bir kardeşimin ölümündense dünyânın yanmasına râzıyım!" diye nârâ atıyor!
Duymuyor musunuz, bir Mahalle Çocuğu çıkmış; "Kaza yapan araba suçlanamaz! Şöföre bakmalıyız!" diyor!...
Bir Mahalle Çocuğu; "İdamı geri getiririm! Teröristlikten ceza alanı, cezasını bitirdikten sonra kimliğine el koyarak sınırdışı ederim! Çatışmada gebertilen teröristi asla kimseye vermem, gebertildiği yere gömerim! İdam ettiğim suçlunun mezâr yerini, kimseye söylemem!" diyor.
Bir Mahallemizin Çocuğu; "Ülkemin sınırları içinde Türk ordusu ve Güvenlik Güçleri mensuplarından başka hiç kimsenin üniformayla gezmesine izin vermem!" diyor!
Bir Mahallemizin Çocuğu, enerjiyi ilk ve en önemli mes'ele sayarak; enerjide, ekonomide, eğitimde, dinde-diyânette, yeniden inkîlâp derecesinde çâreler sunuyor!
Duymuyor muyuz? Duymuyor musunuz?
Duysam ve duysanız şaşardım!
Çünkü konuşanın, gerçekten Mahallemizin Çocuğu olduğunu biliyoruz! Eskiden büyükler, mahallenin çocuklarına sahip çıkardı! Ama bugün; "Ev danası öküz olmaz!" Allah kahr'etmesin!...
TÜRK, TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: