Salı, Ocak 10, 2012

KEŞKE "ONBAŞI" OLABİLSEYDİN!

Ağzından yellenen 'dokunulamaz bölücü' biri; "Rütben orgeneral de olsa nazârımızda onbaşısın!" demişti; R.T.E. hükûmetinin, bir günde; önce orgeneralliğe, sonra ordu komutanlığına, sonra Genelkurmay Başkanlığı'na atadığı AKP Generali'ne!
AKP Genelkurmay Başkanı da, onbaşılığı hakâret algılayıp hukûka müracaat etmiş!
Ağzından yellenenler de, NATO-ABD, hatta AKP Generalleri de kurban olasınız Onbaşıma! Ben gönüllü kurbanım onbaşılarıma, çavuşlarıma!
Tam burada; "Biz, Ordu Millet'iz, asla 'asker millet' değil!" diye bir gerçeğe de parmak basalım! Düzenli orduyu ilk kuran milletiz. Uçsuz bucaksız Asya bozkırları ve Altay Dağlarında hayvancılık yapan her Türk; dağlarda ve bozkırda ailesini, hayvanlarını her türlü saldırıdan korumak için mecbûren savaşçı! Dikkat! Her Türk, savaşçıdır asker değil!
Günümüz Millî Yazıcı'larından Romancı-Yazar A. Haldun Terzioğlu; "... öyle gerekiyordu. Hayatın olmazsa olmazı atı, birilerinin üretmesi, beslemesi, koruması gerekiyordu. ... Ne zaman ki Hakan budunu akına seslerdi; -bu da genelde sonbaharın başlangıcı yâni atların en semiz, en besili, en güçlü olduğu zamandı- işte o zaman savaşçılar sürülerini emniyete alır, kadınları çocukları ulaşılması zor, korunaklı bölgelere yerleştirir; atını, yedek atlarını alır Hakan'ın buyruğuna koşardı. İşte "Ordu Budun" tanımı buradan doğdu." diyor.
Ordu Budun'da yâni Ordu Millet'te; akın, savaş veya görev bittikten sonra her savaşçı evine, milletin içine dönerdi. Bugün de askerlik çağı gelen her Türk, "Nâmus borcu" inancı ve geleneği ile Orduda vatanî görevine gider; savaşsa savaş, nöbetse nöbet üzerine düşeni yapar, onbaşılığa veya çavuşluğa terfi eder ve terhîs olarak asıl adresine "sîne-i millete" döner!
Bizim sahiplendiğimiz, kutsadığımız Ordu, bunlardır! Milletin kendisidir! Rütbeli, rütbesiz millet evlâtlarıdır! NATO - ABD generallerinin, hiçbirinin "Netekim"den farkı yoktur!
Güçlü ülkelerle mecbûren veya siyâseten ittifak yapan siyâsilerin atadığı, torpille terfi ettirerek generalleştirdiği kişiler, Ordu değildir! Kapı kullarıdır, devşirme yeniçerilerdir!
Ordudan ve milletten sayılan rütbelilere millî vicdan "Paşa" der! Malesef günümüzde, "Millî Vicdân Paşası" Kahraman Millet Evlâtları da, 21. yy. Maltası Silivri'de sürgündeler!
Asıl konumuz; üç günde terfîyle Genelkurmay Başkanlığına getirilen Generalin "Onbaşı"lığı hakâret sayarak mahkemeye müracaatını, kınamak için ıkınıyorum!
On yıllık AKP iktidarında; -neyine lâzımsa- siyâsetçi gibi demokratlaşarak disipliniyle dünyanın sayılı ordularından olan Türk Silahlı Kuvvetlerini savsatan, Kozmik Oda'yı demokratlaşma adına yolgeçen hanı eden, Silah Arkadaşları sırayla tevkîf edilirken demokrat(!)ça seyreden ve şimdi 21.yy. Maltası Silivri'de kimsenin koğuşuna kabul etmediği İlker Generali de bu yüzden savunmadım! Zâten hâmisi de tutuksuz yargılanmasını istedi bile!...
Ülkü Ocakları'nı "terör örgütü" etmek için MGK'ya taşımak isteyenlere; "Şarap kokan paşalar! Ülkü Ocakları'ndan elinizi çekin!" kükremesi ve doğru çıkıyla Ülkücü Vicdânın hâfızâsına yerleşen, bu millî tavrıyla ABD'nin hasım gördüğü ve görevden aldırdığı söylenen Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı, Alişan Satılmış'ı da vicdânlara hatırlatırım!
Ordu Budun tanımlı Türk Milletinin ordusunu, NATO ve ABD Generallerinden kurtarmak gerekti! Keşke BOP Eş Başkanı değil de millî bir hükûmet bu ayıklamayı yapabilseydi! Keşke NATO Generalleri ile Millî Vicdân Paşaları, kahraman millet evlâtları, sırf denge olsun diye aynı "ileri demokrat" muâmeleye tâbi tutulmasaydı!
Son söz olarak; bütün Onbaşılar, Çavuşlar adına ve bütün Ordu Millet adına; Onbaşılığı küçümsemek gibi gayr-ı millî bir duruş sergileyen, hakâret algılayan Genelkurmay Başkanı hakkında, "Yüce Türk Milleti Adına" karar veren Yüce Dîvan Başsavcısı'na suç duyurusunda bulunuyorum!
"Bağlı aslan, tilkiye bile yem gibi görünür." vesselâm...
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: