Küffâr, dünyanın heryerinden Haçlı gözü ve siyonist gözlüğüyle Türk'e veTürkiye'ye bakarken ben de Türkiye'den dünyaya Türk'çe
bakacak, kaşlarımı çatarak Türkçe sesleneceğim!
Ben, Türk'üm Heeey!
Dünyanın
neresinde ararsanız, oradayım!
Her yerde açık adresli, her yerde göz
önündeyim!
Nerede medeniyet varsa tamgalarımla, hanlarım-hanaylarımla, köprülerimle oradayım!
Atı ilk ehlileştiren, demire
ilk şekil veren, bütün dünyaya tuvaleti, hamamı, temizliği, tehâreti
öğreten, yazıyı taşlara yazan, geçtiğim yerden tekrar
geçeceğim için kervansaraylar kuran benim!
Geçtiğim
yere kurduğum köprüler, konakladığım yere yaptığım hanlar, kaldığım her
yerde yükselttiğim minareler-kubbeler, açık adreslerimdir benim!...
Ben Türk'üm!
Dünyanın
neresindeki mazlûmdan sorarsanız, beni yanında gösterir!
Dünyanın neresinde
işgal varsa, zalim ve zûlüm varsa sorarsanız, adıma; ya Mete derler, ya Attila, ya
Emir Timur, ya Sultan Alparslan der, ya Osman Beğ, ya Fatih, ya Yavuz,
ya Atatürk derler!
Dünyanın neresinde olursa olsun, müslüman veya gayr-ı müslîm mazlûma sorarsan; "Ey inananlar! içinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah yakında kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir! Bunlar Allah yolunda tüm gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar." (Mâide-54) âyetinde tarif edilenin Türk olduğunu söyler ve kurtarıcı olarak adresimi gösterir!...
Ben Türk'üm!
Sığmam
zamana ve tarihe, taşarım kitaplardan! Destanlar beni anlatır, mütevâzı kıssaların hisse alınacak yerlerinde hep ben bulunurum ben!
Firdevsi'nin
Şehnâme'sinde, şuûraltına bile nüfûzumla Zal Oğlu Rüstem'i, bir yumrukla beline kadar toprağa çakan, İranlılar'ın Efrâsiyap
dediği Tûranlıların yenilmez Başbuğu Alper Tunga benim!
Tarihin bilinen ilk
siyâsi ihtilâlini yapan, Çin İmparatorluk sarayını basan,
ölümü öldürerek yüz yıllardır öldürülemeyen, kırk yiğidi ile
ölen ama yenilmeyen ölümsüz Kürşad, benim!
Dünyayı iki kişiye az, bir kişiye çok bulan Emîr Timur benim!
Dünya benim, ben nizâm-ı âlemi kendine iş edinmiş Türk'üm!...
Mertçe
savaşmayı bilmeyen Avrupa ortaçağ yobazlarının; "Türk
geliyor!" diye kalplerine terbiye malzemesi; savaş meydanlarında başları
yerden kalkmayanların "Tanrı'nın Kırbacı" diye yüreklerine hükmeden Attila benim!
Dünya bana dar, kabîr bana çok geniş! Hayattayken kendinin hazırlattığı mezar taşına; "Ey Alparslan'ın göklere yükselmiş şan ve şerefini görenler! Şimdi Merv'e gelin de onun nasıl toztoprak olduğunu görün."
diye, zamana imza atan Alparslan benim! Savaş bana toy-bayram, şehâdet sonsuzluğa doğuş bende! Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türk benim!...
Dünyaya,
hakimiyetin işgalle değil fetihle mümkün olduğunu, gönüller fethederek
öğreten benim!
Benim olduğum yerde hakkâniyet olur, adâlet
olur.
Mazlûm, zâlime karşı cesûrdur benim olduğum yerde!
Hâin en büyük
korkusunu, bana ihânet ederken yaşar! İhânete karşı şerbetliyim! Tanığım tarihtir. Çünkü tarihi yapan
benim!
Dost övünsün, düşman hasetinden çatlasın diye Deli İbrahim'e sekiz yıl imparatorluk yönettiren, bir başka sekiz yıllık yönetimle Yavuz'laşıp tarihe imza atan benim!
Girdiğim uğraşlarda öldüremeyen yaralar, güçlendirmiştir beni! Binlerce yılda yüzlerce ölümcül yara aldım! Zayıf düştüm, zorlandığım oldu ama en bitik zannedildiğim anda
yeri yerinden oynatarak kalkan Türk benim!
Kendini güçlü
zanneden zâlimler, işgalci saldırgan korkak psikopatlar, yüz yıldır dinlendiğimin farkındalar ki dünyanın heryerinden saldırıyorlar! Onlar saldırdıkça silkinip kendime dönüyorum ben!
Tarihte bütün zâlimlerin, bütün psikopat işgalcilerin kelleleri benim kılıcımla mazlûmun ayakları önüne düşmüştür!
Başlıya
baş eğdirip dizliye diz çöktürerek halkları milletleştiren tek erk
benim; ben, Türk'üm! Dört yanda düşman kalmayıncaya kadar her yöne
sefer edip âsâyişi sağlamak geleneğimdir! Önümde, arkamda,
sağımda, solumda kendini bana düşman gören, geçmişte tokatımı yemişlerin
acıları geçmiş olmalı ki bir haltlar karıştırıyorlar!
Türk'ün kıyâmını, Türk'e kefen biçenin sonunu, dünya bir daha izleyecek demek ki!
Zâlim güçlüden
korkarak diplomatlık, diplomatik baskılarla demokratlık bana göre değil! Benim kurultaylarım, benim şûralarım var!
Ben Türk'üm! Benim işim
hâkimiyet, benim san'atım savaş!
Tarih yapmak için benim muhteşem sanatım gerekir! Yüz bin çeri ile, bir buçuk
milyarlık Çin'i, beşyüz sene Çin Seddi arkasına mahkûm eden ben; azgın Haçlı'ya da haddini bildiririm
evel-Allah!
"Ölmek, ölmek; hırlamaya ne gerek?" diye binlerce
yıldır ölüme meydan okuyan benim!
Ben Türk'üm heeeeey!
Ben Türk'üm
ve hayattayım dünya! ...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
1 yorum:
Oloooo Bende TÜRKÜM!!!!
Yorum Gönder