Cumartesi, Aralık 20, 2008

BİR ÖZÜR DAHA !...

Adam geğirse haber, yellense olay oluyor! Dünyanın bir ucundan, canlı televizyon programlarına konuk ediliyor. Hakkında konuşmadığı olay; derin devlet, istihbarat, ve mafyatik güçler hakkında bilmediği yok! Kimin adını ağzına alsa, anında yer yerinden oynuyor, Ergenekoncu oluyor!...
Ama ne hikmetse günlerdir, Tuncay Güney'in Sn. Muhsin Yazıcıoğlu'na gönderdiği özür iletisinden ve yapılan özür telefonundan bahseden yok! Olayı, takip ediyorum...
Güney'in iletisi: "Saygı değer M. Yazıcıoğlu; İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Fetullah Gülen'den 1,5 milyon dolar aldı ifâdesi, Adil Serdar Saçan tarafından bana dikte ettirilmiştir. İfâde de; 'Muhsin Yazıcıoğlu, Fetullah Hoca'nın isteği ile BBP’yi kurmuştur. Ve BBP’yi Abdullah Çatlı ile beraber örgütlemiştir. Sivas Olaylarında ve Gazi Mahallesi'ndeki olayları, Abdullah Çatlı ile Muhsin Yazıcıoğlu birlikte organize etmiştir. Bu eylemlerin emrini, Veli Küçük Ergenekon adına Çatlı'ya bildirmiştir.' Cümleleri, işkencede bana söylettirilmiştir. Ben 7 yıl önce 28 yaşında idim. İşkecede iken dayanamadım; 'Romayı da ben yaktım.' dedim. En iyi sizin beni anlayacağınıza inanıyorum. Basın açıklamalarımın ise engellendiğinin farkındasınızdır. Sizin ile ilgili ifâde de bana zorla verdirildi. Aynı ifâdeler, Fetullah Hoca için de verdirildi. Ben tv'lerde ve basında bu konu üzerine açıklama yapmaya hazırım. Saygılarımla. Tuncay Güney" şeklinde...
Konuyu, sadece bir kaç internet sitesi, irdelemeğe devam ediyor. Bu özür, Yaygın ve yandaş basında, ne hikmetse atlanmış, önemsiz bir haber!...
Konuyla ilgili, Sn. Muhsin Yazıcıoğlu ile görüştük. Tuncay Güney'le, e-postadan sonra telefon görüşmelerini ve o görüşmede Tuncay Güney'in bütün gazeteleri arayarak bu özür metnini bildirdiğini ama özellikle yazılmadığını söylediğini, anlattılar! Olayın, duyulduğu şeklinin hâricinde Yazıcıoğlu ; "Yıllardır, BBP'nin kuruluşunu ve şahsımı, ısrarla bir yerlerle irtibatlandırmak ve bir yerlerin parasıyla ilişkilendirebilmek için, art niyetli bir gayret sürmektedir. Aydınlık gazetesi ve Doğan medya tarafından köpürtülen Tuncay Güney'in ifâdelerini, tekzip ettiğim ve mahkemeye verdiğim bilinmektedir. Buna rağmen, bu asılsız iftiraları yazan ve yaymaya çalışan malûm basın; bu iftirâların işkenceyle yaptırıldığını itiraf eden Tuncay Güney'in özür beyânını, görmezden gelmektedir. Tavırlarını, geçmişteki kampanyaları da hatırlanıldığında anlamak zor değildir. Ama var olduğunu bildiğim millî basının duyarsızlığını anlayamıyorum." diye kendilerine has bir nezâketle sitem ettiler.
Tekrâren; geğirdiğinde haber, yellendiğinde olay olan acayip adamın bu açıklaması, gereken ilgiyi neden görmedi? Merak etmeyelim mi?...
Gerçi bu her yeri kokan yaratığın; tam da yerel seçimler öncesi, Sn. Muhsin Yazıcıoğlu'nu Fetullah Gülen'le birlikte haber etmeğe çalışmasını, çok dikkatle incelemek lâzım!...
"Yandaş Basın"ın tavrını, anlamakta da sıkıntı çekiyorum! Olaysa olay, haberse haber!... Doğan Medya'nın patronunun, geçmişte Sn. Yazıcıoğlu'na teklîflerini ve reddedilişini de hatırlayınca, bu grubun tavrını anlamak zor değil!...
Aklımı karıştıran; ulusalcı basının, Cumhuriyetçi-Atatürkçü basının ve milliyetçi basının da olaya bigâneliği, duyarsızlığı!...
Bu memlekette, artık millî ve doğru her şey gibi, doğru haberciliği ve doğru habercileri de mi bitirdiler?! Korku imparatorluğu'nun etkisi, en fazla cesûrlar(!)da mı zuhûr etti?! Böylesine net ve sağlam bir haberi atlamanın, bir sebebi yok mudur?
Her tarafından pislik ve pis kokular fışkıran, eşcinsel bir yaratık eliyle; tam da seçimler ârifesinde, Sn. Muhsin Yazıcıoğlu ile Fetullah Güleni birlikte zikrederek, yeni bir "F Tipi Senaryo" mu sahnelenmeğe çalışılmaktadır?... Bu olayda Pentagon kokusu almıyor musunuz?...
Şahsen çok merak ettim!...
Hâlâ yüreklerine ve meslek onurlarına olan itimâdım devam eden, gazeteci gibi gazetecilerin, bu olay gibi olaya, gereken ihtimâmı göstereceklerini ümîd ediyorum. Ve bu konuda yanılmayı, düşünmek bile istemiyorum.
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: