Pazartesi, Aralık 15, 2008

MÜ'MİNİN MÜ'MİNE DUASI, MAKBÛLDÜR...

"Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi açtı telefonu.Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti? Annesi;
- Nasılsın oğlum iyi misin? Diye sordu. Oğlu şaşkın bir ifadeyle;
- İyiyim anne. Hayırdır bir şey mi oldu? Siz iyi misiniz ?" diye sordu merakla. Annesi;
- Biz iyiyiz. Bir şeyimiz yok. Sadece sesini duymak istedim. Dedi. Oğlu;
- Anne! Bunun için mi aradın? Saat sabahın üç buçuğu yarın da konuşabilirdik!" deyince annesi;
- Rahatsız mı ettim oğlum?" dedi. Oğlu;
- Evet anne rahatsız ettin! Uykudan uyandım, korktum! Deyince annesi;
- Otuz sene önce de sen beni bu saate rahatsız etmiştin. Doğum günün kutlu olsun oğlum! Dedi ve telefonu kapattı." (engelliplatformu'ndan alıntı)

Gücüm yetse ruhumdan yırtarak koparacağım parçalarımı, Anam'ın bedenine eklerim. Ruhumun en kıymetli, en aziz yerlerini parçalayarak Anamın ayak tabanlarına kösele ederim. Aklım kesti keseli dualarıyla, ben dahil yedi çocuğunun afrasıyla-tafrasıyla uğraşırken hatırlarım Anam'ı. Bir de giyimine çok titiz olan rahmetli Babam'ın elbiselerini ütüleyebilmek için yaktığı ve çabuk ısınsın diye sürekli salladığı, ağır kömür ütüsüyle...
Çamaşırlar elle yıkanır; çamaşır suyu, memur evi olduğu için komşulara göre daha teknolojik araçlarla donanmış olan evimizde, gaz ocağında ıstılırdı. Arada bir gaz ocağının pompalanması bile başlı başına bir işti. Onu da Anam yapardı....
Yedi kardeş, hepimizin banyo sularımız da o pompalanmasa sönen gaz ocağında ısıtılır, hepimiz sırayla Anam tarafından liflenerek yıkanırdık. Banyolarımızı da o yaptırırdı...
Yemek te gaz ocağında pişerdi. Yemek, çay suyu, Babamın Türk kahvesi, çamaşır suyu, banyo suları, her şey gaz ocağıyla yapılırdı. Mutlaka pompalanması gerekirdi ve gaz ocağını, hep Anam pompalardı...
Okuyup yazması yok Anam'ın... Ama ailece görüşmelerde, ailece misafir gitmelerde veya misafir kabullerinde hiç te eksikliğini hissettirmedi yıllarca. Uykusu gelsin diye bana okuttuğu masalları ve uykuya geçip beni dinlemediği için uyandırdığımda gülme ile kızma arası elimden kitabı alıp sanki incitmemek için çok nazikçe masanın üzerine koyuşunu, kitaplara saygısını hatırlarım...
Hele Dedem rahmetliden dinlediğim; abim ve benim altımızdan aldığı bezleri, Kars'ın eksi otuz derecelik soğuğunda, kapımızın önünden akan, "şorğan" dediğimiz akar suda yıkadığını ve soğuktan sızlayan tırnaklarını ağzında hohlayarak ısıttığını hatırlayınca; "Anaaaaam!" diye seslenesim geldi!...
Anam seksene varan yaşıyla ve hayatının elli yılını çok ağır işlerde çalışarak yorduğu bedeniyle, hasta!... Üstüne üstlük; bir de haftada üç gün diyalize mahkûm! Diyalizden sıkılıyor! Haftada üç gün diyalize bağlı olarak geçirdiği hareketsiz, geçmez zamanlardan çok şikâyetçi.
Doktorlarının dediğine göre kandaki kalan ürenin meydana getirdiği hafıza kaybı da başladı. Benden uzakta Anam. Yanındaki kardeşlerimin, yeğenlerimin, kardeşlerimin eşlerinin, Anam'a yakınlıklarıyla teselli oluyorum. Hele en küçük Kardeşim Gökbörü'nün, yıllardır Anamı kelimenin tam anlamıyla kucağında taşıdığını düşününce, Anam adına ve onun adına çok seviniyorum...
Anam hasta Dostlar! Her ağızda bir hikmet var bilirim. Dualarınıza talibim. Anam'a dua desteklerinizi istirham ediyorum. Başta en küçük Kardeşim Gökbörü'ye, onun eşine, diğer kardeşim Ali Haydar'a ve onun eşine, çocuklarına Anama tahammül edebilmeleri için sabır diliyorum. Onlara Rabbim'in sabır vermesi için dua desteklerinize muhtacım...
Ona benzemeyen hiç bir kadını güzel saymadan büyüdüm. Onun yemeklerinin lezzetini yıllardır eşlerimize anlata anlata kocadık. Yarıştırdım eşimi belli etmeden Anam'la yıllardır!... Artık torunlar sahibi olan Eşim'le Anam arasındaki; dillendirmediğim ve sürdürdüğüm gizli yarışım hâlâ devâm ediyor... Allah(c.c.) gecinden versin, Anam'dan sonra da sürecek zannedersem bu gizli mukayese...
Allah yardımcın olsun Anam. Allah, analığının fedakârlıklarına rahmederek şifânı versin... Uyumamış olduğuna ufacık ihtimal versem "alooo!" diyeceğim Ana, "Can!" diye mukabele eden ana sesini bir daha duyabilmek için...
Yaşlı-genç bütün analara saygılarımla...
"VE TEVEKKEL A'LALLAH"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: