Salı, Aralık 23, 2008

İHÂNET EDEN UNUTMAZ!...

İstanbul'da; biri Erzurumlu, diğeri Ermeni iki komşu... Erzurumlu, yıllarca sabah namazıyla koşturmasına rağmen, bir türlü Ermeniden önce dükkân açamamıştır. Ne kadar erken davranırsa davransın, geldiğinde Ermeni komşusunun dükkânını açıktır. Bütün esnaf, iki komşu arasında yıllardır süren bu sessiz yarışın farkındadır.
Günlerden bir gün, Ermeni dükkânını açmaya geldiğinde, Erzurumlu komşusunun gelmiş ve kendi dükkânı önünde öfkeyle volta attığını görür! Selâm verir hayretle. Erzurumlu, Ermeni komşusunu görür görmez:
- Seni Ermeni oğlu Ermeniiiii! Heeee? Diye kükreyerek saldırır! Allah yarattı demeden neresi denk gelirse vurmaya başlar. Ermeni, yıllardır tanıdığı ve birbirlerini hiç incitmedikleri komşusunun, davranışına mana veremez! Erzurumlu komşusunun acımasızca attığı yumruk ve tekmelerden korunmaya çalışır. Erzurumlu ise vurdukça öfkelenmekte, öfkelendikçe vurmaktadır. Bir yandan da;
- Ermeni oğlu Ermeniiii! Heeeee? Diye solumaktadır.
Erzurumlu, Ermeni'yi dövmeğe devam ederken, diğer komşular gelir. Gördüklerine şaşırırlar ve hemen kavga edenlerin arasına girerler, ölümüne dayak yiyen Ermeni'yi Erzurumlu'nun elinden zar-zor alırlar.... Erzurumlu hâlâ;
- Ermeni oğlu Ermeniiii! Heeee? diye homurdanmaktadır! Dayaktan kurtulan Ermeni;
- Vire Komşi! Sen beni neden dövdi? Ben sana ne yapti? Diye ağlayarak sorar. Erzurumlu, öfkelenerek;
- Hele bax! Bir de, utanmadan sorir! Ermeni oğlu Ermeni! He ula? Siz benim dedelerimi merege doldurup yaxmışsız heee?! Diye sorunca, Ermeni çaresizce;
- Komşi, onlar olmuş yüz sene evel!... der ama Erzurumlu;
- Benim teze xeberim oldi! Ermeni oğlu Ermeni seniiii!... Diye yeniden hücuma geçer...
Halk arasında yıllardır anlatılan yaşanmış bir olay! Olayın en trajikomik tarafı ise; Erzurumlu'nun yani Müslüman Türk'ün kendisine, dedesine yapılanları, unutmuş olması! Ermeni ise, dedelerinin Türklere yaptıklarını unutmamıştır. Türk'ün "nisyân ile ma'lûl" hafızası, bu özelliğinde ısrarcıdır! Yani kendisine yapılan kötülüğü unuttuğu gibi, yaptığı iyilikleri de inancı ve kültürü gereği, unutur. Bu yüzden, dünün "tebaa-y-ı sâdıka"sı Ermenilere verdiği görevleri, ünvanları ve kazandırdığı servetleri unuttuğu gibi, Haçlı hıristiyanların yönlendirmesiyle kendisine yaptığı ihâneti ve korkunç katliamları da unutmuştur!
Unutmayan; hep Ermeniler, hep suçlular, hep ihânet edenlerdir! Günümüzde de bize yapılanları unutan veya unutmak-unutturmak isteyen, yerli İşbirlikçilerimizden, "büzüğü dingildeyen" bazıları, yüz sene önce Ermeni'nin Türk'e yaptığı kalleşliklerden, Ermeni'nin çoluk-çocuk demeden, hamile demeden yaptığı katliamlardan dolayı, aydınlıkları demokratlıkları ve "dingildeyen büzük"leri gereği özür dilemeğe niyetlenmişler!...
Daha dün; "Hepimiz Ermeniyiz!" diye sokaklardaydılar. Ermeniliği ve Ermenileşmeği bir şeref sayıyorlardı. Şimdi ise Canan Arıtman'ın sadece "Anneannesi Ermeni' ymiş" dediği için linç edilmesini istiyorlar!
Eeeeee! Gel de sorma; eğer Ermenilik kötü bir şeyse, neden daha dün, "Hepimiz Ermeniyiz!" diye sokaklardaydınız? Yok kötü değilse -ki değil- anneannesi Ermeni olan veya olması muhtemel olduğu söylenen birinin, bu özelliğinin açıklanmasından neden bu kadar gocundunuz?
'Ermeni'yim' diyenleri; "demokratım ve en-tellek-tüelim" diye "büzükleriniz dingildeyerek" alkışlarken; 'O, Ermeni' diyeni linç etmeğe çalışmanız, ne kadar demokratlık? Ne kadar aydınlık?Sizi en-tellek-tüeller siziiii !...
"Bana yol gösteren benden olmalı/Türk'e baş olamaz Türk'üm demeyen."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: