Pazartesi, Nisan 26, 2010

DİLEĞİM

Körler ile sağırların içinde
Kötürüm kalana el olabilsem,
Güneşten saklanan günün birinde
Buharken sulaşıp sel olabilsem.

Elele tutuşup şahla gedâyla
İnâdına selamlaşıp vedâyla
Her zaman her yerde hoş bir sedâyla
Ötüşen bülbüle dil olabilsem.

Yeni bir bebeğin yeni hecesi
Öğrenen çocuğun ilk bilmecesi
Hırsızın arsızın setri gecesi
Zifrî karanlığa tül olabilsem.

Muhabbetle yaklaşıp en huysuza
Haddini bildirsem densiz soysuza
Yolunu kaybetmiş yitik yolsuza
Vahdete götüren yol olabilsem.

İtibâr etmesem çuhaya kürke
Sıklaştırsam safı, hainler ürke
Dünyanın vurduğu Müslüman Türk'e
Kalkan tutan, kılıç vuran kol olsam.

Ülküm için yere serilsem ben de
Bir başbuğ yayında gerilsem ben de
Ölümü öldürüp dirilsem ben de
Şehîtleşip Allah'ıma kul olsam. 25 Nisan 2010/ İzmir

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: