Pazartesi, Nisan 05, 2010

DUYANLARA SELÂM OLSUN...

Türk Milliyetçiliğinin siyâsi tek adresi MHP'ye, Başbuğsuzluğa alışamadığımız yıllarda defalarca seslendik. Kovanından ayrı düşmüş bal arısı misâli vızıldadık durduk!
Sonunda duyulduk, bahtiyâr olduk! Defâlarca edeplice münakaşa ettiğimiz birinden, nâzik bir ileti aldım. Türk gönlüm bahtiyâr oldu, Ülkücü yüreğim havalandı...
"Sayın Mustafa ağabeyim; Genele yaydığım bazı notlarımı sizin gibi değer verdiğim kişilerin süzgecinden geçirmek ve yorumlarınızla katkılarınız için müsaade ederseniz sizi etiketlemek istiyorum. Saygı ve selamlarımla. Rıza Altunışık" Türk gönlümü havalandıran, savaşçı yüreğimi teslîm alan güzel dâvet bu; "Hoca, amma abartmışsın!" demek te serbest!
Bu davete cevâbımı; "Kardeşim sana söylüyorum, Ülküdaşım sen işit!" mantığımla paylaşmak istedim.
Sevgili Kardeşim; Onar yıllık periyotlarla birbirini fişlemekle görevli ve fişleme sırasının kendilerine geldiğine sevinerek şükr'eden, "îman cilâlı fikir rüküşleri" ne inat, ülküdaşlarımca etiketlenmekten onur duyarım.
Fikir ve düşünceler de aynen sevgi gibi paylaşılırsa tekâmül eder ve çoğalır. Allah(c.c.); okur-yazarlarımızın değil, "Bu kadar cehâlet ancak tahsîl ile mümkündür." tarifli aydıncılık figüranlarının değil, "Hem okudum, hem de yazdım/ Yalan dünya senden bezdim." olgunluğuna ermiş münevver sayımızı artırsın.
"Bin bilsen de bir bilene danış." öğretisini rehber edinerek İslâm ahlâkı, Türk karakteri vakarıyla donanmış hür akıllı, vicdânı görev başında olan kanaat önderlerimizin sayısını artırsın.
Mahsûl, tohum ekilirse alınır. Tarla sürülmeden, sürülen tarlaya tohum serpmeden, serpilen tohum sulanmadan, günü ve zamanı geldiğinde çapalamadan, mahsûle zararlı ayrık otları temizlenmeden, çiftçi tecrûbesi ile ihtiyâca göre gübrelemeden mahsûl alınabilir mi? Kaldırılan hasattan, bir sonraki senenin tohumu ayrılmadan yeniden ekip-biçmek, yeniden mahsûl elde etmek mümkün mü?
İsteyen, biz fikir emekçisi Türk Milliyetçilerini, tarla sayıp sürebilir.
İsteyen, bize gayr-ı millî olmamak kaydıyla samîmi düşüncelerini zerk edebilir.
İsteyen, bizi çiçek sayıp bal arısı gayretiyle bizden alacağı poleni istediği uygun çiçeğe taşıyabilir.
İsyeten, bize bal arısı ihtirâmı göstererek taşımamızı istediği polenini bize cazip bir şekilde ikrâm edebilir.
İsteyen, bize -görmek niyetiyle- istediği yönümüzden bakabilir.
Neremizden bakılırsa bakılsın -emînim ki- bakan, bizden başka bir şey göremez!
Çünkü biz; "bizleşinceye kadar "ben" olarak, benliğimizle çok mücâdele ettik!
Çünkü biz; egomuzu, benliğimizi, nefsimizi kontrol edebilmek için dizginlediğimiz nefs atımızın ağzını yırttık hercâi arzuları coştuğunda!
Çünkü biz; "biz" olabilmek için, içimizdeki "ben"i yok edebilmek için, o'na, bu'na, sana, size çok yalvardık!
Şükürler olsun ki biz; sayımızın azlığı, birilerinin moralini bozarken, art niyetlileri sevindirirken; "biz" tariflilerin her zaman, "ben" tariflilerden az olacağını bilerek; perâkende durdukları, münferît davrandıkları için çok zannedilen, ses kirliliğine neden olan "ben"lerden çok ama çok daha güçlü olacağına inanarak "biz"liği seçtik.
Bu inancımızladır ki defâlarca; "Biz de sizdeniz!" diye naralar attık duyulsun diye...
Duyanlara selâm olsun! Bizi de benliklerine râm ederek "biz"leştirebilenlere, bizi güçlendirenlere selâm olsun! İnsâni bir özellik olan enâniyette ısrarcılara da selam olsun!
Onları da "biz"leştirene kadar; gönül kapılarımızı kapatmadan, "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için." inancıyla fikir-zikir halkaları oluşturabilen, fikri-zikri bir olan, benzedikleri için birbirinden sohbet etmeden ayırt edilemeyen, sohbetlerinden meşveret bereketiyle doğrular çıkarabilen güzel insanların gönül kapılarını, nezâketle, muhabbetle çalmağa devâm edeceğiz...
Zahmeti çeken biz işçi bal arıları, bereketini deren de "Devlet" adlı kovanımızın sahibi Türk Milleti olur inşallah.
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: