Çarşamba, Nisan 21, 2010

REFERANDUM, GÜVEN OYLAMASI!...

Deneme-yanılma metodu, bilinen en eski öğrenme ve doğrulama metodudur. Demokrasilerde de bu metot gereği seçimler olur. Birileri seçilir veya iktidardan indirilir.
Demokratik denilen bu ithâl metotta, her zaman taraflar ve karşıtları olur. Bu metot ve demokrasi gereği bîtarafın bertaraf olduğu gerçeğinden hareketle hayatım boyunca hep taraf oldum. Türk’ten, Atatürk’ten, Türkiye’den, Bölünmez Vatan ve Bölünmez/Bütün (üniter) Devlet’ten, tek bayraktan-bağımsızlıktan, millî ve dînî değerlerimizden taraf oldum.
Elbette, her zaman karşımızda da bir taraf oldu ve var!
Tek millete, bölünmez devlete, tek dile, tek bayrağa, tek vatan’a karşı taraf! Devleti, sistemi, cumhûriyeti ve ülkemizi hedef almış bütün dış ve iç silahlı düşmanları yok etmek, püskürtmek ve korumak için millet evlâtlarından oluşmuş, devletin en üstlerinde görevlendirilmiş Peygamber Ocağı sıfatlı Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı taraf!
Hukuk Devletini yok etmek; hukuk ve yüksek yargı organlarının Türk Milleti adına, devleti, sistemi, laikliği, cumhûriyeti ve yasamayı koruma görevini yok ederek kendilerine ilelebet dokunulmazlık, demokratik bir pâdişahlık getirebilmek için Yüksek Yargı'ya karşı taraf!
Ucuz dolma kalemlerin, 68 kuşağına yüzkarasıca dönenlerin, vatanı bir çift kadın memesine satabilenlerin, Mehmetçiğimizi kurşunlayanların, mayınlayanların, bombalayanların insan haklarını-demokratik haklarını savunur görünürken; beşer yedişer şehit edilen Mehmetçiğimizi zalimlikle, işgâlcilikle suçlayabilecek kadar gözü dönmüş ihânet odağı bir de pravda var!
Yandaşlığı da belli değil, karşıtlığı da! İşbirlikçi patronları ne emrederse onu yazan, kalleşçe casuslukla, servis edilen uyduruk haberlerle, bilgi kirliliği yaratmakla görevli bir taraf!….
Bu tehlikeli ve dış destekli tarafa cevap vermesi gereken, tedbir alması gereken yer, elbette Türkiye Büyük Millet Meclisi ve âdil-acımasız yasaların uygulanacağı hukuk ve yargı! Âdil-acımasız çünkü adâlet ve merhâmet bir arada barınamaz!
Lâkin Meclis'te bölücülerin siyasallaşmışları, teröristlere arka çıkan dokunulmazlar var! AKP ve taşeron terörist işbirlikçileri görevlendiren dış odakların değirmenine su taşıyanlar var! Tek başına millî muhalefet yapan Kamer Genç'in, MHP'nin ve CHP'nin sayıları muhalefet etmeğe yetmiyor! Yani Meclisi'ten ümîdim yok!
Zaten gerçekçi baktığımızda; meclistekiler, milletin vekilleri de değiller! Genel Başkanların tesbît ettiği ve notervâri mecbûri oylarla Meclis'e girmiş Genel Başkan Vekilleri! Bu genel başkan vekillerinden Genel başkanlarına muhalif ve milletin hür irâdesini beklemek, açken rüyâda kebap yemek gibi bir şey!…
"Bizim Meclisimiz" diyebileceğimiz, Kurucu Meclis hüviyet ve karakterinde bir meclisimizin ne zaman oluşacağını da bilemiyoruz!
Gece sabahlara kadar, -gûya- çalışıyor edâlarıyla, sayısal çoğunluğun verdiği rahatlıkla AKP Genel Başkanını ve kurmaylarını, ilelebet dokunulmaz kılacak; 2.Cumhûriyetçilerin, Yeniden Osmanlıcıların Cumhûriyet ve Atatürk'ten intikam almalarını sağlayacak bir anayasa taslağı üzerinde konuşuluyor görüntüsüyle, dayatmalar uygulanıyor!
Meclis'teki; "Kabul edenler? Etmeyenler? Kabûl edilmiştir/edilmemiştir." tekerlemesiyle çalışan emme-basma tulumbasından çıkacak sonucu da halk oylaması (referandum) adıyla, sandık edip önümüze getirecekler!
Yavruvatan Kıbrıs'ta ABD-AB ve Soros desteğine, hatta AKP desteğine rağmen millet irâdesiyle millîleşen yönetimin; Anavatanda da oluşturulup oluşturulamayacağını sorgulayacağız bu halk oylamasında...
Sonucu görmeden de sandıktan keklik mi, kuş mu çıkacağını, bilemeyeceğiz ama şimdiden "hayır!" demeğe başlarsak şuuraltımızı hazırlarız vesselâm!…
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua…
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: