Cumartesi, Nisan 10, 2010

İSTİKRÂRLI, HUZÛRLU, BÜYÜYEN TÜRKİYE!...

Kerâmetleri kendilerinden menkûl AKP'nin kurmayları, demokratları ve müritlerine göre Türkiye'de sivilleşme var, istikrâr var, büyüme var, huzûr var!
O zaman mart kedisi gibi alttakinin de, üsttekinin de bağrışmasının sebebi ne? Saat başı oluşturulan sanal gündemlerden tamâmen sıyrılarak ciddî araştırmalara, resmî verilere göre Türkiye ne halde diye bakalım. Acaba istemediğimiz halde açılımlar yaptığı, bizi rahatsız etmesine rağmen ha bire Paşaları, generalleri; üstün hizmet madalyalı Kahramanları, emirerlerini; emekli ve muvazzaf hasta subayları tevkif ettiği için; bizi çok rahatsız eden 'Dolma Kalemler'i resmî uçaklarla, resmî seyahatlere götürüp devlet sırlarını verdiklerini zannettiğimiz için haksızlık ediyor olabilir miyiz?
Yoksa kocaman adamlar, ısrarla; "Türkiye de istikrârı hedef aldılar! Büyüme rekorları kırıyoruz! Küresel kriz bize teyet geçti! Huzurumuz var! Askerî vesâyete son! Daha fazla huzûr için daha fazla demokrasi!" diye tekrâr edip durabilirler mi?
Türkiye'de istikrâr var, huzûr var, büyüme devâm ediyor!
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zachau'nun dillendirdiği, 2009 verilerine göre Türkiye'de işsiz oranı % 13,1 yâni yetmiş milyon nüfûsun 9 milyon 100 bin kişisi işsiz! Zachau'nun söylediği; 2009 verilerine göre 230 milyar dolar dış borcumuz var. Benzemekten korktuğumuz, benzetilmekle korkutulduğumuz İran'ın ise 20 milyar dolar, işgâldeki Irak'ın ise 100 milyon dolar dış borcu var ve Türkiye'yi kriz teyet geçmiş, istikrâr var, büyüme rekorları kırılıyor, huzûr var!
ABD'nin "Bizim çocuklar"ının ABD çıkarlarını Koruma Kollama 12 Eylül darbesinde tutuklu ve hükümlü sayısı 79 bindi. 2010'da cezaevlerinde 119 bin kişi var! Mart 2010 itibâriyle; 4 bin 171 kadın, 2 bin 789 çocuk, yaklaşık 6 bin siyasi tutuklu ve hükümlü var! Türkiye'de asâyiş berkemâl, huzûr var!
İcra dairelerinde 9,5 milyon dosya var! Yâni 9 milyon 100 bin işsizin yanında, nüfûsun işi olan 9 milyon 500 bin kişisi de icrâlık!
Emniyet genel Müdürlüğü'nün hazırlattığı istatistikî çalışma sonuçlarına göre; Türkiye'de polis sorumluluk alanında, günde beş cinâyet, 2,5 ta tecâvüz olayı meydana geliyor! Adli Tıp Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat; "Ne zaman bir toplumda ekonomik durum bozulsa, şiddet olayları da artıyor. Ancak Türkiye'de bacak-kafa-kol kesilmesi gibi sadizmin ağırlıklı olduğu cinayetler, ilginç bir şekilde son dönemlerde arttı. Burada öfkenin ön plana çıktığı bir durum söz konusu." diyor. Türkiye'de istikrâr var, büyüme rekorları kırılıyor, asâyiş berkemâl, huzûr var!
Organ mafyası icraatları, kaybolan çocuklar, intihar eden iş adamları, hayat kadınlığı vesikasına müracaat eden kadın sayısında ki artış; sanal ortamda yeni icat edilen pornografik suçlar, telefon dinlemeler-dinletmeler gibi teknolojik suçlar, "Yürüyen Îman" lakaplı yetmişlik kart zamparaların küçük kızları tacizleri, "Temiz kardeşimiz" tarifli Deniz Feneri e.v. zanlısı bürokratlar, dokunulmazlık zırhına sarılı olarak Meclis raflarında zaman-aşımına terk edilmiş yolsuzluk-hırsızlık-irtikap suçlamaları ve hepsinden daha önemlisi Jandarma bölgesindeki, kırsaldaki suçlar, suç patlamaları ve madalyalı-kahraman millet evlâtlarını intihâra sürükleyen anti demokratik uygulamalar bu verilere dahil değil ve;
Türkiye'de hâlâ; "İstikrâr var! Büyüme rekorları kırıyoruz! Kriz teyet geçti! Asayiş berkemâl! Huzûr var! Daha fazla huzûr için daha fazla demokratik hak!" diyen, diyebilen adam sûretli adamlar var ve Türkiye'de kaçanın da, kovalayanın da "Allah!" diye tekbîr getirdiği îmanlı bir atmosfer var!
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: