Çarşamba, Nisan 07, 2010

DİŞE DİŞ, GÖZE GÖZ, YANLIŞA YANLIŞ!...

Her şey gözümüzün önünde, bütün makyajlar, bütün değişim ve karşı-devrim hareketleri alenen yapıldı! ABD'nin "Bizim çocuklar"ının başının, milleti ölümle korkutup sıtmaya râzı etmesiyle başlayan hızlı değişim-gelişim, gömlek değiştirmeler, emânete ihânetler hiç saklanmadan yapıldı!
"İbâdet te kabahât te gizli..." diye bellemiştik biz! Solcu/komünist= dinsiz/Allahsız diye tarif edilen siyâsilerin, ibâdetlerini edeple gizlemeleri, uzaktan kumandalı 'Dolma Kalemler'ce milletten saklanırken on beş kişiyle alınan abdest gösterilerine, bir günde on kere kılınan vakit namazlarına şâhit olduk!
Besmele ile nutuklar atıldı. Maşallah ile açılışlar yapıldı! Gûya Cumhuriyet ve Atatürk'ü savunanlar ise bu islâmi siyâsi aktörleri tenkitte kantarın topuzunu kaçırıp laiklikle dinsizliği eşdeğer göstererek yaptıkları uygulamalarıyla, bu islâmi siyâset aktörlerini, mazlûm rolüne ittiler!
"Dar ül harp" ilan ettikleri; nüfûsunun % 98'i, siyâsilerinin tamamı müslüman olan bir ülkede, vergi kaçırmayı mahâret, askerden kaçmayı başarı, dîni nikâhlarla birden fazla metres saklamayı sünnet, bölücülere verilen desteği cihât, İHL'ni arka bahçe, camileri karagâh edenler, hukûken her sıkıştıklarında baş örtüsünün arkasına saklandılar! Sonra tesettürleştirilen baş örtüsü setrindeki cemaat evlerinde, cemaat mescit/camilerinde Atatürk'e, cumhuriyete, laikliğe, medenî yasalarımıza küfrettiler! Cumhuriyeti koruma-kollamakla görevli Anayasal kurum ve şahıslar da meydanlarda dîni fetvâlar vererek olanları destekle seyrettiler!
Demokratik gücü, mazlûma yatıp fısıltıyla TSK'yı mütedeyyin müslüman millete şikâyet ederek sağlamanın tadını alan kurnaz dinciler; "Devletin kılcal damarlarına sirâyet edinceye kadar yalan da dâhil her yol mûbahtır." fetvâlarıyla da desteklenerek, gözümüzün önünde serpildiler!
12 Eylül Kıyâmeti sonrası, gûya askerî vesâyete kafa tutarak oluşturulan ilk "Deprem Çadırı ANAP"la; ayıpla hayâ, devlet malını korumakla hazineyi söyüşleme kurnazlığı yer değiştirdi! "Benim memurum işini bilir." iltifatının nelere mal olduğunu, prensleri, papatyaları, yenilenen cemaatleri, davulcuları, jaguarcıları izleyerek, AB'nin yolunu Diyarbakır'dan geçirerek bu güne geldik!
Faiz haramlıktan, zina suçluktan çıkarıldı! Rüşvetin adı hediyeleşti! Milliyetçilik çağ dışılık; işbirlikçilik, medenîlik olarak sunuldu! Yüzlerce yıl Haçlı'ya İslâm adına tek başına karşı koymuş Müslüman Türk Milleti; "Diyalog" diye, "Medeniyetler Arası İttifak" diye, yüzyılın medeniyeti tarifli AB'ye girmek yalanlarıyla Haçlı'ya zebûnî edildi! Defalarca geldikleri gibi gönderdiğimiz Haçlı'nın kapısında elpençe beklemelere, resmî havaî fişekli kutlamalar yapıldı!
"Demokrasi araçtır." diyen İslamcı siyâsinin yasağı, Cumhuriyetçiler tarafından kaldırıldı! "Köşk'e imam hatiplinin çıkması yakındır." diyen siyâsinin önü, milliyetçiler tarafından açıldı!
Şimdiyse mazlûm maskeli zâlimler, hem dövüp hem de ağlaşıyorlar! Yanlış üstüne yanlışlara tepki olarak, iki kat daha tehlîkeli yanlışlar yapıldı!
Yeni bir yanlıştan da yanlışa mecbûr edilmek üzereyiz! Yüzden fazla maddesi değiştirilerek kevgire döndürülmüş "Netekim Anayasası"nı; o yasalar tarafından derisi soyulmuş, o yasa tarafından asılmış, o yasa yapıcıları tarafından ikbâlleri gasp edilmiş bizler, milletin de istikbaliyle oynayanların, işbirlikçi tuzaklarına, bilerek düşmek zorunda kalacağız!
Biliyoruz ki iki ölüden bir diri çıkmayacak! Biliyoruz ki yanlışa yanlışla mukâbele, iki yanlış edecek! Ehven- şerre mecbûriyetimizle, içinden çıkılmaz bir yanlış daha yapacak ve yüz yılın en zâlim, demokrat maskeli karşı-devrimcilerini, bir daha mazlûm diye mütedeyyin müslüman milletin kucağına iteceğiz!
İkinci Deprem Çadırı AKP'nin yapacağı anayasaya kesinlikle hayır diyeceklerdenim ama millete onlar ne diyecek, biz ne diyeceğiz diye de şimdiden ciddî manada meraklardayım!...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: