Salı, Ağustos 23, 2011

FİSKE İLE BİR TAŞ!...

Taş arıyorum kurbağalı gölete atmak için!
Epeydir eteğimde taşlar var ama günü geldiğinde, "eteğimizdeki taşlar"ı dökme zamanına, meşrû zemîne sakladığım için onlara el sürmüyorum! Atacağım taşın, ürküttüğüm kurbağaya değmesi de çok önemli!
Bu kurbağa mübârek enteresan bir mahlûk! Balıkla kurbağa larvasını, birbirinden ayırt etmek nerdeyse mümkün değil! Belli bir süre "iribaş" olarak balık zannedildikten sonra ve arka bacakları çıkar çıkmaz belli olur kurbağalığı ve hemen zıplar göletinden! İçine doğduğu, büyüdüğü göletin temiz suyu ona yaramaz! Ona kokmuş, kokuşturulmuş birikinti lazımdır!
Bu üretim kaçkını kurbağa larvalarının, kimleri aldattıklarını hep beraber gördük! Siyâset üretim merkezleri kuran ve cinsinden emîn olduğu alabalıklar üretmek isteyen ehîl adamlar da kurbağalar havuzdan zıplayıp kaçana kadar fark edemediler bu larvaları! Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in, Mücâhit Erbakan'ın ve Karaoğlan Ecevit'in üretim havuzlarından zıplayıp kaçan kurbağalardan müteşekkil AKP adlı Deprem çadırı!
Fıtrat gereği bir yere toplanan bu üretim kaçağı kurbağalar, çevreyi rahatsız etmeğe başladı! En azından ben bu kurbağa vırraklamalarından rahatsızım ve göletlerine atmaya taş arıyorum!
Mutlaka ilgililer de duymuşlardır bu vırraklamaları! Duymamışlarsa da ben duyurayım!
Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi gereği Ortadoğu'da arasında Türkiye'nin de olduğu 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi Projesi, adım adım gerçekleştirilirken; "Sıfır sorunlu komşular" dan iki ay öncenin kanka devlet başkanları, tek tek s/atılıyor ve BOP Eş Başkanı başbakanımız da bu operasyonlarda bilfiil varken; ha bire Mehmetçik şehit oluyor, asayiş yok, güvenlik güçlerimizin can güvenliği yokken; İç savaş yüzünden malûm proje kapsamında kendilerini perişan etmiş Somali'ye "deniz feneri" benzeri dinci dernekler vasıtasıyla sazlı-sözlü yardım kampanyaları vicdanları kanatıyorken; Kıbrıs çıkarmamızda her şeyiyle yanımızda olan Kaddafi de düşürülüp sırada Beşar Esad, ondan sonra İran, ondan sonra sırada kimin olduğu apaçıkken bizim "Vatan Kurtaran Şabanlar"ımızın başka işleri var!
CHP'lilerin CHP ile MHP'lilerin MHP ile kavgadan başka bir şeye akılları ermiyor! Hem CHP hem de MHP göletinden sahiplerini aldatan, zıplayıp kaçtıktan sonra Deprem çadırı'nda yer bulamayınca toplandıkları pis göletçiklerde vırraklayan kurbağaların sesi, belki duyulmuyor ama beni rahatsız ediyor!
Tanıyanların erbâb-ı kalem ve erbâb-ı kelâmdan zannettiği adamlar, edep ilmi olan edebiyat kurallarına uymayan ve edepten, âdaptan uzak üslûplarla saldırıya geçtiler! Saldırsınlar! "Bana ne?" demek te mümkün ama öyle değil!
Bu, pis göletçiklerde vırraklayan üretim kaçağı kurbağalar, yanlarına birilerini de istiyorlar! Herkesi ısrarla beraber vırraklamaya çağırıyorlar! Sebep te; "Sesin güzel ve gür! Sen de koroya katılırsan duymayanlar sesimizi duyar"mış ta! Ne diye bağıracağız Kardeşim? "Kral öldü, yaşasın kral" mı diyeceğiz? Yoksa önce kralı öldürüp sonra kral yapacağımız sipariş birini öldürtmek için yeni vırraklara mı başlayacağız? Zamanı mı? Zemîni mi?
MHP Resmi sitesi de dahil hiç bir yerde MHP Kongresi ile ilgili tek satır bilgi yok! Ortaya resmen çıkan bir Genel Başkan Adayı da yok! Fısıltı ile can kurtaran diye arkadan denize itilen, yüzme bilmeyen acemiler var! Can kurtarsınlar diye arkadan itilip yüzme bilmedikleri fark edilince boğulmaları seyrediliyor ve vırraklar, vırraklamalar!
Sistem çöktü! Atatürk, linç ediliyor! İstiklâl Mahkemeleri'nin "İhânet-i Vataniyye"den suçlu bularak idam ettiklerinin torunları intikam peşinde! Şehidimize sahip çıkamıyoruz! Bayrağımızı sallamak tahrîk nedeni ve polis copuna muhatap! Türkiye'de Türk'üm diyebilmek yürek işi! 21.yy. Malta'ları Türk'üm diyenlerle, "Ne mutlu Türküm diyene" diyenlerle dolu!
Yeni Genel Kurmay, 100 PKK'lının itlaf edildiğini duyururken binlerce PKK'lı itlâf eden madalyalı kahramanlar cezaevinde! Hava Harekâtı devam ederken havacı generaller tutuklanıyor! NATO ile Kaddafi'yi deviren Deniz Kuvvetleri Komutanı tutuklu ve bizim gölet kaçkını kurbağalar, mevsim rehâvetiyle vırraklıyorlar! Yetmez gibi bizi de çağırıyorlar!
Hadi işinize be Kardeşim! Kurbağa gölüne atmak için aramaktan vaz geçer ve eteğimdeki zamanına sakladığım taşlardan birini kafanıza vurursam ayılma şansınız kalmaz! Millet sevdalısı millî fedâilerden vaz geçin! Beni dinlerseniz hatta susun! Susmazsanız göletinize taş yağmuru yakındır! O kadar acemi ve körün taşı, kelin başı yapacak var ki! Ben fiske ile camınıza uyarı taşı atıyorum vesselâm...
YÜZME BİLMEYENDEN CANKURTARAN OLMAZ...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: