Perşembe, Ağustos 18, 2011

SÖZÜMÜZ ORTAYA!...

Millete başsağlığı dilemekten utanır olduk! Şehitlerimize rahmet ailelerine sabır dilerken ortaya bir iki sözümüz olsun!
Sayın Başbakan! Sayın Gül ve AKP Kurmayları'nın tamamı! Canımızın tarifsiz yandığını fark edin ve Allah rızası için bir kere de bize kulak verin! Bu memlekette, içerde demokrasi dışarda diplomasiyle maskelenen korkaklığın ayıbı yok! Korkanlar, cesûrların desteğini aldığında mes'ele hallolur! Tarihte de hep böyle oldu! Allahınızı severseniz bir kere de bizi duyun!
Sayın Erdoğan! AKP'ye hiç oy vermemiş ve millet evlâdı korkakları da hiç ayıplamamış iki kişiden biriyim! Sizin ve yol arkadaşlarınızın 10 yıl önce siyonizme, kapitalizme, vahşi batıya karşı söylediğiniz samîmi söylevler, hatırımızda! Biliyoruz ki sizin de hatırınızda!
Aldığınız %50 oyun içinde sizin o karakterinize hâlâ inadına güvenenler var ve ma'lesef güçe teslîm olmayı, kurnazlığı, cesûr ölülüktense korkak sağlığı tercîh edenler de katılınca manzara bu!
Bu manzara ilk değil! Tek mermi patlatmadan İstanbul'u işgal eden ve bitti saydığı "Hasta Adam Osmanlı"nın molozlarından, ölümü öldürmek üzere saldıran Kuva-y-ı Milliyeci Türk'ün farkında olamayarak Yunanla başbaşa bırakan; işgalindeki Pây-i taht'tan Şeyh'ül İslâma verdirttiği idamlara istediği fetvâları yazdıran İngilizler zamanında da işbirlikçilerin sayıları, aynıydı! Aynen bugünkü gibi; "Analar ağlamasın! Yedi Düvel'e kafa tutulur mu? Ordusuz, silahsız, cephanesiz karşı koymak deliliktir!" diyen kurnazlar vardı! İstanbul'da işgâlci İngiliz teğmene ceket ilikleyen Meclis-i Mebûsan üyeleri vardı! Anadolu'da da Kuva-y-ı Milliyeciler vardı!
Tekrâren; korkmanın, korkaklığın ayıbı yok! Ama millî cesûrlar dururken emperyalistlerle, siyonistlerle, işgalci Haçlı kâfirlerle işbirliğinin ayıbı var! Allah(c.c.)'a karşı, tarihe karşı, millete ve millî vicdâna karşı vebâli var!
Sayın Erdoğan; danışmalarınızdan uzakken yaptığınız fevrî çıkışlarınızdan, Kasımpaşalı'lığınızdan hareketle sizin korkmadığınızı düşününerek ve hitâbımızda bilerek resmî protokolu ihlâl edip önce size seslenmeyi tercîh ettik!
Bıçak sizin kemiğinize dayanıncaya kadar, sizin sözünüzün bittiği yere gelinceye kadar; milletin ciğeri delik-deşik oldu! Siz'in sözünüz, milletin sabrı bitti! Siz de tarihten bilirsiniz ki bu "Necîp Millet", yani Türk Milleti "Ya hep, ya hiç!"çidir! Ölmekle bayılmanın, bilerek farkındadır! Özel ve istisnâî hallerde yaşamak için öldürmenin şart olduğunun şuûrundadır! Millet olmanın, Devlet kalmanın, Vatanlaştırılan topraklarda "Devletli Millet" olarak yaşayabilmenin tek bedelinin can olduğunu bilir! Bu şuûru ve şehâdetin "Ölümü öldürerek diriliş" olduğuna îmânı gereği de ölüme, ölümüne saldırır!
Sayın Erdoğan! Yine siz, her türlü milliyetçiliğe karşı olun! İngiliz işgâlindeki Pây-i taht kararlarıyla Malta'lara sürülenleri, hapsedilenleri, asılanları; sonra onları "Sahte kahramanlar" adıyla tenkîd eden ümmetçi gayr-ı millîleri siz de, biz de biliyoruz! Bu bir insânî davranıştır ve tekrâren korkaklık değil; cesûr millîler varken Haçlı ile, siyonist ile, emperyalist ile işbirlikçilik adındaki demokratlık-diplomatlık ayıptır!
On yıllık Genel Başkanlığınız ve önceki Belediye Başkanlığınız süresinde yakınınıza hiç sokmadığınız samîmi Türk Milliyetçisi bir iki danışman alınız! Onlardan, size oy vermeyen ve asla oy vermeyi düşünmeyen iki kişiden birinin de fikirlerini dinleyiniz! Bu gereksiz kanı durdurmak için bin yıldır kaynaşarak bir'leşmiş, Türk Milleti adını almış ve asla ayrıştırılamayacak olanların analarını ağlatanların, analarını ağlatmanın neden şart olduğunu, dinleyin Allahınızı severseniz!
Gücünüze ve güçe teslîm olan toplum psikolojisine de kafa tutarak hiç bir beşerî güçe ve size baş eğmeyen iki kişiden birinin temsilcilerini de dinleyin! Onlar sıfır maliyetli olur! Onlar; dönmeyen-değişmeyen millî karakterlilerdir! Sizden bir şey talep etmezler çekinmeyin!
Türk Milleti'ne kimse; karşımızda düşman orduları var diyemez, dese de inandıramaz! Müttefik adlı çıkarcı-yayılmacı-petrolcü Haçlı milletlerin desteklediği taşeron asiler var! Bunların kelleleri alınmazsa kötü örnek olur! Kötünün örnekliği teamülleşirse huzûr kalmaz, asâyiş olmaz, Devlet erki gittikçe zayıflar, tükenir! Bu Devlet ve Vatan sokaktan bulunmadı!
Sayın Erdoğan; sokaktan bulunmayan, borsadan alınmayan, bedelinin can olduğu bilinen değerlere millet sahiplenirse "Hasta Adam Padişahı"na güvenenlerin akîbeti, mukadder olur!
Ya anaları ağlatanların analarını ağlatın, bu kanı durdurun ya da mukadder akîbete hazır olun!
Türk Milleti; istiklâli uğruna pâdişahlardan, halîfelerden, şeyh-ül islâmlardan; tekkelerden, zâviyelerden, şeyhlerden vazgeçmiştir; Vallahi sizden de vazgeçer! Bizden söylemesi vesselâm...
"BÜYÜK DEVLET KURMAK İÇİN BÜYÜK KAN İSTER."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Müsadenizle imzalıyorum.

Saygılarımla