Pazar, Eylül 30, 2012

AKP KONGRESİ...

Bugün AKP'nin, şatafatlı salon düzeni ve olağanüstü ikramlarla süslenecek olan ve olağanüstü güvenlik önlemleri gölgesindeki kongresini izleyeceğiz.
On yılda yaptıkları ile yapacaklarını BOP Eş Başkanı Başbakan'ın ağzından, satlerce dinleyeceğiz! On yıldır tanımışlığımızdan hareketle neleri duyup neleri duymayacağımızı da biliyoruz!
Mesela: 
* On yılda siyâset üzerindeki askeri vesâyeti nasıl kaldırdığını, ABD politikalarına karşı olan NATO Generallerine nasıl hadlerini bildirdiğini dinleyeceğiz ama İstiklâl Mücâdelesi ve kuruluş şekliyle dünya mazlûm milletlerine örnek olmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölücüler karşısında nasıl âciz hâle getirdiklerini, duyamayacağız! Şehîtlerimize, şehit ailelerine yapılan hakâretleri, reva görülen cezalandırılmaları, duyamayacağız!
* On yılda yapılan duble yolları, hızlı trenleri, hızlı tren raylarını, otomotiv sanayiinde yabancı sermayenin ülkemizi nasıl imâlathâne olarak kullandığını dinleyecek ama hâlâ Türk markalı bir araç üretmediğimizi, motoru güçlendirilmiş hızı arttırılmış trenlerle yaşadığımız kazaları ce can kayıplarını, duyamayacağız!
* Kuzeyimiz, güneyimiz, doğumuz, dört yanımız hem de hemen sınırların ötesinde gözle görülen petrol kuyularıyla doluyken bizde neden petrol çıkarılamadığını ve neden petrolü dünyada en pahalıya kullanan ülke olarak rekor kırdığımızı duyamayacağız!
* İletişimdeki gelişimi, cep telefonu kullanımında dünyada elde ettiğimiz yeri; yıllarca fısıltıyla ABD'nin herkesi yatak odasında dahi izlediği duyumlarıyla yarışırcasına, istenen kişinin hem de kim olursa olsun nasıl ânında tejknik tele-kulakla kontrol edilebildiğini veya benzer iletişim mûcizelerini dinleyeceğiz ama neden dünyanın iletişimi en pahalı kullanan ülkesi olduğumuzu, asla duymayacağız!
* Nasıl demokratlaştığımızı yetmezmiş gibi nasıl İleri Demokrat bir ülke haline dönüştüğümüzü, ABD ve AB'nin istekleri doğrultusunda nasıl devâsa adliye binaları, Diyarbakır'da İstinaf Mahkemesi binası; nasıl çok büyük ve çok kişi barındırabilecek dev cezaevleri inşa edildiğini dinleyeceğiz ama tutuklu gazeteci sayısında, bir rekora sahip olduğumuzu, duymayacağız!
* Dînden, diyânetten, Allah'tan, îmandan, kul hakkından bahseden örnekli kıssalar dinleyeceğiz ama cezaevine sağ girip cenâzeleri hürriyete kavuşan mazlûmları, adâlet eliyle işlenen zûlümleri duymayacağız!
* Siyâset üzerindeki askeri vesâyeti, nasıl kahramanca alt ettiklerini, hadlerini aşanlara nasıl hadlerini bildirdiklerini, kendileri geldiğinde ayağa kalkmayarak tarihî bir suç işleyen Üstün Hizmet madalyalı, Kahraman bir Paşa'ya nasıl haddini bildirdiğini ve benzerlerini dinleyeceğiz ama Büyükanıt General ve Özkök Generale neden veya kimlerin telkinleriyle dokunamadıklarını asla duyamayacağız! Süleymaniye'de başına çuval geçirilen askerlerimizin Erdoğan ve AKP'nin değil, ABD politikalarına karşı çıkan generallerin cezalandırılması için yapıldığını ABD'lilerin açıkladıklarını duymayacağız!
* Meslek okulları ve liselerine tanınan imtiyâzı ve sebeplerini dinleyeceğiz. İHL'ni ve mezunlarının liyâkatlarını kendilerinden de örnekleyerek doyasıya duyacağız ama eğitimin millîlikten çıkarıldığını, Atatürk kadrolarının Tevhîd-i Tedrîsat'ından nasıl vazgeçildiğini, ilkokullardaki "Andımız"ın, kitaplardan Bayrak Şiiri'nin nasıl kaldırıldığını, güya seçmeli edilerek Din ve Ahlâk Dersleri ile Kur'ân ve dîn öğretiminin, nasıl sahipsizliğe itildiğini duyamayacağız!
* "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." Türk öğüdünü defalarca duyacağız ve bu öğütten hareketle azınlıklarımıza yapılıyormuş gibi gösterilip Haçlı AB'nin dikteleriyle nasıl; "Ya Allah! Bismillah"larla eski Haçlı karargâhları kilisleri açtıklarını dinleyeceğiz ama yıktırılan tarihi Kur'ân Kurslarını, duymayacağız!
* "Demokrasi, gereken durakta inilecek olan tramvaydır. Geç kalan yer bulamaz!" diyerek demokrasi, İleri Demokrasi nutuklarıyla on yılda atılan demokratik hamleleri dinleyeceğiz ama neden dünya demokrasi sıralamasında yedi basamak gerileyerek 89. luğa indiğimizi duyamayacağız!
* "Dindâr bir gençlik istiyorum." diye kükrenmesine rağmen neden dünya gözünde; "endise yaratan özel konumda bir ülke" olarak sınıflandırıldığımızın sebebini, duyamayacağız!
Yarın, saatlerce dünyaya canlı olarak iletildiğini sık sık sunuculardan duyacağımız ama bizim bile alışkın olduğumuz yalanlar olduğu için arada bakacağımız, müsrîf bir gösteri izleyeceğiz!
"Hak, şerleri hayr'eyler/ Görelim Mevlâ n'eyler/ N'eylerse güzel eyler." tevekkülümüzle; "Durmak yok! Yola devâm!" sloganlarını; bıkıncaya, tiksininceye, tıksırıncaya kadar duyacağız veselâm... 
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN."
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: