Perşembe, Eylül 06, 2012

HUZÛRUMUZA DOKUNAN DA YANSIN!...

25 Şehîdimize Allah'tan rahmet, âilelerine sabır ve başsağlığı dilerken, Türk Milleti'ne de başsağlığı, sabır ve metânet dileyerek...
"Alıştıra-hazmettire" , "Kılcal damarlara sirâyet edinceye kadar..." , Ordu'nun siyâset ve basın üzerindeki vesâyeti; "Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olunca bitecek..." uyarılarıyla gözümüzün içine baka baka, ağlaya-sızlaya, milleti Allah ile aldattılar! Bir yandan Haçlı AB'nin, diğer yandan 21.yy. Haçlı Birliğinin öncü kuvveti ABD'nin, bir yandan siyonizmin terörist devleti İsrail'in destekleriyle BOP Eş Başkanı edilirken diğer yandan; Atatürk ve Cumhuriyetten intikâma soyunan sinsi köstebek siyâsilerin ve cemaât-tarîkât adıyla din sömürücülüğü yapan takıyyecilerin, mürâilerin desteği ile de başımıza Başbakan olarak musallât edilen kindâr dindâr Recep Tayyip Erdoğan'ın hem zûlmüne, hem de beceriksizliği yüzünden belâ üstüne belâlara muhatâbız!
Her sabah, yeni güne başlamak üzere uyanmaktan korkar olduk!
Zâten uyku Hâk getire!
Gece geç vakîtlere kadar, BOP EŞ Başkanı Başbakan'ın bizzat uyguladığı sansürden kaynaklı haber edinebilme zorlukları! Birbirini tutmayan, yabancı istihbârât elleriyle pisleşen, kirli haberler içinden haberin doğrusunu edininceye kadar ne uyku kalıyor, ne de moral!
Haberi buldum deyip becerebildiğince yorumladıktan sonra, gecenin sabaha yakın bir saatinde zoraki uyku ve uyandığınızda!... Açtığınız radyonuzun kulağınıza bağırdığı, ekranlarda sunucuların gülümseyerek, devlet adamcılığı oynayan yabancı dilleri Türkçe olan siyâsilerin şehît sayısından "tane" diye bahsederek verdikleri, başınıza balyoz gibi inen, yüreğinizi sıkan onar, yirmişer, yirmi beşer şehît haberleri!...
Aralara serpiştirilerek, asıl gündemin üzerine örtü edilen, "Dokunmanın ibâdetten sayıldığı Dünya Lideri Bop Eş Başkanı Başbakan"ın artık mîde bulandıran huzûr, istikrâr terâneleri!
Orman Bakanı'nın; elîm olayda -Allah hepsine rahmet etsin- hayatta kalan kimse kalmamasına rağmen, anlaşılması mümkün olmayan bir pişkinlikle; "Kazayla düşen bir el bombasının patlaması sonucu..." diye olayı haber verişi! Asıl ilgili Millî olmayan Savunma Bakanı'nın suskunluğu!
Sanki Orman Bakanı'nın Yağmur Ormanları'ndan kaçkınlığını ispatlamak için olay mahallinde bulduğu el bombasıyla oynayan kız çocuğunun; "Korkma! Bir şey olmaz bak!" diyerek elindeki bombayı atıp tutarak haberciye göstermesi!
Ya Hû! Ya Hakk! Ya Hayy!
Güzel Tanrı! Görklü Çalap! Aklımıza mukayyet ol!..
Peşpeşe gelen toplu Şehâdet haberleri arasında kamufle edilen, kaynatılan, atlanan Abdullah Gül'ün zehirlendiği iddiâsı!
Başımıza çuval geçiren ABD Haçlı Generalinin, bir kargo uçağıyla önce Ankara'ya gelişi, sonra İsraile gidişi!
CIA Başkanı Haçlı General; özel uçakla falan değil de, neden kargo uçağıyla gelir?
Ankara ve Telaviv'e ne getirdiği veya ne götüreceği, kimse tarafından merâk edilmez mi?
Türk Milleti! Allah aşkına artık kendine dön!
Bir kaç günde yüze yakın Türk Evine şivan düştü tamam!
Ocaklar söndü tamam! Ciğerlerimiz dağlandı, yanıyoruz tamam!
Allah cümle Şühedâya rahmet, ailelerine sabırlar ihsân eylesin. Geceli gündüzlü onlara rahmet dilerken, görevleri başındaki Mehmetçiklerimize ve Güvenlik Güçlerimize de duâlardayız elbette!
Lâkin silkinmenin, silkinip kendimize gelmenin daha zamânı gelmedi mi?
Afyonkarahisar'daki mühimmat deposundaki patlamanın hesâbını sormak elleri kanlı, yüzleri ve vicdânları kara PKK'nın dokunulmaz edilmiş siyâsalları BDP'lilere mi kaldı?
Türk Milleti!
Partizanlık ve inâdına adam taâssûbumuz yüzünden Devletimiz çökertiliyor! Vatanımız gözümüzün önünde parçalanıyor görmeyecek miyiz?
BOP Eş Başkanı Başbakan'a göre; şehît haberlerini vermek PKK'ya yardım, PKK'lı piçlerin gebertildiğini haber vermek PKK'lıları tahrîkmiş! Vatana millete kurban verdiğimiz Kınalı Kuzular bizim çocuklarımız değil mi? Onların çürük raporuyla askerden kaçırdıkları oğulları kadar kıymetli, sevgili değil mi bizim Oğullarımız? Sıramızı mı bekliyoruz?
İstifâ denilen onurlu davranışı unutan ve bize de unutturan bu yüzsüzlere; hep birlikte seslenmezsek sesimizi duyurabilir miyiz? Artık bize dokunan da yanmasın mı?
Bedduânın cezâsı da yokmuş, hadi hep bir ağızdan; Canımız yandı, canınız yansın! Ocaklarımız söndü, ocağınız sönsün! Allah belânızı versin! Ananızı da, huzûr ve istikrârınızı da alıp defolun vesselâm...
"TÜRK'E BAŞ OLMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN."
Selâm, sevgi, duâ, duâ, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: