Pazar, Ağustos 30, 2009

KORKU TÜNELİ AÇILIM...

Lunaparklarda korku tünelindeki bütün sahnelerin, sahte ve oyun olduğunu bile bile cesâretle girenler veya korkarak girmeyenler olur. Bu yapay tünelde denenen cesâretin de, korkaklığın da mantığı yoktur ama bu deney her zaman ısrarla yapılır!
Bir lunaparktayız sanki!
Niye gerektiği, niye acele edildiği anlaşılamayan ve içeriği belli olmayan bir "Paket"le karşı karşıyayız! Paket var mı? Varsa içinde ne var? Bu paket kimin? Milletin korku tüneline sokulmak istendiği lunapark kimin? Korku tüneli biletlerinin ücreti, kime gidecek? Park bizim değil, korku tüneli bizim değilse, korku tüneli önüne bırakılan bilet niye bizim?
Bu işler; "Öcü var!" korkutması veya; "Hadi al! Zırlama uyu!" avutmasıyla olmaz!
Bilmece bir paketle millet oyalanırken, Millî Bayramımız'da beş Mehmetçiğimiz daha şehît oldu! Korku tüneline "daha fazla demokrasi" cazgırlığıyla biletçilik yapılırken beş Türk evinde daha şivan koptu! Beş Türk Anası'nın daha ciğerleri yakıldı silah zoruyla hak isteyen hâinlerce!
Devletle eşkiya yer değiştirmiş gibi! Bebek katilleri eşkiyalar, demokrat; devletin ordusu, devletin güvenlik güçleri, zorba tarifli! Böyle bir zaafiyet olamaz!
İmralı'daki sehpa artığı, bebek katili psikopat mahkûm, dünyanın merkezi ilan edildi! Dağdaki hâinler, silah bıraksın diyerek Ordumuzu tehdit ediyor!
Mecliste de bölücüler var! Bunları parti olarak görenler; korkak seçim sistemimizden yararlanıp bağımsız olarak seçimlere girdiklerini, terörist desteğiyle seçildiklerini, sonra Meclis'te bir araya gelerek partileştiklerini, parti olarak seçime girmedikleri için Hazine'den yardım alamadıklarını, söylemiyorlar!
Meclis'teki ırkçı-faşist-Kürtçü bölücüler; "İmralı muhatap alınmazsa olmaz!" derken taşların bağlı, kuduz köpeklerin serbest bırakıldığı bir Roma arenası görünümündeyiz!
Eşkiyaya istediklerini vermekle; bu arada teröristi yakalamak, yargıya teslim etmek, direnirse itlâf etmekle görevli ve madalyalarla ödüllü görev adamlarını cezaevine koyarak aylarca suçsuz günahsız yatırmakla, devletin caydırıcı ve özendirici gücü tahrip edilir!
Devlet; suçluyu cezalandırır, başarılıyı ödüllendirir.
Lunaparklardaki sanal korku tüneline girmeğe tenezzül etmeyen ama savaş meydanlarında destanlaşan Türk evlâdını; Vatan sevgisinden, Bayrak sadâkatinden, Devlet tutkunluğundan, hiç bir güç vaz geçiremez.
Devletin bekası için, kınalı ellerle vatanî görevine ve şehâdete koşan Mehmetçikle, Mehmetçiğin itlâf ettiği şakiyi ve o şâkinin anasını eş tutmakla, bir açılım falan olmaz! Bu, insafsızlıktan da öte bir şey olur!
HEPAR Genel Başkanı Osman PAMUKOĞLU'nun kesin arşiv rakamlarıyla açıkla/mak zorunda kal/dığı, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'ndaki şehitlerin arasında "Kürtçüler"in olmadığı gerçeğini, bütün demokratların alıp incelemeleri gerek!
Bütün geçmiş hatalarına rağmen bin yıldır, Türk amcaların, halaların; Kürt teyzelerin, dayıların içiçe olduğu bir milleti, sanal paketlerle, AB veya ABD zorlamalarıyla ayrıştıramazsınız!
Artık AKP; kurup girmeğe korktuğu Lunapark Tünelinden vaz geçmelidir! Bu millete bir daha bölünmek-ayrılmak azâbını, kimse yaşatamaz! Misak-ı Millî'yi çok pahalı çizdi bu Millet! Bu yüzden de bir tek çakılından ve bir tek Kürdünden vaz geçmesi için aynı bedel gerektir!
Bu milletin ve devletin asla bir Kürt meselesi olmamıştır. Var olan bir bölücü terör hareketidir. Çözümü de son terörist bitirilinceye veya teslim oluncaya kadar mücâdeledir! Ve Türk Milletinin haysiyeti-nâmusu, huduttaki askerlerinin omuzlarındadır.
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: