Salı, Eylül 22, 2009

BİZDEN DE SELÂM...

TERKÎB-İ BEND
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı.
(Şahsi gelecek için dostları çekiştirmek yeni çıktı/
Önceden bilmezdik, bu kavrayış, bu zekâ yeni çıktı)
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı
Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı.
(Hırsızlık çoğalıp sadâkat sözü moda oldu/
Namus bitirildi, milli onur-haysiyet yeni çıktı)
Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet
Dildardan ağyâra şikâyet yeni çıktı.
(Düşmanlara arkadaşları yermek-kınamak incelik oldu/
Sevgiliden yabancıya şikayet yeni çıktı)
Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu
Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı.
(Sâdık kişileri aşağılama, yok sayma kural oldu/
Hırsızlara ikram ve iyilik yeni çıktı)
Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı.
(Doğruyu söyleyen önceden de nefret edilendi ama/
Hainlere hürmet-itibar yeni çıktı)
Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât
Elfâz ile terfîh-i ra'iyyet yeni çıktı.
(Bütün düzenlemeler evrak ile duyurulur/
Boş sözlerle halkın refaha eriştirilmesi yeni çıktı)
Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı.
(Güçsüzün bilinen hakkı korunur-saklı tutulur/
Hamisi, koruyucusu olanları her yerde korumak yeni çıktı)
İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayûra
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı.
(Mert çalışkanlar, birine taraftarlıkla suçlanırken/
Dinsizlere -memleket işlerini- düşünüp taşınma işinin yönlendirilmesi, yeni çıktı)
İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı.
(Devletin yükselmesine engel olan İslâm imiş/
Önceden yoktu, bu söylenti yeni çıktı)
Milliyyeti nisyan ederek her işimizde
Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı.
(Millî benliğimizi unutarak her işimizde/
Batı düşüncesine körü körüne bağlılık yeni çıktı)
Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık
Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık.
(Eyvah bu eğlenceli oyunda bizler yine yandık/
Çünkü zarar ortada bu konuda bilmem biz ne kazandık) Ziya Paşa
1800'lü yılların son çeyreğinde, memleketin halini yukarıdaki gibi anlatmış Ziya Paşa! Her bendin altında dilimize çevirmeye çalıştığım cümleler okunursa, son yedi yılda bizlerin nâralarımızla ne kadar benzeştiğini görerek sizler de hayret etmez misiniz?
İbret almamakta yâni olanlardan gereken dersi almamakta ısrar ederek tarihin tekrarlanmasına seyircilik mi yapacağız?
Demokrasiyi araç kullanarak Köşk'e ve Başbakanlık'a kadar çıkanların; "Obama ile görüşmenizde konu gündeme gelecek mi?" sorusuna verdiği; "Bunu da paylaşacağız. Oradaki dostlarımıza anlatmakta fayda var." cevabına, sizler hayret etmiyor musunuz? Obama'ların Hüseyin Barak'ına, bizden de Türk Milletinden de selâm götürsün!...
Son sorum, elbette "Dünyayı Türkçe Okuyan Yeniçağ"lılara değil! Yandaşlardan okuduklarını bildiğimiz "Dolma Kalemler"in, -en azından- artık milletin olup bitenin farkında olduğunu anlayarak çok bilinen ve çok övündükleri kurnazlıklarıyla bir daha dönerek-değişerek-gelişerek bir tavır sergilemelerini bekliyorum!
Yoksa ABD'nin Irak'a değil de bize mi demokrasi getirdiği(!)ni zannediyorlar? Böyle düşünen teslîmiyetçilere de Türkçe nârâmızla: Daha son Türk Ocağı sönmedi! Atatürk ve Şühedânın vârisleri; demokrasiyi araç kullanmayı mahâret sayanlara, ilk demokratik ortamda demokrasinin acımasız gereğini yapacaklardır! O zaman dönen-değişen-gelişenlere de her halde bıyık altı değil kahkaha ile güleceklerdir, deriz!...
Sayılı gün tez geçer ve bilinmeli ki rüzgâr eken fırtına biçer!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: