Perşembe, Eylül 24, 2009

DURAKTA İNECEK VAR!

Ana muhalefetin son günlerde sıkça kullandığı, Recep Tayyip Erdoğan'dan alıntıladıkları cümleye takıldım.
Önce bir cümlesi cımbızlanarak kullanılan konuşmayı buldum, ilgili paragrafını aynen aldım; "Türkiye, Cezayir olur mu, diye soruyorlar. Biz hazmettire hazmettire geliyoruz, Allah’ın izniyle. Artık bu film tanınmaya başladı. Şimdi artık millet sadece aktörleri değil, senaryoyu değiştirmeye talip. Ve bu senaryonun değiştirilme çalışmalarıdır bu çalışmalar. Biz onun için geliyoruz. Bu düzenin koruyucusu olamayız, mümkün değil. Bu hukuku hazırlayanlar, bu düzenin kaldırılmasının maşası olacaklar." (Gazeteler)
"Biz hazmettire hazmettire geliyoruz." demiş mi? Demiş miş!...
Hatta programlı hayalinin seyrini de anlatmış çarpıcı bir özetlemeyle ve altın vuruşunu yapmış; "Bu hukuku hazırlayanlar, bu düzenin kaldırılmasının maşası olacaklar."
Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuşmayı yaptığı iddia edilen 1994 yılının üzerinden on beş yıl geçmiş! Bu on beş yılı; CHP'siyle, MHP'siyle, DSP'siyle, ANAP'ıyla, DYP'siyle; sağcısıyla-solcusuyla, zenginiyle-fakiriyle, askeriyle-siviliyle, yargısıyla-meclisiyle velhasıl bütün Türkiye hep birlikte yaşamışız!
Günümüz Başbakanı'nın, bu on beş yılda söylediği; "Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır. - Demokrasi bizim için bir amaç değil araçtır. Amacımızıa ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.-Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz!" sözleri de yazılmış çizilmiş, manşetlerden verilmiş, flaş haber olarak duyurulmuş!
Hatta Anayasa Mahkemesi'nce Laikliğe Karşı Odak Olmaktan yargılanarak suçlu bulunmuş, cezalandırılmış!
Yâni mevcût Hükümetimizi kuran parti ve Genel Başkanı olan Başbakanımız sabıkalı!
Bunlar tamam mı? Tamam! Unutmak istesek te unutamayız!
Adam, on beş yıldır, yapacaklarını hiç saklamadan gelmiş!
Hangi yoldan gelmiş? Demokrasi tramvayı ile!
"Artık muhtar bile olamaz!" denilirken başbakan olmuş mu? Olmuş!
İmam hatipli Cumhurbaşkanı çıkarmayı başarmış mı? Başarmış!
Hangi yolla? Araç olan demokrasi tramvayıyla!
İyi de kardeşim, bizim diğer siyâsilerimiz ne yapmışlar bu on beş yılda? Atatürk'ün kurduğu parti mensupları ne iş yaparlarmış? Türk milliyetçisi siyâsilerimiz ne iş görürmüş? Bu memleketin Atatürkçüleri, laikleri, devrimcileri, sosyalistleri, entelleri-dantelleri neredeymiş?
Asker konuştuğu zaman; "Darbeci-Muhtıracı-Cunta" diye ağlayıp "Askerin vesâyetindeki demokrasi!" diye sızlanmaktan başka işleri, demokratlıkları yokmuymuş?
Dahası siyâsilerimizin biri, R. T. Erdoğan'ın siyasi yasağını kaldırttırarak Başbakanlığa çıkışını sağlamış; diğeri de, millet vekilleri mazbatalarını almadan Meclis'e girerek Meclis'i çalıştıracağını ve demokratlığını ispatlayacağını iddia ederek Cumhurbaşkanlığı'na imam hatiplinin çıkmasını sağlamış!
Biz ise yırtınarak, hançeremizi parçalayarak mevcût Ana muhalefet partisi de, diğer muhalefet partisi de R. T. Erdoğan'ın, Milli Görüşçülerin, İkinci Cumhuriyetçilerin, Atatürk ve Laik Cumhuriyetten intikama soyunanların suç ortakları değillerse bile yatakçılarıdır diye haykırıp durmuşuz!
Buyurun cenâze namazına! El birliği ile katlettiğiniz Atatürk ve Cumhuriyet kazanımlarının cenâzesini de Ordumuz'a kaldırttıracaksınız değil mi, el birliği ile?
Bir başka illegal, siyasallaşmış PeKaKa'lılar da demokrasiyi araç kullanarak ceza evinden Meclis'te ve en milliyetçi partinin genel başkanı tarafından Gâzi Meclis'in rengini tamamlayan argüman olarak kabullenilmiş!
Şimdi de Türkiye'nin bölünmesini, kapalı oturumla mı, açık oturumla mı tartışalım diye arkadan arkaya bağırışıp duruyorlar! Demokrasi Tramvayı Vatmanı ise; "Durakta inecek vaaar." diyor!
Öpeyim sizin aracınızı, demokrasinizi!...
TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: