Perşembe, Eylül 17, 2009

YEMÎNE SÂDIK MISINIZ?

"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzûr ve refâhı, millî dayanışma ve adâlet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadâkatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde nâmusum ve şerefim üzerine ant içerim.''
Bu yemini ederek milletvekili olan, Büyük Türk Milleti önünde nâmus ve şerefleri üzerine and içerek göreve başlayan 550 kişiye sesleneceğim.
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağınıza nâmus ve şerefiniz üzerine yemîn etmediniz mi?
Toplumun huzûr ve refâhı, millî dayanışma ve ülküsünden ve Anayasa'ya sadâkatten ayrılmayacağınıza, nâmus ve şerefiniz üzerine yemîn etmediniz mi?
Bazılarının yemîne uymayacaklarını sizler de biliyordunuz! Onlardan bazıları, kendi aralarında yemîni dîni tarifle yaptıkları için "and içmek"le yemîni farklı sayabilirler! Hadi dîni anlamda bir yemîn olmayıversin ama erkekliğin, mertliğin, doğruluğun ilk şartı söze sâdık kalmak değil midir? Nâmus ve şerefleri üzerine and içerek verdikleri söze sâdık kalmayanların, hangi sözüne inanılır?
Cezaevinde, bölücülükten tutukluyken bağımsız olarak seçimlere katılıp Meclis'e giren, Milletle ve Meclis çatısı altındaki her kesle alay edercesine yukardaki metni okuyarak dokunulmazlık zırhı arkasına saklanarak pervâsızlaşanlara karşı, ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz? Ne yapacaksınız?
Sâdık kalmaya and içtiğiniz Anayasa'mızı yok sayarak; Laik Cumhûriyeti, Atatürk
ilke ve inkîlaplarını koruma işini Anayasamız'ın görev olarak yüklediği Türk Silahlı Kuvvetlerimize saygısızca saldıran, ettikleri yemîne sadık kalmayanlara karşı; ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz? Ne yapacaksınız?
Elbette ülke yönetiminde yetkiyi seçimlerle millet, hükümet eden partiye verir. T.B.M.M.'nin Anayasa'yı değiştirme yetkisi de vardır. Anayasamız'da milletle buluşmayan, millete ters gelen yerler de olabilir ki vardır! Anayasa'da gerekli düzenlemeler veya değişiklikler yapılmadan, ettiğiniz yemîn gereği mevcût Anayasa'ya sadâkatle yükümlü değil misiniz? Buna yemîn etmediniz mi?
Yemîninizi tutmazsanız, sizin hangi sözünüze inanılmasını beklersiniz?
Uzatmayayım; siyâsallaşmış PeKaKa'lılar ve AKP içindeki bâzı vekillerin, ettikleri yemîne ihânet ettikleri apaçıkken Meclis'teki sayısal çoğunluklarından hareketle, yemîne sadık muhalefet millet vekillerini yok sayıyorlarsa, bütün hesapları alt üst edecek bir yaptırımı düşünüyor musunuz?
Meselâ; çıkarılan yasaları engellemeğe sayısal gücünüz yetmiyorsa, sâdık kalmaya and içtiğiniz değerler birer, birer yok ediliyorsa; Meclis'te kaldığınız sürece, muhalefet olmanıza rağmen bu vebâle ortaklığınızın farkında mısınız?
Hele muhalefet olarak biriniz Recep Tayyip Erdoğan'ın siyâsal yasağının kaldırılmasını, diğeriniz de Türk kimliğinden rahatsız birinin Köşk'e çıkışını sağlamışsanız; yapılanların tamamına birinci dereceden ortak ve birinci dereceden sorumlusunuz!
Sayısal gücünüz yetmiyorsa topluca sîne-i millete dönmeyi düşünür müsünüz? Bu tavrınızla her birinizin demokrasi kahramanları ve sözlerinin eri insanlar olarak tarih olacağınızın farkında mısınız?
Gerisi Vallahi de, Billahi de günü kotarmak, bir sonraki seçimlerde millete yeni yeminli vaatler etmeye zemin hazırlamaktır vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: