Salı, Eylül 22, 2009

MEŞVERET SÜNNETTİR...

"Sözde açılımın içeriğini başından beri özenle gizleyen Başbakan Erdoğan, dün ABD gezisi öncesi “Obama ile görüşmenizde konu gündeme gelecek mi?” sorusuna “Bunu da paylaşacağız. Oradaki dostlarımıza anlatmakta fayda var” cevabını verdi." (Yeniçağ-22 Eylül 2009)
Dünyanın en barış sever, en demokraT, en insan hakları koruyucusu hatta dünyanın en hümanist devletinin Başkanı ile dost olan bir Başbakanımızın varlığıyla ne kadar müftehîr olsak, ne kadar övünsek azdır galiba!
"Oradaki dost", öylesine bir dost ki başımıza çuval geçirdiklerinde; "Büyük devletler özür dilemezler!" diye nerdeyse onurumuzu teslîm edecek kadar teslîm olmuş bir dostuz!
"Oradaki dost", öylesine bir dost ki yıllardır başımıza belâ olarak sardıkları PeKaKa terör örgütüne silah ve mühimmat desteği verdiğini, en yetkili devlet görevlilerimizden duyduk!
"Oradaki dost", öylesine bir barış sever ki sadece barış ve demokrasi havariliği için milyonlarca Vietnamlı'ya katlederek demokrasi götürmek istediği yerden, nankör Vietnamlılar tarafından ağır kayıplar verdirilerek kovulmuştu!
Oradaki dost", öylesine bir insanlık hakları savunucusu ki onlarca yıldır yüz binlerce Afganistanlıyı katletmesine rağmen hâlâ ne kadar hümanist olduğunu anlayamadılar!
"Oradaki dost", öylesine bir demokrasi havarisi ki güney komşumuz Irak'a demokrasi getirme uğruna işgal ederek Saddam'ı devirdi ve astı! Bir milyondan fazla Irak'lıyı kendi vatanında öldürdü! Bir milyona yakın Iraklı kadının-kızın ırzına tecâvüz etti! Irak'ta bu demokrasi havarisinin demokratik Haçlı Seferinde tecavüz sonucu kaç bebek doğduğu bilinmiyor!
Basında ve kitaplarda yıllar öncesinden, o dost ülkede hazırlanmış Türkiye'nin bölünüp parçalanması planları, raporları çarşaf çarşaf! Hele internet dünyasında dolaşan bilgilerden insanın başı dönüyor!
"Oradaki dost", bize öylesine sâdık ve bu sadakatini onlarca yıldır öyle açıkça belli eder ki göremeyenlerin nankörlüklerini anlamak mümkün değil! Mesela Kıbrıs Barış Harekâtımızda, donanmasıyla gelerek, bize ambargo uygulatarak daha fazla savaşmamıza ve şehit vermemize mani olmuştu! Kıbrıs Barış Harekâtımızda bize destek veren ülkeleri de cezalandırmaktan geri kalmamıştı!
"Oradaki dost", öylesine bir dost ki Lozan'ı, o günden beri tanımış değil!...
Başbakanımızın böylesi bir dosta, iç işlerimizdeki müthiş projemizi, içeriği sır gibi saklanan "Açılım Paketi"mizi, ondan saklaması olmaz! Şimdi bu dostane ziyâret için art niyetliler; "Kendisi de açılım dosyasının içeriğini bilmiyor! Dosyayı hazırlayarak çok büyük zahmetlere girmiş olan 'Oradaki dost'tan, dosyanın içeriğini ve yapması gerekenleri öğrenmeye gidiyor!" diyorlar!
Ve "açılım"a karşı çıkanları da "Oradaki dost"a şikâyet edeceğini söylüyorlar! Çünkü "açılım"a karşı çıkan muhalefet partileri de seçim meydanlarında, "oradaki dost"la en uyumlu işbirliğini biz yaparız iddiasında bulunmuşlardı! Seçim zamanı söylediklerine uymayarak "oradaki dost"un âli çıkarlarına olan "açılım"a karşı çıkıyorlar ve Başbakan'ı "hiyanet-i vataniye" ile suçluyorlar!
"Oradaki dost"un Büyük Elçisi'nin Aydın Doğan'a verilen dünyanın gelmiş geçmiş en ağır cezasını tenkîdini de şikâyet edecektir haklı olarak!
"Açılım"a bölünme endişesi ile karşı çıkanların "bölücülük" yaptıklarını da söyleyecektir "oradaki dost"a!...
NATO üyesi bir ülkenin Silahlı Kuvvetleri'nin, Atatürk'ün; "Bağımsızlık karakterimdir." düstûruna sadakatini de şikâyet edecektir büyük bir ihtimalle!
Dünyanın her yerine, özellikle de yer altı zenginlikleri olan geri kalmış müslüman ülkelere demokrasi getirmek için Okyanus ötesinden Haçlı Seferleri düzenleyen ve Cumhurbaşkanımızın dualarına mazhar olmuş "oradaki dost"a karşı, yapılan nankörce davranışları anlayamadıklarını ve bu muhalefeti nasıl susturabileceği konusunda akıl danışacaktır! Meşveret sünnettir ya!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: