Pazartesi, Aralık 27, 2010

KAHRAMANIN MUKADDER YALNIZLIĞI!...

Yıllardır; "Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen toplumlar, millet olamazlar." diye yırtınır dururum! Kahramanların; yoldaşının, arkadaşının hayatını korumak adına, "ölümü öldürmek" heyecan ve cesâretiyle bin kişilik savaştığını ama ölümü tek yaşadığını da anlatmaya, tarif etmeye gayret ederim!
Demek ki bütün şahsî özellik ve duygular gibi kahramanlık ta anlatılamazlardanmış! Kahraman, kahramanlığını yaşarmış sadece ve kendisi anlatmadığı için başkalarının kahramanlık hakkındaki söyleyecekleri de ancak benimki gibi hariçten gazel okumak olarak kalırmış!
Tanıştığınız, konuşup kaynaştığınız biri ile yeni adıyla konjonktürel olarak yani şartlar gereği yollar ayrılabilir! İnsan kardeşiyle de yollarını ayırabilir ama bu yol ayrılığı, geçmişin inkârını gerektirmez! Böyle insafsız bir yaklaşımın en kibar söylemle adı dünü inkârdır, düne ihânettir!
Dünün emsâlsiz güzelinin bir günde çirkinleşmesi nasıl mümkün değilse; bir gün önce dünya güzeli tarifi yapan birinin ertesi gün aynı kişi hakkında çirkin tarifleri olursa ehl-i vicdânda sadece tarif sahibinin tutarsızlığı, dönekliği, inkârcılığı, mürâiliği, hâinliği tesbît olunur!
Ökkeş Şendiller'den bahsetmek istiyorum!
Kahraman Maraş Olayları'nın gûya yıldönümü hatırlanırken; sağcı-solcu, liberal-faşist, ümmetçi-milletçi, siyonist-hümanist, laik-antilaik, topyekûn gayr-ı millî bütün gruplarca, ağız birliği ile linç edilmek istenen Ökkeş Şendiller'den bahsetmek istiyorum!
Kahraman Maraş Olayları'nın bir numaralı sanığı olarak berât ettiğini, berâtının onaylandığını defalarca hatta sayısız kere söylemiş olmasına, şahsına yapılan iftiralardan dolayı mahkemelerce sayısız tazminat kazanmış olmasına rağmen, yine bir daha Ökkeş Şendiller'e saldırılıyor!
Kimler, niye, ne yapar ve ne der umurumda olmaz ama BBP'nin Genel Başkan ve Kurmaylarının bu konudaki suskunluğunu anlayamadığımı, soranlara cevap veremediğimi çünkü buna verilecek cevâbın tek olduğunu ve bunu demeğe vicdânımın izin vermediğini söyleyemiyorum!
Ökkeş Şendiller'in Türk Milleti ve Devleti'nin bekası uğruna verdiği mücâdele, ödediği bedeller artık körlece görülüp, sağırlarca duyulmuşken;
Ökkeş Şendiller'in dostluğu ve dostluğa sadâkati, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile çıktığı siyâset yolculuğunda defâlarca ve destansı mahiyette belgelenmişken;
Ökkeş Şendiller'in asla yalaka taraftar olmadan sevdiğini kötü ve kötülüklerden korumak gayretiyle bütün doğruları can acıtıcı çıplaklığı ile söylediğine defalarca, sayısız kişiyle birlikte fakîrin de tanıklığı varken;
Kahramanların yalnızlığına terk edilişini hazmedemeyenlerdenim!...
BBP hakkında, Rahmetli Dostum Muhsin Yazıcıoğlu'nun azîz hatırasına saygımdan dolayı hiç bir şey yazmadım, yazmıyorum, yazmayacağım! Bu konuda şahsıma yapılan tazyîkleri de kendimle birlikte ahrete taşıyacağım ama Ökkeş Şendiller'in bütün şer güçlere karşı yalnız bırakılışındaki tavırlarını, asla anlayamadığım gibi hazmedemediğimi açıklamak durumundayım!
BBP'nin sayılı temel köşe taşlarından biri olan Ökkeş Şendiller'e bugün destek vermeyen BBP'nin, bütün Alperen yüreklerde, bütün samimi Türk Milliyetçisi yüreklerde, bütün delikanlı-erkek-Türk yüreklerde, bütün ülkücü yüreklerde sorgulandığını, bu sorgulamanın neticesini de mutlaka göreceklerini bildiğimi de söylemek isterim!
Ve Ökkeş Şendiller Bey'e; fakîri neresinde, nasıl görmek istiyor veya düşünüyorsa orasında, o şekilde olduğumu hatırlatmaktan da onur duyarım vesselam...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: