Salı, Aralık 07, 2010

MİLLÎ FARK AÇIKÇA ORTADA !...

Wikileaks kirli-belge sağanağına sığınarak akıllarınca AKP'den intikama hazırlananlar varken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin; "Türkiye'nin siyasal yapısını yeniden düzenleyecek uygulamalara fırsat ve zemin hazırlayacak bir yaklaşım, internetle Türkiye'ye zehir saçıyorsa; interneti, ABD'nin dışişleri mensuplarını değil, milletin irâdesiyle kurulmuş AKP'yi tutmak vatan görevi olur. İşte milliyetçilik budur!" sözlerini, millî duygularımla alkışladım!
2007 Genel Seçimleri sırasında yaşadığım bir olayı hatırladım. 26 Mart. 2008 tarihli, bir yazımdan bir bölümü tekrarlamak ihtiyacı duydum. Milliyetçiliğin nasıl bir içdürtü olduğunun, fıtratî bir özellik olduğunu göstermesi açısından önemseyerek paylaşmak istedim.
"YAZACAK ÇOK ŞEY VAR DA!...
Son seçimlerden hemen evveldi. Çok sağlam bir kaynaktan, ABD'nin Recep Tayyip Erdoğan'dan vaz geçtiğini, yerine monte edilecek ismin bile tesbit edildiğini duydum. Haber kaynağım, .... herkesten önce benim yazmamı istediğini söyledi! Öfkelendim ve düşündüm! Düşündüm ve öfkelendim!
Ben hür bir ülkenin, bağımsız bir devletin, dünya dengesi ve nizâmından sorumlu bir milletin mensûbu bir Türk olarak, hür akıllı bir Türk Milliyetçisi olarak siyâsetimizi müttefik(!)imiz dahi olsa bir başka devletin yönlendirmesinden veya buna tevessül etmesinden, çok rahatsız oldum!
Haber kaynağıma söz verdiğim gibi davrandım. Haberi ilk olarak ben yazdım. Ama bir farkla ve büyük bir öfke ile! "Eğer Başbakanımı seçmeme bile müdahele edebileceğini zannediyorsa, ABD'nin inâdına günahım kadar sevmediğim Recep Tayyip Erdoğan'a bile sahip çıkarım! Çünkü ben Türk Milletiyim!" diye nâra attım! Bu yazımdan dolayı da bir kaç samimi görüştüğüm AKP'liden tebrikler almıştım. ... Millîlik, millîcilik, milliyetçilik öyle sadece söylemekle veya söylenmekle olmaz Beğler! ... Şer güçlerinin, yerli işbirlikçilerin, uzaktan kumandalı siyâset rüzgâr güllerinin, ipi acemiler elinde olan kırık siyâset topaçlarının ve "Dolma Kalemler"in söylediği kadar kolay bir iş değildir milliyetçilik! Kolay tarifli olmadığı gibi de teslîm alınması da öyle kolay değildir!" Demiştim!... (http://maslan.blogspot.com/2008/03/yazacak-ok-ey-var.html)
Aslında; "Ben demiştim!" edâlarını hiç sevmem! Ama milliyetçiliğin nasıl bir duygu olduğunu, milliyetçilerin olaylar karşısında birbirinden habersiz nasıl benzer tavır koyduğunu göstermesi açısından, özellikle Yandaş-yoldaş-candaş Dolma Kalemler'e ve Türk Milliyetçileri ile onları mukayese insafsızlığına düşenlere ibret olması bakımından hatırlatmak istedim.
Parti içi yarışlarda hiç Devlet Bahçeli Bey'den yana olmamış biri olmama rağmen, şu an sergilediği millî tavırla tavrımızın benzeşmesinden müthîş onurlandım!
Devlet Bahçeli'nin; "Önce ülkem ve milletim, sonra partim, sonra ben!" sözünün samîmiyetini göstermesi bakımından da çok önemsedim!
Millî duruşlu, millî ve bağımsız karakterli siyâsetin bu olması ve bu siyâsetin komuta kademesinin de böyle net tavırlı olmasından dolayı da tarifsiz rahatladım.
Bir yanda; "Bağımsızlık karakterimdir." diyen Atatürk'ün kurduğu parti olarak, emperyalizmin iç siyâsetimizi yeniden tanzîmini algılayamayarak, kerhen işbirliğinden gocunmayan CHP, diğer yanda tamâmen millî bir kucaklayışla siyasi rakibine sahiplenen Türk duruşlu MHP!...
Fark o kadar net ve o kadar rahatlatıcı ki!...
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: