Cuma, Aralık 31, 2010

MİLLİYETÇİLİĞE DEVAM...

İki bin on'un son gününe, sabahın 06.00'sında sanalağda paylaşılan bir belgeselle girdim. (http://www.facebook.com/video/video.php?v=486283669508&oid=110522195676969&comments) Fransa'da yapılmış!
Bozkurt işareti ile başlayan, mehter takımı ve; "Ordu Marşı" ile süslenen, Devlet Bahçeli'nin; "Aşımı, ekmeğimi, işimi herkesle paylaşırım. Ama devletimi, milletimi, toprağımı kimseyle paylaşmam." haykırışı ile devam eden; bir Tesettürlü Türk kadınının AB hakkındaki düşünceleri, İstiklâl Marşı'mız, AKP'nin yasakladığı andımız; sonra Atatürk ve Cumhuriyet kazanımlarını ifâde eden teknolojik gelişmeleri, uydumuzu gösteren kareler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin teknolojik donanımı, uçakları-tankları-silahlarıyla devam eden, kitap alan bir Türk delikanlısının kısacık sözlerle dünyaya bakışı, asker sevkiyatında Türk Delikanlıların Bayrakla süslenerek davul-zurna ve İstiklâl Marşı eşliğinde askere gönderilişi v.s.
Hangi Fransız kuruluşu veya Fransa'daki hangi dernek çekmiş, hazırlamış bilmem ama keşke yaygın basın ve medyada tam zamanıyken milletle paylaşılsa...
Fransa da dahil Avrupa Birleşik Devletleri ve ABD'nin besleyerek şımarttığı bölücü alçakların yıpratmaya-yormaya çalıştığı Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa'dan görünen fotoğrafı bu! Keşke millî duygularını unutan veya millî duygularını Arap milliyetçiliğine kurban ettiğinin farkında olmadan ümmetçilik yaptığını sanan hafızalara da bu fotoğrafı gösterebilsek!
Milletini sevmek, milletini muassır medeniyetin üzerine çıkarmak arzusu olan milliyetçiliğin, aynı zamanda insan sevgisi olduğunu; bu insan sevgisi içinde fıtrâti bir sıralamanın sessizce yapılmış olduğunu anlatabilsek! Bir ortak lisan bularak; aileyi, akrabayı, hısımları, kabileyi, komşuları, hemşerileri ve milleti sevgi sıralamasına koyan bir düşüncenin, millî çıkar ve millî değerlere dokunmayan hiç kimseyi öldürmeyeceğini anlatabilsek!
İşgâl edilmiş, ordusu terhîs edilmiş, tersanelerine girilmiş, masa başında cetvelle çizilerek sınırları târ u mâr edilmiş, camilerine atların-katırların çekildiği, cami mihraplarında paryaların dansöz oynattığı, dünya devi bir imparatorluğun kalıntıları içinden, sadece millet olmak duygusuyla yeniden şahlanışı sağlayan milliyet duygusunu anlatabilsek!
Ümmetçilik adıyla teslîm oldukları Baas zihniyetiyle, İslâma ters davranışlarla Allah'ın dostluğu yasakladığı ehl-i kitap Haçlı'ya; islâmı da korumak adına direnen, yüzbinlerce ölerek dirilen bir milletin karakterini anlatabilsek! Haçlı işgâlindeki ülkede, minarelerden Ezan-ı Muhammedîyi yeniden "inletmenin" nelere mal olduğunu, hatırlatabilsek!
AB'nin, Vatikan'ın, ABD'nin Atatürk'lü Cumhuriyetli Türkiye'ye baktıkları yerden; bu gayr-ı millî, şuuraltları teslim olmuş korkaklarımızı da baktırabilsek!
Haçlı zihniyetin; işbirliği yapanlardan, BOP Eş Başkanlığı'nı övünerek ifâde edenlerden değil, Türk Milliyetçiliğinin dünyada da markası kabul edilen siyâseten MHP'den, sosyolojik olarak Türk Milliyetçiliğinden, Ülkücü Türk Gençliğinden bahsedişinin; bir gıpta olduğunu, bir korku, bir saygı nedeni olduğunu anlatabilsek!
Tarihte Mete'nin, millet savaşa hazır olmadığı için Çinlilerin atını, servetini ve sonunda çinli karısını istemelerine razı olup, çorak bir toprak parçası istendiğinde; "Diğerleri şahsî mallarımdı verirdim ama toprak milletindir, savaşırız!" demesiyle aynı rûhu yansıtan Devlet Bahçeli'nin; "Devletimi, milletimi toprağımı kimseyle paylaşmam!" tavrının, bir kişisel düşünce değil Türk Mİlleti'nin teamülleri-refleksi olduğunu herkese anlatabilsek!...
İki bin on bire selâm ile...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA, TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: