Pazar, Aralık 26, 2010

NASIRIMIZA BASMAYIN!

"Ooofff !... Heeeeeyyyt Ulaaaan!...
Sabrımızla oynarken nasırımıza bastılar!
Düşman nasırımıza basacak kadar yakınımıza gelemez! O kadar yakınlaşabilmek için ya bizim itlâf ettiğimiz düşmanın başına gitmemiz, ya da bizi öldüren düşmanın cesedimizin başına gelmesi lâzım! Bu iki halde de nasıra basılmaz! Basılsa da can yanmaz!
Nasırımıza kardeş bildiğimiz değil kardeşlerimiz bastı!
Yunanlıya, Ermenistanlıya, Gürcistanlıya, Iraklıya ve Iraklı Kürde kardeşim demem! Çünkü değiller! Onlar komşumuzdur! Dün, bizim bahçemizde yakın komşuyduk, şimdi birilerinin aklına uyarak bahçemizi bir duvarla ayırarak başkalarıyla komşuluk kurdular! Artık komşuluk hukukuna ne kadar ve hangi inanca göre uyduğumuza bağlı ilişkilerimiz!
Amaaaa! Daha dün evdeyken bugün geçirdiği fikrî travmalarla değişip gelişen ve bebek katili bir psikopata "Paşa"lık önerecek kadar kapı kulluğuna hevesli Prof. ünvanlı, Türköne soyadlı kardeşimiz ve gûya ona cevap veriyorken veya soruyorken bebek katili psikopata "akıllı" ünvanı vererek ironi yapan; çok kıymetlimiz, Doktor ünvanlı Şehsuvaroğlu soyadlı kardeşlerimiz bastı nasırımıza! Canımız yandı!
Can havliyle her nâsırına basılanın yaptığı gibi canımızı acıtana vurmak gerek! Biz Türk Milleti olarak ne paşalar hal'etmiş, sarayda boğmuşuz bilirsiniz değil mi Türköne Paşamız?!
Biz kaç kere; "Akıllı düşünürken deli vurup geçer!"i ispatlamışız değil mi Şehsuvaroğlu akıllımız?!
Türk Milleti, ne akıllıların akıllarını almış biliyorsunuz değil mi Akıllı Paşamız?
Başa dönerek;
Her zaman komşuluk hukûkuna uyarız! Ola ki bir süre haksızlık eden komşuya gücümüz yetmezse, güç yetireceğimiz güne kadar hânemize çekilir, günü geldiğinde komşuluk hukukunu hayata geçirmek için onun zûlme karargâh ettiği hânesini başına geçiririz!
Tarihte komşuluk hukûkuna riâyet etmeyen hiç bir komşuya, gereken cevabı vermediğimiz olmamıştır! Bu yüzden tarihe göre, sık sık; bize göre, yüz yılda bir, arada-sırada komşularımızı değişiriz!
Yine birileri tarafından doldurularak şımartılmış kuduruk komşularımız var! Başlarına geleceği bilmiyorlar! Türk Milleti'nin bu kadar suskunluğunun hayra alâmet olmadığını tarih yazıyor! Okuyan biliyor ve emîn olarak biliyorum ki nasırımıza basan bu kardeşlerimiz de biliyorlar!
Prof. ünvanlı, Türköne soyadlı Kardeşimiz'e, o ve benzerlerinin aklıyla rektörlük yaparak demokratik hakkını kullanmak isteyen üniversiteli gençleri fakülteden atmakla tehdît eden, demokrat-açılımcı-saçılımcı akıldânelerden öğrendiklerimizi teâmülleştirerek kangal köpekleri eşliğinde çobanlık yaptırmak ahdîmiz olsun!
Nasırımıza basarak acıdan aklımızı alan akıllı kardeşimize de bir daha yabanın akıllılarıyla ünsîyeti, ne yapıp edip yolunu bularak bıraktırmalıyız!
Kürt komşularımıza zûlmeden; kadın-erkek, çoluk-çocuk, yaşlı-genç demeden katleden, gencecik ana-baba evlâdı Kürt kızlarını dağa çıkararak istediği gibi kullanan psikopatlardan, anlayacakları dille hesap sormak ta, yasalarda değişiklik yapıp asmak ta ahdîmiz olsun!
Doktor ünvanlı, Şehsuvar soyadlı Kardeşimiz'in; "Diyarbakır'da yargılar, Habur'da asarım! Varlığım Türk varlığına armağan olsun." diye haykıran Kardeşimizi ve O'nun hâtıralarını unutabilmesine ihtimâl bile veremem!
Allah aşkına biraz dikkat!
Zor günlerdeyiz ve zor işlere, uğraşlara hazırlanmaktayız! Bu ara nasırımıza basmayın Tanrı aşkına!
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: