Perşembe, Temmuz 28, 2011

BAŞBAKAN'A AÇIK MEKTÛP

Sayın Başbakan;
Size ve partinize oy vermeyi hiç düşünmeyen bir Türk'üm. Bilinen 13 göbek soyumla Cumhuriyet öncesi ve sonrası tebaa ve vatandaş olarak ve "Ne mutlu Türk'üm diyene." diyerek üzerine düşen millî bütün görevleri bihakkın yapan bir sülâle mensubuyum.
Doğu'nun en doğusundan; Kars - Arpaçay - Taşdere (Sosgert) Köyü'ndenim. Osmanlı'nın çöküşü ve Batı'nın istekleriyle çizilen sınırla sülâlemin yarısından çoğu Azerbaycan'da kalmış. Biz ise 2.000 metre rakımlı Köyümüz'de Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığını onurla, gururla yaşıyoruz!
Sayın Başbakan; Doğduğum, büyüdüğüm, büyüklerimden dinleyerek ve yaşayarak bölgemizin etnik, dinsel ve mezhepsel yapısını çok iyi bilirim. Buradan hareketle ve Ülkemin "araç saydığınız demokrasi" sayesinde kazandığınız "Tek Hâkim" konumunuzu da dikkate alarak -özellikle size- bu mektubu yazmayı, millî bir görev sayıyorum.
Seçimlere çok az kala, İstanbul'la eşzamanlı bir operasyonla İzmir'den alındım. Evimi polis "hücre evi" gibi basmıştı! İtirazım -var da- yok! Asayiş elbette sağlanmalı! Teknik Takip'miş! İki yıldır dinleniyormuşum v.s. Uzatmadan evimden alındım, uçakla polis nezaretinde İstanbul Emniyeti'ne, dört günlük gözetim sonunda da Özel Yetkili Savcı'ya teslîm edildim ve serbest bırakıldım. Arz etmek istediğim bu da değil!
Sayın Başbakan! Size ve partinize muhalif olduğum için teknik takip ve sorgulamaya tabi tutulduğuma inanıyorum! Buna da itirazım -var da- yok! Ama Size ve bütün Kabinenize; "Has...tir!" çekeni, teknik takibe aldırmayışınıza itirazım var! Hadi "açılım" a zarar verirdi! Peki! İmralı'nın adayı olarak seçildikten sonra Gâzi Meclis'e gelmeyen, yetmezmiş gibi "13 x 13 = Ne çok öldük?" hesâbı ile 13 Mehmetçik'in toprağa düştüğü gün, Özerklik ilan edenler neden teknik takipte değildi? "Bana ne?" demeyin! 13 Mehmet'in toprağa düşmesinde ihmali görülen(!) komutanların görevden alındıklarını açıklayan İçişleri Bakanı, size bağlı! Hadi gündem çok yoğundu! "İleri Demokrasi(!)"ye zarar verebilir tedbiriyle "uyku modu"na aldınız varsayalım! İmralı'ya sâdık demokrat(!)lardan biri, size çok yalakalık yapan bir pravdada; Demokratik Özerkliği tekrarla sınır çiziyor; "... Bu, Sivas Koçgiri'ye kadar olan sınırdır aslında. Maraş'ın bir kısmı, Erzincan, Malatya... Elazığ... Tarihsel olarak Erzurum, Van, Ağrı... Batman, Diyarbakır... Aslında Doğu ve Güneydoğu'nun tamamıdır bu." Diyor devam ediyor; " .... Bizim belediye olduğumuz, il genel meclislerinde etkin olduğumuz ... yerlerde, demokratik özerkliği hayata geçirmek, organlarını oluşturmak çok daha rahat bir durum. ... Ben bir milletim. ... Kendi kendimi yönetmek istiyorum. ... Fomülasyonu şu; kendi yerelinde topladığı vergiler, şüphesiz oranın kullanılmasında ve Türkiye'nin diğer bölgeleriyle arasındaki makasın kapanmasında yeterli olmaz. Merkezin orayı desteklemesi gerekir. Yani Ankara'ya vergi vermemesi ama devletten yardım alması lazım." Diyor! Ucuz Dolma Kalem'in; " Diyelim ki, ... devlet 'olmaz öyle şey' dedi. O zaman ne olacak?" sorusuna; " ... 30 yıldır ne oluyorsa o olacak." Diyor ve siz, görmezden duymazdan geliyorsunuz!
Sayın Başbakan! Sizin de ifadenizle; "Bekâra karı boşamak kolay!" Çok iyi bildiğim Kars'tan, Iğdır'dan, Ağrı'dan, Ardahan'dan, Erzurum'dan, Erzincan'dan, Elazığ'dan, Bingöl'den yakînen tanıdığım bildiğim; değil bu çapulcular, on PKK da üzerine koyulsa Türkiye Cumhuriyeti'nden başka güçe baş eğmeyecek çok sayıda aile var, hatırlatırım! Kan, oluk gibi de değil seller gibi akar! O bölgeyi, sadece PKK mı bilir zannediyorsunuz? O dağları karış karış bilen ve istemediklerine dar ve zindan edecek kapasitede insanlar var! Daha önce yapmışlardı. Yine yaparlar!
Sayın Başbakan; Bu sözlerimde ne tahrîk, ne de başka bir gâyem yok! Sadece bin yıllık Kürt komşularımızın muhatap olmasından kortuğum kandan endişem var! Size çok samimiyetle arz edeyim ki; korkulan an geldiğinde Vallâhi, Billâhi, Tallâhi ne güvenlik güçlerimize, ne Askere öldürecek PKK'lı ve bölücü Kürt bırakmazlar! Öldürüp; "Şerrefsizi geberttim!" diye gelip Devlet'in duracak Kürdün sayısı, tahminlerinizin çok üstündedir!
Sayın Başbakan; Sizi, taşınamayacak ağırlıkta tarihî bir vebâle sokmak istiyorlar! Allah aşkına aklı başında, -sisteme değil- Devlet'e-Millet'e sâdık bir kaç müfettişinizi bölgeye, milletin içine salın ve dinletin sonra da siz dinleyin n'oursunuz!
Bu mektubumdan sonra da ne olacaksa olsun! Çünkü kalemimden başka kalemim yok ve herkese neyse bana da o! Saygılarımla arz ederim..
Türk'üm. Türk'çe türkçe yazdım vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Bu mektubu imzalamak isterim, müsadenizle.
Saygılarımla