Cumartesi, Temmuz 23, 2011

BİR DEV DAHA NÖBET DEVR'ETTİ...

"Dünya hayatının şu su örneği gibi olduğunu onlara anlat: O suyu gökten indirdik. Yerin bitkisi onunla karıştı. Derken o bitki, rüzgârların savurup döllediği parçacıklara dönüştü. Allah her şey üzerinde Muktedir'dir, gücü her şeye yeter." (Kehf-45-)
Güne, şaşmaz gerçek bir ölümle başladım! Ölümle güne nasıl mı başlanır? Görüldüğü gibi! Yarı ölüm adlı uykudan uyanır, günün haberini telefondan alır, haberin verdiği enerjiyle, sinerjiyle kaldığın yerden devam etmek üzere başlarsın ömür törpüleme mesaine!
Günün haberi; "Necdet Sevinç hayata vedâ etti!" Haberin gerisi teferruattı! "İnna lillâhi ve inna ileyhi raciûn." Her ölüm gibi, bu da erken! Allah rahmet eylesin. Sevdiklerine komşu eylesin Necdet'imizi, yazarını kurşunlatan Türk Kalemimiz'i...
Tarihin ve hayatın en zor inşaatı, Fikir Binası'dır! Zor kurulur! Yavaş ilerler! Başladımı bitmeden durmaz! Ne tamamlandığını gören ilk ustası olur, ne de bu inşaatın nelere mal olduğunun muhasebesini yapan!...
Sözlüklere: "Maddî ve manevî açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı" olarak geçen milliyetçiliğin bir fikir-ide olmadığını iddia ederiz hep! Mensûp olduğu milleti sevmek; bir insanın babasını, amcasını, kardeşini, amcaoğlunu, sülâlesini sevmesi kadar doğal ve içgüdüsel bir davranıştır. Türk baba-anadan doğan bir Türk'ün Türk milletini sevmesi de içgüdüseldir.
Toplumların; kişisel yarış-çekişme-çatışmalar neticesi oluşan yazısız kural ve kuramlarla yaşayan insanlardan meydana geldiği, bilinir. Sirklerin, panayır yerlerinin, miting alanlarının bir kuralı-kuramı vardır. Değişik karakter, değişik kültür ve dilden-dinden insanların ilgilerini çeken bir yerde bir araya gelerek oluşturdukları her kalabalığın; uygulanan, kontrol edeni görülmeyen bir kuralı-nizâmı vardır.
Fikirlerin de ilgilisinin haricinde görülmeyen bir binası, devam eden bir inşaatı ve görülmeyen denetleyicileri vardır. Bütün fikir binalarının temeli, milliyetçilikle atılır.
Her milletin, milletperverleri eliyle, sonradan fark edilmek üzere "milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutan" bir davranışla başladıkları veya başlamış fikir inşaatına güçleri kadar katkıları görülür. Onlarca yıllara, sayısız ömürlere bedel bu inşaat bittiğinde adı siyonizm, pan-Türkizm, pan-İslâmizm olur; kapitalizm, sosyalizm, komünizm, faşizm, liberalizm olur. v.s.
Tarihin her dönemi; güçsüz ve fikir inşâ'sı başlatamamış cılız milletlerin, güçlü ve fikir inşâ'sı olan milletlerden korkularıyla doludur. Fikir inşaatı malzemeleri, köşe taşları güçlü olan milletlerin, tarihe iz bırakan medeniyetler kurdukları da bir gerçektir.
Tarihin 10.000 yıllık kayıtlarında var olan Türk Milleti'nin milliyetçiliği; diğer cılız, ürkek, fikir binası malzemeleri yerli olmayan, köşe taşları millî olmayan derme-çatma fikir binalı milletleri korkutmuştur, korkutur!
Değişen, gelişen dünyada Türk Milleti ve Türk Milliyetçiliği de değişip gelişerek 10.000 yıllık hayatına, yeni bin yıllara içgüdüsüyle devam etmektedir. Sınırları fetihlerle çizili son Türk imparatorluğu Osmanlı'nın son iki yüz yılı ve Cumhuriyetle yaşayageldiğimiz son yüz yılı ile toplam üçyüz yıldır Türk Milliyetçiliği fikir inşâ'sı da aksamadan devam etmektedir.
Jön Türklerle, Şinasi, Namık Kemal, İsmail Bey Gaspıralı, Yusuf Akçura, Mehmet Âkif, Mehmet Emin Yurdakul'larla sağlamlaştırılmış temele; köşe taşları yerleştirmeye devam eden Türk Milliyetçiliği; Ziya Gökalp, Atatürk, Mehmet İzzet, Sadri Maksûdi Arsal, Zeki Velîdi Togan, Ömer Seyfettin, Sultan Galiyev, Nihal Atsız, Fuat Köprülü, Arif Nihat Asya, Niyazi Yıldırım, Mustafa Necati Sepetçioğlu'lar gibi her biri dopdolu birer ömür olan fikir devlerini köşe taşı ederek inşâ'sına devam ediyor!
Bir köşe taşı daha yerine oturdu Necdet Sevinç tamgasıyla... Bu köşe taşı, rengini Sevinç'in saçlarından alan gümüşî parlaklığı ile nesillerce bakılır bakılmaz görülecek, hissedilecektir.
Ölmek kolay Dostlar! Ölümden sonra yaşamak zor! Öldükten sonra öldürülmek için saldırılara muhatap olmak, her fikir savaşçısına nasip olmaz! Bugünden sonra "Türk Milliyetçisiyim." diyen her "Köşe taşı adayı" Türk'e düşen görev, olası saldırılara karşı bu muhteşem Fikir İnşâ'sını korumak, zayıf yeri varsa sessiz-sedasız orayı tahkîme soyunmaktır.
Her doğan mutlaka ölecektir ama Türk Milleti yaşasın diye ömürlerini fikir inşâ'sına hasretmiş Köşe Taşları ve takipçileri fikir işçileri var olduğu sürece Türk Milleti yaşayacaktır vesselam...
"VE... KAHRAMANLAR CAN VERİR/ YURDU YAŞATMAK İÇİN..."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: