Perşembe, Temmuz 21, 2011

KAN ARANIYOR!...

Tıpla ilgilenen, kan gereken hastası olan herkes, "kan grubu"nu duymuştur. Ne olduğunu bilmez ama aranan kanın, hastanın kan grubundan olmasının şart olduğunu bilir.
Allah(c.c.) hayırlı, sağlıklı ömürler versin, bir büyüğümüzden bahsedeceğim. Haberi olursa dualarına talip olacağım. Biri Erzurum'un münfesîh MHP İl Başkanları'ndan Nurettin Taşçı olmak kaydıyla tamamı ülkücü altı oğul ve sayısını bilmediğim torun sahibi, Emekli Müftü Hacı Cemâlettin Taşçı Amcam'ın kulaklarını çınlatacağım ellerinden öperek.
Hacı Cemâlettin Taşçı'nın, hastanede yattığını duyarak ziyârete gitmiştim. MHP İktidar ortağı, Sağlık Bakanı MHP'li, Nurettin Taşçı MHP İl Başkanı ve hastamıza ihtirâmın tarifi ma'lûm...
Hacı Cemalettin Amcamıza kan lazımmış. Kolay bulunan bir grup ama bulunamıyordu! Merak ettik, sebep Hacı Cemalettin Amcamızmış! Buluna kanın sahibini soruyormuş. Falan denilince; "Olmaz! O sahtekârdır!" Bir başkası için; "Olmaz o yalancıdır! O'nun kanını da kabul etmem!" itirazlarıyla işi zorlaştırıyormuş!
Benim kan grubumda tutuyordu ve kan vermeğe hazırlandım. Tabi kimden kan alınacağı, Hacı Cemalettin Amca'ya soruldu; "O'nun ki olur! O bozkurttur." diye fakîre iltifatla kanımı kabul etmişti. Yâni Hacı Cemâlettin Amcam ile tıbbın zoruyla "kan kardeşi" olmuş, Hacı Nurettin Abime, emsalim Necmettin Başkan'a, kanla tescilli amca olmuştum...
Bunu anlatmaktaki kastım; öncelikle bir büyüğümüzün kulaklarını çınlatıp yüzünü güldürmek, dualarını istemek ve kanın hükmüne ısrarla işâret eden bir Emekli Müftü Büyüğümüz'ün, ısrarlı mesajına dikkat çekmek!...
Yaşı itibariyle tecrübesinin, mesleği ve göz önündeki uygulama ve vaazları ile müktesebatının, emekli olduğu kurumdan hareketle dînî bilgisinin sorgulanması zor olan bir büyüğümüz; tedâvi amaçlı kendine verilecek kanın sahibinin karakterini sorguluyordu! Bize bir öğüt veriyordu! O öğüdünü vermişti vermesine de biz ne kadar almış, öğüde ne kadar uymuştuk?
Bilinir ki "devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı" olarak tarif edilen siyâsette takip edilen yöntemlere de politika deniliyor. Yani siyâsetin kanı, politika... İthâl bir siyâsete millî politika; millî bir siyâsete ithâl-yabancı politikalar ma'lesef uymuyor! Kan uyuşmazlığı gibi, ciddi bir kargaşa çıkıyor ortaya!
Yaklaşık elli yıldır -hatta daha fazla- ya ithâl siyâsete millî politika, ya da millî siyâsete ithâl politikalarla Türk Milletinin genetik yapısı hedef alındı! Milletliğimiz hedefe oturtuldu!
1923'lerde Muhteşem Türk Atatürk'e rağmen İsmet İnönü'ye müşavir olarak görevlendirilen Mısır Hahamı Haim Nahum'un Haçlı'ya öğrettiği; "Türkleri savaşla yıkamazsınız. Yumuşak lokmalara ayırmalısınız. Bunun için; a) Türk insanını aç bırakmalı, b) İşsiz bırakmalı, c) Fert fert borca esir edip batırmalı, d) Dininden uzaklaştırmalısınız. Bu dört işi başardığınızda bunları yutarsınız." formülle karşı karşıyayız ve ma'lesef elli yıldır -hatta daha fazla- bu formülün uygulamasıyla muhatap olan Türk Milletindeki çözülme emârelerini görerek feryâd ediyoruz!
Bir İngilizin Müslüman-Türk gibi yaşaması nasıl beklenemezse; bir Müslüman-Türk'ün de bir İngiliz, bir Fransız, bir İtalyan v.s. gibi yaşaması beklenemez! Beklenmemeli, istenmemeli!
Giremeyeceğimiz, bizi kabul etmeyecekleri artık apaçık görülen ve bilinen "AB Hayali" ile milletin genetik yapısıyla oynanmasına, daha fazla seyircilik etmememiz lâzım!
Millî siyasetimize milli politikalarla kan vererek yaralarımızı tamire, kendimize gelir gelmez de yeniden Millî Türk Teamülü olan "Milletçilik" siyâsetini hayata geçirmemiz gerek! Yeniden, "Halkları bir araya getirerek milletleştirip 'Ne mutlu Türk'üm diyene' Türkçe formülünü hayata geçirmemiz artık farz...
Bu işi, mevcût siyâsi partilerle başarabilmek zor gibi! Millet evlâdı, millî kanaat önderlerinin yani Türk Münevverler'in sür'atle bir araya gelmeleri; duruş birliği, söylem birliği, hareket birliği göstermeleri birinci şart...
Hep berâber, aynı Türk közüne üflersek yeniden demir dağı eritir, Ergenekon'dan yeniden çıkarız. ÖZLEMİMİZ; TÜRK'ÜN NEFESİNE, TÜRK'ÜN SESİNEDİR vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: